Yamaç aldığı haberle hızla eve vardı. İçeri girdiğinde Karaca tekli koltuğa oturmuş ağlıyordu. Yanına gidip önüne çöktü.
"Karaca noldu? Nerde Sena?" Karaca gözlerini sildi.
"Bilmiyorum. Film izleyecektik. Elimdekilerle odaya çıktım o da arkamdan gelecekti ama gelmedi." Yamaç'ın kulağı çınlamaya başlarken o başını eğmiş sakin kalmaya çalışıyordu.
"Ses duymadım. Kimse yoktu evde yemin ederim." Başını kaldırıp yeniden yeğenine baktı. Gözlerini silip ayağa kalktı.
"Sen evde kal." Geldiği gibi evden çıkarken Annesi ve yengeleri de aşevinden dönmüştü. Ne kadar ona seslenseler de bir kere bile dönüp bakmamış arabasına bindiği gibi oradan uzaklaşmıştı.
Aklına ilk gelen yere, Azer'in evine gelmişti. Hem havaya ateş açıyor hem de deli gibi bağırıyordu.
"Azeeer! Azer nerdesin lan çık ortaya?!" Adamlar silahlarını çekmiş ama ateş etmemişlerdi. Azer ve Yılmaz dışarı çıkarken Sibel de odasından onları izliyordu.
"Yamaç! Noluyor?"
"Nerde lan karım, nerde?!"
"Yamaç-"
"Karım nerde dedim?!" O kadar sinirliydi ki kimseyi gözü görmüyordu. Azer adamlarından silahlarını indirmesini isteyip yavaşça Yamaç'a doğru yaklaştı.
"Karını ben kaçırmadım." Yamaç onu duymuyor gibiydi. Kafasını kaldırıp camdan kendisine bakan kızla göz göze geldi ve çekmeden konuşmaya başladı.
"Azer. Karım nerde?" Azer onun Sibel'e baktığını farkedince kendisi de yukarı baktı. Gözleriyle içeri girmesini işaret ettiğinde Sibel yavaş hareketlerle de olsa abisini dinleyip içeri girmişti.
"Yücel. O kaçırmış. Bizde her yerde onu arıyoruz." Sonunda gözlerini pencereden çekip Azer'e döndü.
"Yalan söylüyorsan-"
"Yalan söylemiyorum." Yamaç silahını beline yerleştirip arabasına bindi. Geldiği gibi ordan ayrılırken Azer ve Yılmaz da sıkıntıyla nefes verip eve girdiler.
"Her şeyi gördüm de karısını kaybedip kapımıza geleni de ilk defa görüyorum."
"Yücel'i istiyorum Yılmaz, hem de hemen." Yılmaz başını sallayıp çıktı evden. Aramaya nereden başlayacağını bilmediği için önce Efsun'a ardından da Timsah'a uğraması gerekiyordu.
Yılmaz giderken Sibel de aşağı inmişti. Azer'in az önce olanlar hakkında konuşmayacağını bildiği için mutfaktan suyunu alıp yeniden odasına döndü.
***
Yamaç eve döndüğünde öyle bir haldeydi ki kimse onunla konuşmaya cesaret edemiyor, hepsi ilk adımı atması için birbirine bakıyordu. Annesi dayanamayıp yanına ilerledi."Oğlum."
"Sena yok anne." Dedi boşluğa bakarak. Sultan ağlamamak için kendisini tutup oğlunun yüzünü avuçladı.
"Bulucaksınız." Yamaç birkaç saniye gözlerine bakıp kendisini çekti. Merdivenlere yönelip odasına girdiğinde kimse arkasından gitmemişti.
"Mahvolmuş abi."
"Kimse üstüne gitmesin. Daha da fena olur." Cumali'yi onaylayıp kalktıkları gibi geri otursalarda hepsinin içi içini yiyordu. Karaca dayanamayıp yukarı çıktı. Amcasının odasının önünde önce biraz durup ardından kapıyı tıklattı. İçerden ses gelmese de kapıyı açıp içeri girdiğinde Yamaç elindeki fotoğrafa bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE EVLİLİK (AZKAR)
Ficción General"Keşke böyle olmasaydı Karaca, keşke yollarımız başka türlü kesişseydi..." "Neden böyle konuşuyorsun Azer?" "Nasıl konuşuyorum?" "Veda eder gibi..." "Çünkü.." Diye iç geçirdi Azer. Nefes almak bile zor geliyordu kendisine. "Sana veda etmem gerekiy...