28 GERÇEK BİR AİLE GİBİ

798 46 37
                                    

İyi okumalar ✨

En sevdiğim şarkılardan ve her Nisan ayı geldiğinde izlediğim bir anime......

(Kitaptan bağımsız ama anime izler misiniz?)

-------------------------------------------
Genç adam eliyle koltuktan destek alıp, ayağa kalktı. İşten geldiği gibi küçük kızını odadaki yatağa yatırıp, yorgun bedenini koltuğa atmıştı. Yatak odasına ilerleyip yatağın yanına vardığında küçük meleğinin gözleri açık şekilde etrafa baktığını gördü. Bu duruma gülümserken onu dikkatlice kucağına alarak yatağa oturdu.

"Far görmüş tavşan gibi bakıyorsun kızım." diyerek kıkırdadı.

Burnunu küçük kızının yanağına sürerek kokusunu içine çekip konuştu:
"Baban bu huzur ve mutluluk için neler çekti bilmiyorsun. Ve zamanı geldiğinde de hiç bilmeyeceksin güzel meleğim. Sen hep masum ve iyi kalacaksın. Sana hiç bir kötülüğün dokunmasına izin vermeyeceğim çiçeğim."

Nazikçe küçük kızın alnından öpen genç adam fısıldadı:
"Sana herşeyin en güzelini yaşatacağım İnşAllah bebeğim."

Küçük kızın yüzü buruşarak ağlamasıyla genç adam meleğini sımsıkı sarıp ayağa kalktı. Anlaşılan küçük bebeğin yemek saati gelmişti.

-------------------------------------------

Şeymalarda yenen akşam yemeğinin üstünden 2 hafta geçmişti. Geçen süreçte Ekrem ve Nehir çifti nişanlanmış yüzük takmışlardı. Artık eskisine göre Berkay ve ailesi daha fazla gelip gitmeye başlamıştı mahalleye. Nişandan 3 gün önce iki mahalle arasında maç yapılmış büyük küçük herkes bu maçı izlemek için maçın yapıldığı sahanın etrafında yerlerini almışlardı. Her iki mahalleden de birer tane hakem seçilmiş bir buçuk saat boyunda topun peşinden koşmuşlardı. Düşe kalka oynanılan oyunun sonu güzel bitmiş Hilal'lerin mahallesi için. Oyun sonunda büyükler yanlarında getirdikleri örtüleri birleştirerek kocaman bir sofra haline getirmişlerdi. İki mahallenin de büyükleri yanlarında getirdikleri yiyecekleri örtülerin üzerine koymuş birlikte sohpetler eşliğinde zaman geçirmişlerdi. Genç adamlar da yemek sonrası kazanan kaybeden fark etmez herkese dondurma almışlardı. Birlik oldukları sürece kazanan ve ya kaybedenin hiç bir önemi olmadığını da, çocuklar bu maç sırasında anlamışlardı. Geçen zaman içinde Berra Ali'nin işte olduğu zamanlar oğlu Arda'nı ve küçük Hilal'i alarak bir kaç kez baş başa pikniğe götürmüştü. Birlikte anne ve çocuk pikniği yapmış bu onlara oldukça iyi gelmişti. Hilal'in ruhuna çok güzel etki ediyordu Berra'nın ona böyle davranması. Berra bazen Ardayı Ali'nin yanına bırakıyor Hilal'i de alarak kız kıza gezmeye gidiyorlardı.

Bu gün cumartesi olduğundan baba kız bu günü kendilerine ayırmışlardı. Yarın için ne gibi planlar yapılacağı daha belli değildi. Lakin bu günü tamemen kızına harcamak istiyordu genç adam. Sabah namazından sonra uyumayan Ali kahvaltı sofrası hazırlayıp kızını uyandırmıştı. Beraber yaptıkları kahvaltı sonrasında sofrayı toplamışlardı. Evin tüm pencereleri açık tül perdeleri kapalıydı. Mayıs ayı gerçekten de çok sıcak geçiyordu. Rüzgar estikçe perdeler havalanıyor ardından yeniden pencerenin önüne iniyordu. Ali koltukta oturuyorken kızı Hilal de başını babasının göğsüne yaslayarak kitabını okuyordu. Genç adam kızının saçlarını okşayıp Allah'a şükr ediyordu. Küçük kız elindeki kitabı okurken bir anda durdu ve başını kaldırarak sordu:
"Babacığım, kader ağlarını ördü deniliyor burda. Kader bir örümcek mi?"

Genç adam küçük kızının sorusuna duyunca düşüncelerinden ayrılıp kıkırdayarak cevap vermeye hazırlanıyorken Hilal dehşete kapılmış yüz ifadesiyle devam etti sorularına:
"Eğer öyleyse bizim sınıfta da Kader var. O da bir örümcek mi yoksa?"

KAHRAMAN BABAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin