Bölüm 15

1.3K 105 43
                                    

Merhabalar sevgili değerli birtanecik okurlarım 🙆🏻‍♀️😇

Nasılsınız?! İyisinizdir İnşAllah.

Buraya okuduğunuz saati ve tarihi yazsanız nasıl olur?(yayınlanma tarihi: 12.12.2022/ 00:46) Yazmazsanız da canınız sağolsun ❤️

Doğru daha sınır tamamlanmadı. Ama bölümü atayım dedim. Dün ve bugün tüm beynimi yaktım yaza bilmek için.

Neyse çok fazla yazdım. Hadi bölüme geçin. Bölüm sonunda yazacağım diğer mesajlarımı.

~iyi okumalar ❤️ okuyan gözleriniz dert görmesin.
___________________________
Küçük bebek uyanmış babasının göğsüne kadar çıkmıştı. Kendi kendine sesler çıkarıp gülücükler saçarken genç adam zorlukla gözlerini açmıştı. Dün gece geç uyumuştu. Hilal bir türlü ağlamayı bırakmadığı için genç adam da onu sakinleştirmeye çalışmıştı. Saat sabahın 4 nü gösterdiğinde Hilal sakinleşmis ve uyumuştu. Hilal'in uyuması ile derin bir nefes alan genç adam gözlerini ancak kapatmıştı.

Şimdi ise küçük bebek uyanmış babasının sakalları ile oynuyordu. Genç adamın son 4 gündür vakti olmadığından sakallarını kesememişti bir türlü. Küçük kız elleri ile genç adamın sakallarına dokunup kaşlarını çattı. Sol elini kaldırıp genç adamın sağ yüzüne vurduğunda genç adam tamamen gözlerini açtı. Küçük kız sakalları beğenmemişti. Genç adam gözünün birini açıp baktığında küçük kız ellerini ağzına alarak yemeye başlamıştı. Sanki az önce babasına tokat atan o değilmiş gibi. Genç adam küçük kızının bu hallerine kıkırdayarak kollarını kaldırmıştı. Küçük kızını kollarına alan genç adam sarılmıştı ilk olarak. Ardından seyrek olan saçlarını okşayıp öpmüştü. Küçük kız ellerini birine çırparak yeniden ağzına almaya çalıştığında genç adam gülerek söyledi:
"Günaydın meleğim. Baba böyle mi uyandırılır? Tokat nedir kızım ya?"

Küçük kız babasının söylediğine garip sesler çıkarırken genç adam tebessüm edip devam etti sözlerine:
"Anladım. Açsın. Yemek yemeden konuşmayacaksın. O zaman hadi mutfağa."
___________________________

Eve vardıklarında ayakkabılarını çıkaran baba kız salona geçmişlerdi. Ev o kadar sessiz ve soğuktu ki, genç adamın kalbine bir ağırlık çöktü. Çok çabuk alışmıştı. Her sabah toplu aile kahvaltıları daha bir güzeldi sanki. Akşam sohpetler eşliğinde yenen akşam yemekleri çok daha özeldi. Tüm o sohbetler, yemekler, şakalar ve daha nicesi bu evi yaşanılır hale getiriyordu. Doğru önceden de yaşanıyordu bu evde. Lakin son aylarda daha farklı olmuştu yaşamları. Yeni bir düzen kurulmuştu genç adam için.

Derin bir nefes alan genç adam küçük kızını kucağından indirdi. Hilal babasının kucağından iner inmez mutfağa koşturdu. En son öğle yemeği yediği için acıkmıştı babasını beklerken. Genç adam mahçup şekilde gülümseyerek kızının arkasından ilerledi. Mutfak lavabosunda ellerini yıkayıp tabak aldı. Dolaptan ekmek dilimleri de alarak tabağa bıraktı. Buz dolabının kapağını açıp krem çikolata kavanozunu eline aldığında dolabın kapısını kapattı tekrardan. Bir bıçak yardımıyla iki dilim ekmeğin üzerine krem çikolata sürdü.  Küçük kız bu zaman diliminde ellerini yıkamış  yağmurluğunu çıkararak mutfak masasında yerini almıştı. Genç adam krem çikolata sürdüğü 2 dilim ekmek tabağını kızının önüne bıraktığında küçük kız hemen ekmek dilimlerinden birini alarak ısırmıştı.

Genç adam kızına bakarak söyledi:
"Meleğim sana afiyet olsun. Ben şimdi gidip kıyafetlerimi değiştirip geleceğim. Sen burda uslu uslu oturup yemeğini ye. Tamam mı?"

Küçük kız 'tamam' anlamında kafasını aşağı yukarı sallayarak cevapladı babasını. Genç adam hızla odasına gidip kıyafetlerini değiştikten sonra kirli kıyafetlerini banyoda sepete atmış ve mutfağa geri dönmüştü. Akşam yemeği hazırlamayacağı için çaydanlığa su koydu sadece. Ocağın altını yakıp içine su koyduğu çaydanlığı oraya bıraktı. Su kaynarken genç adam da mutfak masasının arkasında yerini alıp küçük kızının yemeğini iştahla yemesini izliyordu. Küçük kız birinci ekmeği bitirip ikinciye geçtiğinde bir ısırık alıp babasına dikti gözlerini. Küçük kız babasına böyle baktığında soru sorardı her zaman. Genç adam küçük kızının bu huyunu bildiğinden gülerek söyledi:
"Söyle kızım. Dinliyorum. Sorunu sora bilirsin."

KAHRAMAN BABAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin