25 Bedeni küçük ruhu büyük çocuklar

691 51 9
                                    

Bu bölüm bedeni küçücük ruhu kocaman olan, erken yaşta büyümek zorunda kalan, binlerce ağır yükü sırtlanan, derdi kederi eksik olmayan, bazen anne bazen de baba rolüne bürünen, kardeşlerine aile olmaya çalışan koca yürekli tüm çocuklara gelsin.

(Medya; Ali ve Hilal 🥰)

(Bölüm sonunda yazdığım birkaç cümleyi de okursanız çok sevinirim)

İyi okumalar✨💖

-------------------------------------------

Genç adam evin garajında kızı için yaptığı sandalyeyi boyarken küçük kızı onun masasında oturup çizim yapıyordu. Garajın açık kapısından duyulan gök gürültüsü sesiyle küçük kız dudaklarını büzerek genç adama baktı. Ali küçük kızının korktuğunu anlayınca tebessüm ederek kızının korkusunu gidermek için konuştu:
"O yağacak yağmurun habercisi güzel kızım benim. Hani geçen gün sana gökyüzü krallığından bahsetmiştim ya. İşte bu gök gürültüsü onların toprağa bereket vermek için geleceğini önceden haber veriyorlar."

Küçük kız gözlerini büyüterek heyecanlı sesiyle sordu:
"O zaman şimdi yağmuy mu yağacak?"

Genç adam üzerindeki önlüğü çıkarıp ellerini ıslak havlu ile silerken yanıtladı küçük kızını:
"Evet güzelim benim. O yüzden hadi ellerini sil de, biran önce eve geçelim."

Bu zaman başlayan yağmur ile küçük kız kıkırdayarak oturduğu sandalyeden kalktı. Ellerini silmeden bahçeye, yağan sağanak yağmurun altına koşturdu.

Genç adam küçük kızının arkasından ilerlerken uyardı küçük bebeğini:
"Dur, koşma meleğim."

Küçük kız yağmurun altında koşturup eğlenirken yanıtladı babasını:
"Ama yağmuy çok güzel babacığım..."

"Islanıyorsun ama bebeğim. Üşütüp hastalanırsan hastaneye gitmek zorunda kalacağız ve sana iğne yapacaklar."

Titrek sesle devam etti konuşmasına:
"Sana iğne yaparlarken canın acıyacak. Senin canın acıyınca benimde canımdan can gidiyor meleğim."

"Sen meyak etme babacığım. Sadece biyazcık oynayıp sonya eve giyeceğim."

"Tamam o zaman. Eve gidince hızlıca sıcak duş alırız baba kız."

Küçük kız kahkahalar atarak sağanak yağmurun altında dans edip etrafa koşuştururken genç adam hızlıca telefonunu çıkarıp video kaydı almaya başladı. Bir kaç dakikanın ardından küçük kız babasına bakarak yüksek sesle sevincini dile getirdi:
"Babacığım. Bak ne kaday güzel yağmuy. Hadi sende gel. Ben çok eğleniyoyum."

Genç adam telefonundan şarkı açıp garajın önündeki sandalyenin üzerine bıraktı. Küçük kızına kollarını uzatıp kucağına alırken keyifli sesiyle kızının kulağına söyledi:
"Gel bakalım bebeğim, biraz dans edelim seninle."

Baba kız şarkıya eşlik ederken o yağmurun altında dakikalarca dans etti. Küçük kız hayatındaki en güzel anlarından birini o gün yaşadı.
-------------------------------------------

Küçük çocuk sakin adımlarla annesine ilerleyip acılı kadının tam önünde durdu. Bir kaç dakika hiç birşey konuşmadan sadece izledi annesini. Ardından annesinin ellerini tutarak konuşmaya başladı:
"Ben sana hiç küsmedim ki anne. Sadece kırıldım. Aldığın ilk darbede beni gözden çıkarmana kırıldım. Beni hiçe sayarak biyolojik babamdan olan bir hata olarak görüşün çok kırdı beni. Size en ihtiyacım olduğu anda korumalar ve evin hizmetkârları ile baş başa kalmam beni sessizleştirdi. Benim ilk kelimemin anne olduğunu söylerdi hep dedem. Ancak ben senin için ilk olamadım anne. Böyle cümleler kurmam seni şaşırtıyor belki de, lakin sessizliğim de bana dost olan kitaplar öğretti bir çok şeyi. Ben sizden göremediğim ilgi ve sevgiyi kitaplarda gördüm. Bundandır kitaplara olan düşkünlüğüm. Suskunluğumda konuşamayan dilimdi kitaplar fakat hiç kimse bunu fark etmedi. Ta ki, Ali babam gelene kadar. O sessizliğim ardındaki herşeyi görüyordu. Ben onun karşısında hep güçsüzüm. Neden ona bu kadar çabuk alıştım bende tam olarak bilmiyorum lakin o en çok ihtiyacım olduğu anda çıkıverdi karşımıza. Hilal'i görünce kıskandım birazcık. Çünkü biz onunla farklı şekilde ortak acıya sahip iki çocuktuk. Belki ben ondan bir buçuk ay büyüğüm ancak yaşımızın aynı olduğu inkar edilemez. Dedem hep derdi ki, Yüce Allah kullarını asla yalnız bırakmıyor, en ihtiyaç duyulduğu anda onlara birilerini gönderiyor. Anlamazdım önceleri tam da yaşayana kadar. Dedeme de çok sormuştum anlamını ama yaşamadan öğrenemezsin derdi. Onun da dediği gibi, yaşamadan öğrenemedim. Çok isterdim bunca şey yaşanmadan güzel bir aile olmayı, ancak her işte bir hayır olduğunu biliyorum. Ve birşey daha fark ettim, eğer ki, babam bizi terk etmeseydi, şuan kocaman bir aileye sahip olmayacaktık. Hilal gibi bir kız kardeşim, Murat gibi sırtımı yaslaya bileceğim bir arkadaşım olmayacaktı. Ben şu anki yaşamımdan mutluyum sende daha fazla üzme kendini."

KAHRAMAN BABAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin