27 Kıskançlık / Modernlik

824 47 19
                                    

Güzel geceler (2:56 saat şuan ve ben bir gözüm açık biri kapalı şekilde bölüm yazıyorum)✨


~iyi okumalar~

-

------------------------------------------
Günlerden küçük kızın banyo yapma günüydü. Dün öğlen saatlerinde baba kız çarşıda gezmiş ve ev için alışveriş yapmışlardı. Genç adam küçük kızını göğsüne sararak çarşıda gezerken daha önce sokakların bu kadar güzel göründüğünün farkında olmadığını anlamıştı. Aslında biliyordu genç adam, güzel olan sokaklar değil kızıyla geçirdiği vakitti. Eve döndüklerinde küçük kız gülerek babasına destek olurken Ali aldıklarını yerleştirmişti.

Genç adam kaşlarını çatarak hafif kızgın sesle isyan edercesine konuştu:
"Hayır ama bebeğim. O şampuan senin bir aylık şampuanın. Daha yeni aldık ya onu dün. Onun hepsini küvete dökemezsin. Böyle giderse ekonomik durumda zarara uğrayacağız."

Genç adam küçük kızının elinden aldığı şampuan kutusunun kapağını kapatarak rafa kaldırdı. Resmen şampuanın yarısını küvete dökmüştü kızı. Daha bir buçuk yaşında olan küçük kız suyla oynamayı ve babasını kızdırmayı çok seviyordu anlaşılan. Genç adamın çatılı kaşlarını gören küçük Hilal kahkalara boğulmuştu. Genç adam dudaklarını bükerek konuştu:
"Ama babacığım önce beni kızdırıyorsun. Sonra kızmama fazla izin vermeden kahkaha atıyorsun. Babayı hem sinirlendirip hem sakinleştirmeyi nasıl başarıyorsun?!"

Küçük kız suyun içinde ellerini çırparak genç adama tepki verince Ali sordu:
"Doğru söyle sen gerçek bir melek misin yoksa? Allah tarafından bana gönderilmiş şans meleği misin yoksa? Bak senin bir insan olduğundan şüphe etmeye başladım ama."

Bu zaman küçük kız elini suyun içine daldırarak babasına doğru bir kaç kez su atmıştı. Genç adam onun bu hareketine gülerek söyledi:
"Tamam tamam. Anladım sen benim biricik meleğimsin. Hem babayı ıslatmak ne kadar kötü bir hareket. Yakışıyor mu küçük bir kıza böyle şeyler yapmak?"

Genç adam küçük bir kahkahanın ardından tişörtünü çıkararak askıya astı. Küçük kızını güzelce yıkarken onun için şarkılar söylemeyi unutmadı. Küçük kız da babasına eşlik etmekten geri durmuyordu.
-------------------------------------------
Günler sonra... Artık Nisan ayı bitmiş yerini Mayıs'a vermişti. Mayısın ilk haftasında olan genç adam ve kocaman ailesi sıcak günlere alışmaya çalışıyorlardı. Yaz aylarının çok sıcak geçeceği şimdiden belli oluyordu.

Berra çalıştığı özel hastaneden istifa etmiş ve mahalleden iki sokak ötedeki hastanede işe başlamıştı. Hastane, önceden çalıştığı yer gibi kocaman olmadığından, kısa sürede hastane heyeti ile kaynaşmıştı. Berra ve küçük oğlu Arda bu mahalleye taşındığından beri yaşamlarında hiç bir kusur yoktu. Arda babası gibi gördüğü Ali'ye, kardeşi dediği Hilal'e ve arkadaşlarına çok yakındı. Genç kadın da arkadaşları Neslihan ve Şeyma ile daha fazla vakit geçire biliyordu. Genç kadınlar okul çıkışı her gün birinin evine gidiyor bir saat kadar çay kahve eşliğinde sohbet ediyor özel günler için plan kuruyorlardı. Berra ailesini de evinde bir kaç kez misafir etmiş, aynı zamanda mahalledeki altın günlerine katılmıştı arkadaşlarıyla birlikte. Arda'nın biyolojik babası, Berra'nın eski kocası Cevdet bu süreçte sadece bir kez uğramış, akşam yemeğine çıkarmıştı genç kadınla oğlunu. O akşam yemeğinin konusu da uzun süreli veda olmuştu. Cevdet, oğlundan ve karısından bunca zaman yaptıkları için özür dilemiş, ne doğru bir koca ne de düzgün bir baba olmadığını dile getirmişti. İşi dolayısıyla başka bir şehire taşınacağını bu yüzden veda etmeye geldiğini anlatmıştı. Genç kadının kalbi buruktu o gece. Yarım kalmışlıkları birer birer gelip geçmişti gözlerinin önünden. Arda sessiz kalmıştı yemek boyunca. Lakin gece sonunda babasına söylediği sözler ne Berra'nın ne de Cevdet'in aklından çıkmayacaktı sonsuza kadar. O gece Arda'nın lafları tokat gibi çarpmıştı Cevdetin suratına.

KAHRAMAN BABAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin