Keyifli Okumalar.
Satır aralarında yorum bırakmayı ve vote vermeyi unutmayın lütfen 🌸Akşın öleli neredeyse 3 ay oldu. Dile kolay, koskocaman 3 ay. O günden sonra zaman nasıl geçti, biz bu acıya nasıl dayandık hatırlamıyorum bile. Tek hatırladığım içimdeki o bitmek tükenmek bilmeyen acı. İçimde öyle bir boşluk açmıştı ki, o boşluk ne doluyor ne de kapanıyordu. Öylece orada duruyordu.
"Karaca." Salih amcamın sesiyle daldığım düşüncelerden kurtulup ona döndüm.
"İyi misin? Neden yemiyorsun?" Önümdeki yemeğe baktım canım hiç yemek istemiyordu.
"Aç değilim amca. Müsaadenizle." Kimse ses etmeyince sandalyemi ittirip kalktım. Yavaş adımlarla odama geldim. İki boş yatak. Bir sürü hatıra.
"Konuşmak ister misin?" Akın'ın peşimden geldiğini konuştuğunda anlamıştım. Yatağıma oturup başımı olumsuz anlamda salladım.
"İçine atma artık Karaca, hasta olacaksın."
"Konuşmak istemiyorum Akın."
"Neden?"
"Konuşacak gücüm yok çünkü." Yanıma oturdu. Ellerimi avuçlarına alıp okşadı.
"Yapma böyle. Hepimiz üzüldük Akşın'a ama geçti. Her şey geçiyor bu da geçti. Acısı hâlâ içimizde ama zaman akıyor Karaca, durup öylece bekleyemeyiz."
"Yapamıyorum Akın." Dedim var gücümle. Gerçekten konuşmak bile zor geliyordu. Gözlerim şimdiden dolmaya başlamıştı bile.
"Yapabilirsin. Akşın ailesinin yanında. Çok sevdiği, özlediği ailesinin yanında." Gülümsedim ama bu acı bir gülümsemeydi.
"Evet, öyle." Dedim.
"Buna üzülmeye devam edecek misin? Yoksa hayatına mı devam edeceksin? Akşın devam etmeni isterdi."
"Haklısın." Gözlerimi silip alnımdan öptü. Çoğu zaman iyi anlaşamasak da bu tür durumlarda yanımda olmasını, bana güç vermesini çok seviyordum.
"Hadi gel, bahçede abi kardeş kahve içelim. Ama kahveyi sen yaparsın."
"Tamam tamam yaparım, git sen geliyorum." O odadan çıkarken ben de derin bir nefes alıp aynadan kendime baktım. Gözlerimin kızarıklığı gitsin diye ellerimle yelleyip derin derin nefesler alıp verdim ve toparlanıp aşağı indim. Mutfağa girip ikimize kahve yapıp peşinden bahçeye çıktım.
Ben daha yeni oturmuşken Yamaç amcamda arkamızdan gelip aramıza oturdu.
"Çok güzel bi akşam he, ne dersiniz?" Gözleri gökyüzündeydi.
"Öyle." Diyerek onayladı Akın onu.
"İnsan sevdiklerini kaybedince bu acıya alıştığını sanıyor ama." Nefesi yetmemiş gibi durdu ve derin bir nefes aldı.
"Ama her defasında canı çok başka acıyor. Bizim durumumuz da öyle. Alıştık sanıyoruz, sonra sevdiğimiz birini daha kaybedince meğer acıya değil yokluğuna alıştığımızı anlıyoruz."İkimizde sessizce onu dinliyorduk. Söylediklerinde o kadar haklıydı ki.
"Buna da alışacağız, Akşın'ın yokluğuna. Hayatımıza devam edeceğiz çünkü biz acı çekiyoruz diye hayat durup bize yol verecek değil. Anlıyosun di mi Karaca?" Adımı söyleyerek bana döndüğünde ben çoktan içime içime ağlamaya başlamıştım bile. Beni kendisine çekip göğsüne bastırdı. Saçlarımı okşadıkça ağlamam artıyordu. Aylardır içimde tuttuklarımı boşaltıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE EVLİLİK (AZKAR)
Ficción General"Keşke böyle olmasaydı Karaca, keşke yollarımız başka türlü kesişseydi..." "Neden böyle konuşuyorsun Azer?" "Nasıl konuşuyorum?" "Veda eder gibi..." "Çünkü.." Diye iç geçirdi Azer. Nefes almak bile zor geliyordu kendisine. "Sana veda etmem gerekiy...