Durmam gerektiğini düşünmüştüm ama duramamıştım ahahaha(çok komik gülme efekti) iyi değilim umarım güzel yazmışımdır saldım bombeyi bumm keyifli okumalar.
Bölüm:15
Hope aldığı itirafla gözleri şaşkınca açılırken ne yapacağını bilemedi. Yoongi ise hiç hesapta yokken bir aşk itirafı yapmış bulundu.
En az Hope kadar şaşkındı ve birden yıllar sonra aralarında anlatıp kahkaha atacakları bir şey oldu. Hope adrenalin patlaması mı heyecan mı yoksa başka bir şeyden mi bilinmez çıkışa doğru koşmaya başladı.
Yoongi de şaşkınlığını atıp kendisinden kaçan çocuğun arkasından koşmaya başladı. Boş şirkette sadece sesli adımlarının sesi yankılanırken Suga arkasından "Niye kaçıyorsun Hope dursana." dedi
Hope onu umursamadan karmakarışık duygularından kaçarcasına koşmaya devam etti. Yoongi'nin yaklaştığını hissedince çığlık atarak daha hızlı koştu ve "Gelme peşimden aaa" diye çığlık attı. Onları dışardan birileri görse hallerine acırdı. Zaten onlarda ne yaptıklarını bilemeyecekleri bir hale gelmişlerdi.
Yerler kaygandı ve her an kayıp düşebilirler İki ruh hastası boş şirkette kovalamaca oynadılar bir süre.
Hope asansöre yetiştiğinde hızla katta olan asansöre bindi. Tam nefes nefese Yoongi'den kurtulduğunu düşünmüştü ki Yoongi çoktan elini asansörün kapsına koyup kendisi gibi nefes nefese yüzüne bakmıştı. Hope neden olduğunu bilmeden birkaç adım geriledi ve aynaya yaslandı.
O da nefes nefese kalmıştı. Yoongi asansöre girip son katın düğmesine bastı. Asansörün kapıları kapanırken Hope endişeyle başını öne eğdi.
Şimdi ne yapacaktı. Ani bir hareketle Yoongi'den kaçmıştı ama yakalanmıştı Şimdi ne olacaktı. Yoongi'yi affedecek miydi? Boşuna mı onca yıl acı çekmişlerdi? aklındaki sorular çoğalmaya başladığında ayaklarının yanında bir çift siyah ayakkabı görüş açısına girdi.
Yoongi yine kişisel alanını işgal etmeye başlamıştı. Bundan rahatsız olduğu söylenemezdi ama tamamıyla rahatta değildi. Aralarındaki bu gerilim onu şimdiden yormuştu.
Yoongi nazikçe eğik başını çenesinden destekleyerek kaldırdı ve göz göze gelmelerini sağladı. Hope heyecanla ona bakarken konuşmaya başladı.
"Neden kaçtın?"
"Bilmiyorum."
"Ben sana aşık olduğumu söyledim ve sen kaçtın. Bunun mantıklı bir açıklaması olmalı bebeğim."
"Bilmiyorum dedim Yoongi. Sadece yaptım. Ayrıca sen Jimin'i sevmiyor muydun az önce dediklerin neydi?"
"Hope bir kere daha Jimin'i sevdiğimi iddia edersen seni bayılana kadar ve seni sevdiğime inanana kadar öperim."
"Yaa ne diyorsun? Uzak dur biraz niye kişisel alanımı işgal ediyorsun?"
"Neden hoşuna gitmiyor mu?"
"Hayır gitmiyor uzak dur benden git Jimin'e şarkı yaz sen."
"Hay Jimin'inini de şarkısını da. Hope bebeğim benim. Ben seni seviyorum Jimin'i değil. Ben anladım sen de anla artık."
"Zahmet olmuş beyefendi ya ben ölünce anlasaydın 7 yedi yıl az değil mi erken olmuş paşam."
"Ne ölmesi Hope saçma cümleler kurma."
dedi sinirlenerek.Bilinçsizce yaklaşan bedenlerse aslında her şeyi anlatıyordu ama iki enayi bunu anlamayacak kadar aptallardı.
Yüzleri yaklaşmışken Yoongi "Dudakların öptüğüm günden beri aklımdan çıkmıyor Hope. Defalarca tekrar öpmek istedim." dedi. Dudaklarını sıcak dudaklarla örtmek aşk zehrini dudaklarından içmek istiyordu. Onu istiyordu. Çaresizce tekrar konuştu.
"Tekrar sevemez misin beni? Tekrar yakamaz mıyım kalbindeki ateşi?" "Yapamazsın çok uzun zaman geçti. Geriye külleri bile kalmamıştır aşkımın." dedi umutsuzca Hope. İyi hissetmiyordu. Yıllarca beklediği aşk itirafını almıştı ama büyük bir boşluk hissediyordu.
Yoongi parlak bakışlarla tekrar konuştu.
"O zaman ben yaksam bu sefer kalbimi? Sen hiçbir şey yapmasan aşkımın ateşinde ısıtsan soğumuş kalbini olmaz mı?" dedi. Olumlu bir cevap beklediği umut dolu kedi gözlerinden belliydi.
"Ne yani rollerimi değiştireceğiz?" diye sordu merakla hope. Sevdiği çocuktan aldığı soruyla aşk sarhoşu Suga sıcak elleri kendi elleri arasına alıp heyecanla başını salladı.
"Aynen bu sefer ben seveceğim seni. Kontrol tamamen sende olacak bebeğim ister parçala at kalbimi istersen dilediğin gibi kullan. Çıtımı çıkarmam uslu bir şekilde senin beni eskisi gibi sevmeni beklerim" dedi yalvararak.Hope onun yalvaran suratını izledi. Gözlerindeki umut ışığı inancını körüklemişti ve uzun zamandır hissettiği bir boşluk dolmuştu sanki. Suga tek bir sözüyle yapmıştı bunu. Denemek istedi. Kötü bitse bile bu sefer en azından sadece onun canı yanmayacaktı. Hem belki iyi olurdu. Böyle bir belirsizlik daha can sıkıcı değil miydi. Evet denemeliydi.
Kararını vererek Yoon'a baktı ve "Tamam kabul ediyorum. Bu sefer sen koş peşimde." dedi.
Sonunda aldığı cevapla rahatlayan Yoongi hızla dudaklarına yaklaşıp bunu bir öpücükle şereflendirmek istedi ama Hope başını yana çevirince dudağı yerine yanağını öpmüş oldu. Hope hoşuna gitse bile onu göğsünden iterek hafifçe uzaklaştırdı.
"O kadar kolay değil Min Yoongi. Hiçbir şey istediğin kadar kolay olmayacak önce yedi yıl önce akıttığın gözyaşların karmasını ödeyeceksin. Sonra ben istersem öpeceksin beni"
"Ama be-"
"Kabul etmiyorsan hiç başlamayalım."
"Hayır hayır ediyorum. Pekala sen nasıl istersen öyle olsun. Ben seni istediğin kadar beklerim." dedi kararlılıkla.Bu sözlerden sonra genç çocuk gülümsemek istese de ciddiyetini korudu. Yoongi'ye gerçekten çektirecekti. Şimdiden bundan çok hoşlanmıştı. Yoongi'yse başına geleceklerden habersiz aşık aşık Hope'a bakmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANCE | SOPE
Fanfictiontw/yeme bozukluğu Neden ben değil? Neden o? bu iki soru kafamda devir yaparak kendini tekrar etti uzun bir süre. Yıllarca elleri ellerime yakışır mı acaba ya da yanında güzel durur muyum diye düşünmüştüm. Durmazmışım. Ben Yoongi'ye hiç yakışmazmışım...