•15

449 74 1
                                    

Düşmemesi adına bebeğin arkasında dururken birkaç adım ötelerinde duran ikiliye doğru yürüyorlardı. Lena'nın hareketleri artık daha fazla geliştiğinden birileri sürekli yanında olmaya çalışıyordu. Şimdi de anne babasının işi olduğu için minik yavruyla diğer üyeler ilgileniyordu.

"Bana gel Lena!"

"Hayır, sen bana gel bebeğim!"

Jeongin ve Changbin küçük kızın kimi seçeceğine dair bir yarışmada bulunurken prens de yavrunun arkasında durarak onlara eşlik ediyordu.

"Dadada!"

Lena her zamanki gibi saçma sesler çıkartırken bu tepkisi diğerlerinin dikkatini çekmişti. Çünkü ileri tuttuğu parmağı ve kaşları çatılı ifadesiyle şifacıyla avcının arkasında bir yeri işaret ediyordu. Üçünün de gözleri aynı anda o tarafa kaydığında ise ağaca yaslanmış her an yere düşmek üzere olan kırmızı gözlere sahip bir bedenle karşılaşmıştı.

Seungmin iç güdüsel olarak yabancının Lena'ya zarar verme ihtimalini düşürmek adına bebeği kucaklarken en önlerine avcı olan geçti.

"Sen de kimsin?"

Bayık bakan adam ağzını aralayıp bir şeyler söyleyeceği sıra aniden dayandığı ağacın dibine çöktü. Mırıldanırcasına ağzını oynattığındaysa diğerleri sesini duyamamıştı fakat en öndeki ikili temkinli adımlarla yanına yaklaştı. Changbin şifacıya kıyasla bir adım ileride durup genci arkasına aldı. Avcı tarafından korunmaya çalışılan Jeongin ise konuştu.

"O bir vampir, kalp atışlarını geldiği ilk andan beri hissetmiyorum ve ne kadar zayıf olduğuna bakacak olursak da uzun zamandır susuz.."

Kısa süreli bir sessizlik oluşurken kimse hareket etmemişti. Onların bu tepkisizliğine ve yalnızca acı çeken bedeni izlemelerine katlanamayan Seungmin konuştu.

"Yani?"

Şifacı irislerini arkalarında bulunan prens ve kucağında dikkatle olayları izleyen Lena'ya çevirdiğinde konuştu.

"Sen veya Changbin ona kanınızdan vermezseniz büyük ihtimalle ölecek, bu durumda benim elimden gelecek hiçbir şey yok."

Prens duyduğu şeyi kısa sürede sindirirken kan verme konusunda gönüllü olmaya karar verdi fakat ondan hızlı davranan Changbin hemen vampirin yanında bitmişti. Yanına çöküp bileğini yabancının dişlerine doğru bastırdı. Kan kokusunu anımsayan beden ise hiç beklemeden avcının kırmızı sıvısını tüketmeye başlamıştı.

Her bir damlada yavaşça kendine gelirken diğer bir yandan da enerji topladığı için daha fazla kan çekiyordu. Onun bu artan performansını farkeden Changbin ise bileğini vampirin ağzından kurtarak geri çekildi. Sonrasında yabancının dudaklarında kalan kanı büyük bir iştahla emdiğini farkettiklerinde ise açlıkla tutuşan bedenin gözleri hala koyu kırmızıydı.

"Sanırım fazlasıyla uzun bir süre susuzluk çektiğinden hala kötü durumda."

Neredeyse Changbin'e saldırmak üzere duran beden bunun bir diğer kanıtı olurken prens göz göze geldiği şifacı ile sıranın onda olduğunu belirtmişti. Jeongin tereddüt etmeden Lena'yı kolları arasına çekerken diğeri de yerde uzanan yabancının yanına adımladı.

Avcının yaptığı işlemin aynısını tekrarlarken vampir olan büyük bir istekle gencin kanını dişleriyle emiyordu. Aldığı eşsiz tat içinde daha fazlasını arzulayan bir çağırışımda bulunurken prensin koluna sıkıca tutundu. Artık vücudunun kana doyup doymadığını anlayamaz vaziyete gelirken Seungmin de oldukça halsiz düşmüştü.

Hem canı yandığı için yüzünü buruştururken hem de aniden bedeninde azalan kanı sebebiyle afallamıştı. Prensin zor durumda ve bayılmak üzere olduğunu farkeden Changbin ise hızla atıldı. Seungmin'in bileğini zor da olsa yabancıdan kurtarıp biraz uzağa çekti. Güçten düşen beden yanındaki avcıya tutundu ve ona yaslanarak biraz olsun dinlenirken vampirin sesini ilk defa işitmişti.

Ecotone // Hyunmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin