Merhabalar.... Nasılsınız napıyorsunuz değerli okurlarım?
Sürpriz olacak bu bölüm size. Biliyorum. Çünkü uzun zamandır bölümleri geç geç yayınlıyorum. Hadi dedim bu defa erken atayım. Doğrusunu söylemek gerekirse, son zamanlar okurların yaptığı yorumlar ve kitabın okuma sayısı çoğaldıkça bana bir ilham geldi. Evetttt....
Fazla konuşup vaktinizi çalmak istemiyorum. Okuyan gözleriniz dert görmesin. Satır arası yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen 🙆🏻♀️❤️ karakterlere sayıp söve de bilirsiniz sinirlendiğinizde. İnanın hiç sorun değil.
___________________________
_İlk defa 'anne' kelimesini söyleyen kızım ondan sonra o kelimeyi hiç ağzına almamıştı. Kış aylarında olduğumuz için pek iş yoktu. Lakin bazı günler kafede çalışmaya gidiyordum. Neslihan kardeş sağ olsun akşama kadar idare ediyordu. Hilal de uslu bir çocuktu. Rabbim de yardım ediyordu her zaman bana. Ne zaman dua etsem, Allah'ı düşünsem şükr etmek hep az geliyordu bana.Daha yeni işten gelmiştim. Gelir gelmez direk Semih'lerden küçük meleğimi almıştım. Eve girdiğimizde direk yatak odasına girmiş Hilal'i yatağın üzerine bırakarak kıyafetlerimi değişmiştim. Hazır olduğumda küçük kızını kollarıma alıp kokusunu içime çektim. Huzurun ta kendisiydi onun kokusu. Kendimden ayırdığımda bana şaşkın gözlerle bakan kızıma tebessüm ederek söyledim:
"Oy oy oy... Mis kokulum benim..."Tekrardan kokusunu içime çekip kendimden ayırdığımda elleri ile yüzüme dokundu. Onu yatağa bırakıp yanına oturdum. Ellerini koklayıp öptükten sonra dedim:
"Baban yesin mi seni? Ha? Yiyeyim mi seni? Babasının huzuru... Seni bana verene kurban olurum."Tekrar sarılmak için kızımı kaldırdığımda duyduğum 'ba' sesi herşeye değerdi. Hemen yüzünü yüzüme yakın tutarak sordum:
"Ne dedin bakayım sen? Sen baba mı dedin?! Oy ben şimdi seni ne yapayım. Isırayım mı seni. Ha? Bir daha tekrar et bakayım."Küçük bebeğim gülücükler saçarak söyledi:
"Ba... Ba."Allah'ım sen büyüksün! Bu nasıl güzel bir nimettir vermişsin bana. Sana sonsuz şükürler olsun Allah'ım! Amin!_
___________________________
Genç adam yataktan kalkarak banyoya gitti. Apdest alarak odaya geri döndüğünde gece uyurken giydiği pijamaları çıkararak üzerini değişti. Bu zaman o güzel ve huzurlu ses duyulmaya başladı. Genç adam ezanın bitmesi ile birlikte dün Berra'dan aldığı seccadeyi odasının bir köşesine serdi. Namazını kılıp bitirdikten sonra dizleri üzerinde Kur'ani Kerim'den bir sayfa açarak okudu. Açtığı sayfadaki yazıları okudukça göz yaşlarına boğuldu genç adam. Yüce Allah görüyordu bu yaşananları.
"Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir.
Bakara Suresi, 153.
Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.
Bakara Suresi, 155."Genç adam Kur'an'ı Kerim'i kapattıktan sonra yanındaki sandalyenin üzerine bıraktı. Tekrardan secde ederek göz yaşlarını serbest bıraktı. Göz yaşları içinde sakin sesle söyledi:
"Ey yüce Rabbim. Sana ne kadar şükr etsem azdır. Tüm dertlerimin dermanı sendedir bilirim. Son zamanlar ayakta durmak çok zorluyor beni. Ne yapacağımı bilemiyorum. Şu son günlerde ailem diye sevdiklerimin bana karşı aldıkları cephe çok koyuyor. Kaçmak tek çarem değil, lakin benim yapa bildiğim pek birşey yok. Bu söylediklerim asla isyan değildir. Lakin Allahım, sen şu kuluna daha fazla sabr ver. Kızımın annesini sorup durmasına ne cevap vereceğimi bilmiyorum. Sen bana bir çıkış yolu göster ya Rabbim. Allahım, bilirim sen insanları kaldıramayacağı yükler ile yüklemezsin. Lakin Rabbim kızımın sorusunun cevaplayamamak çok etki ediyor bana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAHRAMAN BABAM
Roman pour Adolescents~3 günlük kızıyla bir başına kalmış bir babanın hikâyesidir~ ~Yarım kalmışların nasıl kocaman bir aile oluşturduğunu anlatan aile kitabıdır~ Genç adam küçük bebeğin yüzüne incitmekten korkar gibi bir öpücük kondurup kızının kulağına kısık sesle söyl...