1.3

443 45 9
                                    



İşlerin bitmesiyle ben de bitmiştim. Ellerimi çırpıp tamamen hazır olan stüdyoma baktım. Umarım elime yüzüme bulaştırmazdım. Gerçekten buralara gelene kadar çok uğraşmıştım. Yüzlerce yara almıştım. Bunlar tabi gocunduğumdan değildi hatta gurur bile duyuyordum ama kolay olmamıştı.

Bu işin içindeyken bir sürü yarışmaya hatta dünya çapında yüzlerce yarışmaya da katılmıştım ama şimdi farklıydı sorumluluğunu üstlendiğim ve ciddi bir iş yaptığımı hissettiğim ilk andı.

Yoongi'nin alt katındaki stüdyoyu almıştım. Neden mi? Benim için de vermesi zor bir karardı ama kaçamazdım Marc bana kaçmamam gerektiğini kaçarsam duygularımın daha iyi bir hal alacağının bir yanılsama olduğunu söylemişti.

Haklıydı bir korkak gibi sürekli kaçamazdım. Kabul etmiştim. Bir zamanlar reddedilmiştim çünkü sevdiğim kişi başkasını seviyordu. Bu kabul etmem ve yoluma bakmam gerektiğini anlamam için bir işaretti. Bu yüzden burayı seçmiştim.

Aynalarla donatılmış yerde kendi etrafımda döndüm. Daha sonra müzik setine doğru ilerledim ve telefonumu ayarladım.

Saat gece 2.30'tu şirkette muhtemelen sadece güvenlikler kalmıştı. Yalıtımlı bir stüdyo olduğundan ses dışarı girmeyecekti. Böylece istediğim gibi dans edebilecektim.

Burası gerçekten benim yeni evim olacaktı. Marc'la Gangnam'a yakın bir plaza da ev almıştık. Beraber kalacaktık ama ben muhtemelen stüdyodan çıkmayacaktım.
Hatta rahat bir koltuk ve askılıkta almıştım.

Seçeceğim şarkıyı ayarladım. Aşırı hızlı olmayan ama slow da olmayan ritimli sıcak bir aşk şarkısı açtım.

(Bu şarkı var ya bu şarkı aağğaaaa imdat yani bir kere dinleyince 20 kere dinlemeden bırakamıyordum)

Adımlarımı yumuşakça atarak başladım bu kısım biraz slowdu. Hareketlerimi uydurarak kendimi izliyordum. İşte başlıyorduk. Nakaratta hafif daha tempolu daha sert hareketlerimi iyi bir şekilde tamamladım. Tekrar biraz daha yavaşladım slow hareketlerde nefeslerim düzene girse de hızlı dönüşler yüzünden stabil değildi ve yine hızlanıyordu.

Evet işte en iyi kısım son nakarat nasıl ki bir şarkının son nakaratı en güzeliyse ya da mükemmel bir yemeğin son lokması damağınızda kalan en iyi tatsa dansta da şarkının son kısmıyla uyumlu son hareketler en ateşlisiydi. Son hareketler her zaman seyircide daha kalıcı izler bırakırdı.

Son nakaratın ezgileri kulağıma geldiğinde spontane yaptığım kareografinin cidden mükemmelleşmeye başladığını düşündüm. Kendimi artık iyice kaptırıp oradan oraya savruluyor sahneyi her şekilde kullanıyodum

Ellerimi yere yaslayarak üst bedenini yavaşça sürtünür gibi yere indirdim ve sertçe sırt üstü döndüm sırtım sızlasa da ellerimi başımın iki yanına sabitleyip hafifçe olduğum yerde sürtündm. Gözlerim kapalıydı. Kalbim yanıyordu. Dansın ateşi ve nabzı kesinlikle beni yükseltmişti. Tüm her yerim terliydi. Dansım gerçek bir aşık gibi, sevişiyormuş gibi hissettirdi. Ilık özü ruhlarına akmadan yapılan son vuruşlar ve son perde.

Ayakta sol elimin parmak uçları sağ omzuma yaslı, bacaklarım iki yana açılmış sağlam bir şekilde yere basıyordum.

Nefes nefese kısık gözlerele bitiş hareketime baktım. Gerçekten estetik duruyordu. Yeterince uzun bir süre danstan uzak kalmıştım. Bu yüzden böyle tutkuyla dans edebilmiştim. Son zamanlarda ilhamım artmış gibi hissediyordum. Duyduğum tüm müziklere kareografi buluyordum.

Telefonumun yanına gidip kaydı durdurdum. Çok iyi bir kareografi vardı elimde. Nefes nefese soluklanmaya devam ettim ta ki nefesim kesilene kadar çünkü ensemde sıcak bir nefes hissettim.

DANCE | SOPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin