•21

413 67 6
                                    

Sessizce beklerken biraz ilerisinde bulunan bedenin hislerini anlamaya çalışıyordu Seungmin. Daha önce yakın olduğu bir arkadaşının ölümünü yaşamıştı fakat ailesinden insanların veya bir sürü arkadaşının gözleri önünde yaşlanışını görmemişti ancak Hyunjin bu hissi oldukça yakından tatmıştı.

Ablası Sulli, onu Ekoton'a getiren çok sevdiği bir hyungu ve aynı evi paylaştığı eski üyelerin ölüm acısını yaşamıştı. Şimdi de Stray Kids'e fazla bağlanmamaya çalışmasının nedeni bu acıyı da deneyimlemek istememesiydi. Yine de hepsini fazlasıyla seviyor ve şimdiden gelecekte bir gün bu mezarlıkta onların da olacağı düşüncesini aklından çıkaramıyordu.

Belki de doğumunda bulunduğu küçük Lena'nın ölümünü bile tadacak ve fazlasıyla yıpranacaktı. En acısı ise üyeler arasında en uzun süre yaşayan türün ona ait olmasıydı. Jisung ve Minho da uzun bir ömre sahipti fakat ne zaman ne olacağı bilinemediğinden yaşamları hemen şimdi bile son bulabilirdi.

Belki de yalnızlık vampiri bu karanlık düşüncelere itiyor ve vaktinin çoğunu geçirdiği mağarada sertçe duvarlara çarpıyormuş gibi hissettiriyordu. Ama Hyunjin'in elinden gelen tek şey kendini ölümüne şimdiden alıştırdığı arkadaşlarından uzak durmakken sayısız günlerini yalnız başına geçirmeye çalışmaktı.

"Tam olarak neyin oluyor?"

Seungmin'in dakikalar sonra kulakları dolduran çekingen cümlesi yerde bir mezarın başında oturan bedene ulaştı. Sessizliğin son bulması ile anlatmaya başladı vampir olan.

"Jonghyun hyung, beni Ekoton'a getiren kurtadam." Bakışları yeniden mezar taşında yazan isme kısa süre takılı kaldıktan sonra devam etti.

"Ben doğduğum sıralar vampir ve kurtadamlar barış içerisindeydi, hatta Jonghyun hyungun ailesiyle benim ailem oldukça yakındı fakat gerçekleşen olaylar sonrası onlardan uzak durmak zorunda kaldık."

O günlerde yaşanan karmaşa ve kötü hatıralar zihnine doluşurken sakin kalmaya çalıştı Hyunjin, o zamanın gerginliğini şimdi bile çok rahat hatırlıyordu.

"O dönemde sürekli evler yağmalanıyordu ve kurbanlardan biri de bizdik. Ablam sayesinde ikimiz kaçabildik fakat annemle babam bizi korumaya çalışırken ruhunu teslim etti."

Yutkundu derince, bu cümleyi ikinci defa kurmak ağır gelmişti. Ayrıca her şey film şeridi gibi gözünün önünden geçiyordu. Sulli ebeveynlerini geride bırakmanın verdiği acıyı iliklerine kadar yaşarken diğer bir yandan kardeşini ormana doğru sürüklüyordu. Hyunjin ailesini korumak istercesine çırpınırken tek yaptığı ablasına daha çok zorluk çıkarmaktı.

"Sonra Jonghyun hyungun ailesinin evine sığındık bir süre, bizi çok iyi sakladılar fakat elbet bir gün bu durum duyulacak ve gitmemiz gerekecekti. Zor şartlarda gerçekleştirmek yerine çabucak oradan da kaçtık ve Ekoton'a yerleştik. Daha sonra da savaşı desteklemeyen Jonghyun hyung ve ailesi de katıldı bize, benim hikayem de böyle."

Anlatacak daha çok ayrıntı ve olay vardı fakat bu kadarı bile fazlasıyla ağır gelmişti Hyunjin'e. Prens bile gözünden damlayan birkaç damla yaşı tutamazken acıyı birebir yaşayan bedenin dayanamaması olağandı.

Seungmin bir şeyler söylemek, diğerini teselli etmek istedi fakat bu durumda aklına mantıklı hiçbir şey gelmiyordu. Epey üzülmüştü, vampir olan zorlu dönemlerden geçmiş ve bugüne kadar gelmişti. Sevdiği birçok kişinin ölümüne şahit olmaksa apayrıydı.

"Bu mezarlıktakiler arasından aşık olduğun biri var mıydı?"

Dakikalar sonra yeniden dudaklarından birkaç kelime dökülürken vampirin yaralarını deşmenin kötü bir fikir olduğunu düşünse de merakına engel olamamıştı. Belki de hala aşk acısı çekiyor olabilirdi. Bu fikir nedense Seungmin'i ayrı bir hoşnutsuz etmişti.

Ecotone // Hyunmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin