1.6

423 46 29
                                    

Hi bestie ben geldimmm👯‍♀️
Yeni bölümün şarkısı celısi celısi
Keyifli afiyetli okumalar aşkolar🥳
Şarkı bulamadım🙃

Bölüm:16

O gün gelmişti. Yoongi sinirle karşısındaki manzarayı izliyordu.

Marcellio sanki yavrusunu besleyen bir kuş gibi durmadan Hope'un önüne et bırakıyordu.
Neler mi oluyordu şu an?

İtirafının üstünden bir hafta geçmişti. Hope bu süreçte harbiden kendisini zorlamıştı. Sürekli Sir Marcellio ve Hope'la karşılaşmak zorunda olan Yoongi onların bu canımlı cicimli halleriyle sinir krizi geçirecekti. Hayatında kimseyi bu kadar koskandığını hatırlamıyordu

İster istemez Jimin'le olan durumu kıyasladı ve arada ne kadar fark olduğunu anladı. Jimin'in de yanındaki bir erkek de ona dokunduğunda bundan hoşlanmazdı ama
böyle hissetmezdi. Her marcellio ona dokunduğunda içini bir zehir kaplıyordu.

Şimdi karşısında 'bebeğim' diyerek beslediği Hope'a uzanan kolunu da kırmak istiyordu yaşlı bunağın.

Daha sonra bebeğim diyen ağzını dağıtmak istiyordu. Sinirle elindeki yemek çubuğunu sıktı. Hope gerçekten ona karma yaşatıyordu. Jimin'le her ilgilendiğinde bunları hisset-mesi canını sıktı.

Hope da sanki inadına yapar gibi sürekli Marcellio'ya durmadan dokunuyordu. Masada her şeyi bilen Jin ve Namjoon'sa komedi filmi izler gibi Yoongi'nin tepkilerini izleyip kıkırdıyorlardı.

Sir Marcellio gülerek Jin'e tekrar dönüp "İşte sonra da bu şapşal kadının karşısında öyle kaldı. Bir baktım bu koşmaya başladı ben arkasından bağırarak koşuyorum o daha da hızlanıyor."dedi ve kahkaha attı. Hope ona göz devirirken "Ne yapsaydım canım kadın da öyle pat diye sormasaydı." dedi çocuk gibi kollarını bağlayarak. Yoongi kısık bir sesle "Sen kaçmayı seversin." deyip gözlerine bakarak sırıttı. Hope ima ettiği günü hatırlamasıyla bakışlarını ondan çekip hızla önündeki içeceği içti.

Sir bir kez daha dayanamayıp kollarının arasına aldı ve topladığı saçı yüzünden açık olan alnına bir öpücük kondurdu. "Tamam tamam kızma güzelim sen haklısın." dedi.  Hope ikna olmayınca hep yaptığı gibi bu sefer de yanağını öptü. Bu hareketiyle gözlerine yakından bakıp sırıtan Hope'un gamzelerine de birer öpücük kondurup gözlerine baktı. İlgi karşısında şımarıkça gülmeden edemedi Hope. Sir ona kendisini bebek gibi hissettiriyordu. Acaba şu an Yoongi ne hissediyordu.

Yoongi gerçekten delirmek üzereydi. Siniri şaha kalkmıştı. Ne oluyordu lan daha kendisinin öpmeye doyamadığı gamzelere başka dudaklar değiyordu. Ohh tabi Hope da halinden gayet memnundu. Kendisinin kollarında olmasını istediği çocuk başkasının kolları arasındaydı.

Sabırla nefesini verip bunların imtihan olduğunu kendisine hatırlattı. Hope kendisinin olduğunda ona sadece kendisi böyle dokunacaktı.

Sohbetlerine geri dönerken Yoongi'nin odağı hala tamamen Hope'taydı. Göz göze geldiklerinde sevdiği çocukla aralarında küçük bir bakışma geçti.

Biraz sinirleri yatışan Yoongi'nin siniri ise Patavatsız Tae'nin sorduğu soru tavan yaptırdı.

"Ya sormaya çekindim ama siz çıkıyor musunuz " diye soru yöneltti merakla. Bu soruyla kolları arasındaki çocukla bakışan Marcellio dikkatin tamamen onlarda olduğunun farkındaydı. Yoongi'nin de dikkati tamamen onlardaydı.

Hope'a oyununda destek olmak istediği için Yoongi'nin gözlerine bakıp "Ahh biz yedi yıldır flörtleşiyoz değil mi güzelim?" dedi ve tekrar kendisine şaşkınlıkla bakan Hope'a döndü.

Hope'un kulağına yaklaşıp "Ayak uydur Yoongi çıldırıyor" diye açıklama da yaptı fısıltıyla.

Hope ona bakmasa bile yakıcı bakışların üstünde olduğunu biliyordu. Başını salladı ve bir şey demeden bardağı kafasına dikti. Olduğu yere geri dönerken başını da Marc'ın omzuna yasladı. Gözleri yavaştan kapanmaya başlamışken ilgi odağı tamamen onlardan kaydı. Marc bir yandan diğerleriyle konuşurken bir yandan da omzunda uyumak üzere olan Hope'un saçlarını okşuyordu.

Uzun uzun sinirden kızaran gözlerle başkışırken içtiği içki yüzünden uykusu gelen Hope gözlerini yavaşça kapadı. Muhtemelen birazdan kalkarlardı.

Uyusa bile Marc onunla ilgilenirdi. Gerçi ilgisini istediği kişi Marc değildi. Tam şu an gözleri kapanmak üzereyken ona bakan bir çift kedi gözdü

***

Jk ve Tae çoktan gitmişken Namjoon ve Jin de masadan kalktılar. Marc onlara ithafen "İyi akşamlar çocuklar görüşürüz." dedi. Jin ve Namjoon; Hope çoktan uyuyakaldığı için ona bir şey diyemeden çıktılar.

Masada sadece Jimin,Yoongi,Marc ve Hope kalmıştı. Yoongi'nin gözleri bu akşam sürekli olduğu gibi yine Hope'taydı. Jimin koluna dokunana kadar dikkati uyuyan masum yüzdeydi.

"Hyung biz de kalkalım mı artık?" diye sordu. Yoongi istemeye istemeye başını sallasa da aklı tamamen burada kalacaktı. Hope'u bu herifle yalnız bırakmak hiç istemiyordu. Acaba aynı evde hatta bazen aynı yatakta kaldıklarını duysa ne yapardı?

Hope birden irkilerek uyanırken sersem sersem etrafına baktı. Marc koluna dokunup "Şişşt sakin ol bebeğim ben buradayım hadi biz de evimize gidelim diğerleri kalktı çoktan." dedi. Suga evimiz lafıyla gözleri irileşirken bakışlarını Hope'a dikti. Sanki bir açıklama bekler gibiydi. Hope bakışlarını bir şey demeden kendisinden çekip başka tarafa baktı. Harika bugün zaten yeterince sinirleri gerilmişti bir de Hope'un bu bunakla yaşadığını öğrenmişti.

Hope bir şey dememişti ama Yoongi'nin gözlerinde yanan kıskançlık ateşini görmüştü ve bu kendisine keyif vermişti. Marc a cevaben başını sallayıp onu onaylarken ayağa kalktı.

Yer sanki sallanıyordu. Yoongi ve Jimin hala buradaydılar. Onlara dönüp kısık bir sesle  "Hoşçakalın" dedi ve yürümek için adım attı. Attığı adım sersemliğinden dolayı sekteye uğrarken iki kolunda da baskı hissetti. Düşmemesi için bir kolundan Marc diğerindense Yoongi tutmuş endişeyle kendisine bakıyorlardı.

İkisine de baygın gözlerle bakıp sağ kolunu Yoongi'den kurtardı.
Kedi gözlerde gördüğü kırgınlığıysa hiç umursamadan "İyiyim bir an kalkınca öyle oldu." dedi.
"Peki yardım edeyim gel"
"Olur" dedi başıyla da onaylayarak ve sol kolunu adamın geniş omzuna yasladı. Başı cidden dönüyordu.

Marc'a gerçekten güveniyordu. O kendisiyle güzelce ilgilenecek ve yatağına sağlam bir şekilde ulaştıracaktı. Her sarhoşluğunda böyle olurdu. Başkasının açtığı yarayı hatta kendisine de açtığı yaraları yüzlerce kez sarardı. Marc onun süper kahramanıydı. Bu yüzden ona derin bir minnettarlık ve sevgi duyuyordu.

Her şeyi bir şekilde iyileştirmişti işte. Ona aşık olabilmeyi o kadar çok isterdi ki ama lanet kalbinde de lanet aklında da yıllardır sadece bir kişi vardı. Marc'a ümit verip de üzmek istememişti.

İçinde intikam almak isteyen tarafsa bir tarafa dursun Yoongi'nin sevgisinin sınırını görmek istiyordu. Nereye kadar dayanabilirdi bu sevgi için?

Halbuki bu sorunun cevabı yedi yıl önce gitmesine izin verip de yedi yıl boyunca kimseyle hiçbir şey yaşamayan Yoongi tarafından çoktan verilmişti.

Sadece Hope'un bundan haberi yoktu.

DANCE | SOPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin