17. Bölüm

113 5 1
                                    

Zili tekrar çaldım. Çünkü çok zekiyim. Minho kulağıma bas bas bağırıyodu polise git diye. Benim bu adamı durdurmadan şuradan şuraya gitmem mümkün değildi.

'Ehliyetin var mı?'

Var

'İyi git polise haber ver. Yüzünü kapat adamın sana sataşmasından korktuğunu söylersin'

Hassiktir Hyunjin, sen ne bok yiyeceksin?

'Adamı oyalamaya çalışıcam ne yapabilirim kıt beyinli?'

"Ne var?!" Adam açmıştı bu sefer.

"Şey ben şeyi soracaktım"

"Neyi?!"

"Sakin olun"

"Hemen ne söyliyiceksen söyle ve defol burdan!" Araba kullanmadan gitti. Yakındı zaten.

"Arabamda sorun çıktıda, telefonum yanımda ama şarjı bitik. Sizinkinden bir tamirciyi arayabilir miyim?" Tabii ki adamı dövmiyicektim. Adam cüsseli. Ağızıma eder benim. Ayrıca şartlı tahliyeyle çıkmıştım.

"Hayır!"

"Ama bu şekilde gidemem"

"Banane kardeşim!" İğrenç, bana kardeşim mi dedi o?

"Ama b-"

"VERMİYORUM DEDİM! YÜRÜ GİT BAŞKASININ EVİNDEKİNİ KULLAN!"

"Ama efendi-" Kapı yüzüme çarpıldı. "Evet belki dayak yiyicem ama değer, yani sanırım" Zile tekrar basmaya başladım. Ayak sesi duyar duymaz evin arkasına topukladım. Kapı açıldı.

"NERDESİN LAN KORKAK?!" Cehennemin dibinde!

"Seni bulursam yaşatmam!" O yüzden saklanıyorum ya süper zeka.

"Nereye kaçtın?!" Dedim ya cehennemin dibindeyim diye. Ziyarete beklerim, seninde çok işin var burada. Aha içeri mi girdi o? Nereye ya daha çay içicektik?! Hem cehennem sıcak ya çay hızlı demleniyo, tam tavşan kanı oluy-. Anan! Kadını unuttuk ya lan! Benim arkamda pencere vardı sanki. Allahım şükürler olsun perde varmış. Şimdi bir daha zile basmam mı gerekiyo benim? Ya o psikopat benim için kapıda pusudaysa? YA NERDESİN MİNHO?! Ahanda siren sesi. İşte tam zamanında yetişti koca ruhlu arkadaşım!

~

'Tamam belki oraya anneni görmeye gitmiş ama iyi şeyler yaşamamış olabiliriz! Ama bu durmak için engel değil! Annenin mezarına gidebiliriz?'

İstemiyorum

'Minho özür dilerim'

Neden?

'Bilmiyodun ama ben öğrenmene sebep oldum'

Önemli değil en azından geri döndüğümde onu görebilicem

'Görebiliyo musun?'

Tabii

'Birkaç ay sonra yani'

Evet

O gece daha konuşmadık ve ben uykuya daldım. Bu sırada jeonginin attığı binlerce mesajı görmezden geldim. Ama yarın başımda biteceğine emindim.

-

Ve evet jeongin tarafından üstüme atlanarak uyandırıldım. Zaten miniciksin ne yapıcaksın sen uf mu?

"Herşeyin amk"

"Sana da günaydın hyung"

"Sağol canım"

"Ya kalksana"

"Yoo, sevdim ben böyle. Yatağım rahat üstümde sen varsın" Der demez kızardı ve üstümden kalktı.

"Ben senin üstünde değildim! Sadece öyle olmuş gibi olmuş"

"Açı yanılmasıdır kesin"

"Evet"

"Tabi üstümdeki ağırlıkta dün yediğim akşam yemeğidir" Yememiştim.

"Öyledir!"

"Bende zaten öyledir dedim"

"Hyung susar mısın?!"

"Susarsam kiminle konuşacaksın?"

"Minhoyla"

"Ne?" Ne?

"Ne ne?"

"Minho kim?" Tanrım lütfen biliyo olmasın.

"Sınıftan arkadaşım"

"Anladım" Tanrım sana şükürler olsun.

Jeongin beni dışarda bekledi ve hazırlandım. Birlikte sahile indiğimizde ona Herşeyi anlatmakta kararlıydım. Kayalıklara oturduk. "Sana birşeyler anlatmam lazım" ona doğru döndüm. "Sonunda, dinliyorum seni" Derin bir nefes aldım. "Ben ailemi öldürdüm" Bana öyle bir bakıyordu ki, devam edesim gelmedi. "Kafamdaki ses yüzünden, sonra kliniğe kapatıldım. Orada ki psikiyatri uzmanıma aşık oldum. Sorun şu ki aramızda birşeyler oldu. İlişkimiz ortaya çıktı o atıldı bende hapishaneyi boyladım. Seungminle orada tanıştık..." Ve hepsini anlattım. Jeongin karşısında deli varmış gibi bakıyordu. Haklıydı da ama ona yalan söylersem bu sefer ben rahat edemezdim. "Hyunjin sen iyi misin?"

"Sence?" Başını iki yana salladı. "Peki şimdi ne yapıcaksın?"

"Bana biraz zaman ver. Hepsini sindirmem gerek"

"Kaç yıl oldu ben bile hâlâ sindiremiyorum, kolay gelsin"

"Kolay olmıyıcak"

"Biliyorum, inan yaşaması da zordu" Kafasını salladı. Beş dakika kadar ikimizde konuşmadık. Sessizliği bozan Jeongin oldu. "Birisiyle çıkarsan Felix'e ihanet etmiş olur musun?"

"Hayır, ama bunu yapmam"

"Neden?"

"Çünkü hâlâ onu seviyorum"

"Ama o öldü" Kaşlarımı çattım. "Yani?"

"Yok birşey" Karın ağrısını biliyodum ama üstüne gitmiyicektim. Benden hoşlandığını söylerse ona cevap veremezdim. Çünkü ondan hoşlanmıyorum. Belki aklım hâlâ Felixte olduğu içindir, bilmiyorum. Zaten benim gibi birini sevmesi onun için çok zor olur. Bi kere ben yaşamıyıcaktım ki? Sadece zamanımı bekliyodum. "Madem anlattıklarımı düşünmen ve sindirmen gerekiyor. Seni yalnız bıraksam iyi olur" Kafasını salladı. Bende eve geçtim.

-

Bu bölümü kısa yazdım. Ayrıca artık kurguyu bitirmek istiyorum o yüzden Hyunjin herşeyi anlattı. Başka bir kurgu yazıyorum ikisine birden zaman ayırmak çok zor. Ayrıca İngilizce kursum var. Yakında okullarda açılıcak. Ben bunu taaa ne zaman yazmaya başladım, hâlâ bitmedi. Bu yüzden bu kadar kısa yazdım bu bölümü. Bir sonraki bölüm final. Büyük ihtimal bir anda tüm bölümleri salıcam. Oy verirseniz sevinirim!

Seviliyosunuz<3

Ölümle Dans? || HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin