9.BÖLÜM

239 24 60
                                    

Barış evin önüne geldiğinde durup Sibel'e döndü. Sibel elindeki kağıtları okuyordu.

"Geldik hanımefendi, inebilirsiniz." Dedi dalga geçerek. Sibel de kağıtlarını toplayıp etrafına baktı, eve geldiklerini anlamamıştı bile.

"Sağ olun şoför bey, dalmışım kusura bakmayın." İnip kapısını kapatacakken durup gülümsedi. Barış bir şey diyeceğini anlamıştı.

"Bir daha benimle laubali konuşursanız kendinize yeni bir iş aramak zorunda kalırsınız, iyi akşamlar." Kapıyı kapatıp eve doğru yürüdüğünde Barış da koşarak arkasından gelip onu kolunun altına aldı.

"Benim gibi yakışıklı bir şoför bulmak zor ama." Diye kardeşinin şakasına eşlik etti.

"Yok ya, değil. Elimizi sallasak ellisi." Barış elinin altındaki kardeşini durdurup kendisine çevirdi.

"Şansınızı çok zorlamayın isterseniz."

"Şaka da kaldıramıyorsan e yuh yani."

"Kaldıramıyorum canım hadi yürü." Yeniden yürüyüp sonunda eve girdiler. Fadik  sofrayı hazırlıyordu.

"Offf kurt gibi açım anne."

"Elinizi yüzünüzü yıkayıp gelin, yemek hazır."

Sibel giderken Barış merdivende durup annesine döndü yeniden.

"Abimler nerde?"

"Bahçede."  Başını sallayıp kendisi de yukarı çıktı.

İkisi de üstlerini değiştirip aşağı indiğinde herkes masadaydı. Masaya geçip karşılıklı oturdular.

Sessiz geçen yemeğin ardından Barış doyup çatalını bıraktı. Sibel anlatması için gözünün içine bakıyordu.

"Ben namaza durucam, masayı siz toplarsınız." Fadik'in kalkıp gitmesi işine gelmişti. Onun yanında konuşmak istemiyordu zaten.

"Bugün tatsız şeyler oldu." Diye başladı konuşmasına. Yılmaz ve Azer önce birbirine sonra Barış'a baktı.

"Noldu?"

"Tanımadığımız bir adam geldi bahçeye eli silahlı bir sürü adamla. Bizi almak istediler."

"Siz?" Diye sordu Yılmaz, kardeşleri arasında mekik dokurken.

"Yok, Sibel değil. Ben ve Akın'ı almaya gelmişler."

"Sen ve Akın mı? Ne diyosun oğlum sen? Ne işin var senin o Koçovalıyla?!" Azer yavaş yavaş sinirleniyordu.

"Kardeşi de bizimle aynı okulda. Onu getiriyor abi." Sibel de araya girmişti.

"Getiriyorsa getirsin. Size ne? Ahbaplık kuracak adam mı kalmadı da Koçovalıları seçtiniz?" Sibel'le Barış birbirine baktı.

"Asıl konu o değil abi. Adamları tanımıyoruz diyorum. Bizi almak istediler. Öyle hemen vazgeçecek tiplere de benzemiyorlar."

"Ee nasıl oldu da alamadılar?"

"Beni almak öyle kolay mı? Aşk olsun."

"Yine bizden habersiz o çocukla iş yapmadın di mi Barış? Bak yaptıysan-"

"Yok abi, hiçbir şey yapmadım. Yapmadık yani."

"Tamam, biz halledene kadar sen bi süre gitme okula. Sibel'i de yarın ben bırakırım."

SAHTE EVLİLİK (AZKAR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin