Seungkwan için yaşanılan bu durum kolay atlatılacak bir şey olmadı. Kanadının sandığından daha fazla yara aldığının ve bir süre uçmamasının daha iyi olacağını da sonradan öğrendi. Bu yüzden eğitimlere katılmak konusunda olan istikrarını da sağlayamayacağını öğrendi.
Daha olay yaşanalı yakın bir zamandı ki Seungkwan katılamadığı Meth Eğitim Serisi'ni izlemeye gidiyordu. Uzun koridorun bir ucundan diğer ucuna kadar ilk defa uçmadan gittiği için bu durum canını sıktı. O anın etkisiyle kanadını oynatmak istediğinde canı yandı.
Her şey tekrar kafasında canlandığında aklını kaçıracakmış gibi hissediyordu kendini Seungkwan. Ağlama dürtüsüne engel olamıyor, yürümeye kendinde takat bulamıyordu. Tek istediği uçabilmekken bunu bile yapamıyordu. Yere çöküp ağlamamak için ellerini dizlerine dayayıp destek almaya çalıştı.
Hafifçe eğilmiş dizlerinden destek alarak nefesini düzene sokmaya çalışıyordu ki önünde beliren gölgeye baktı. Kafasını kaldırdığında karşısında yine o ihtişamlı simsiyah kanatları gördü. Vernon sadece birkaç adım uzağında duruyor ve ona bakıyordu.
O an için bunu yadırgaması gerekiyordu aslında. Vernon asla karşısına çıkmaz, onun olduğu yerde durmazdı. Her zaman kimsenin olmadığı kadar yüksek veya tenha bir yerde etrafı izliyor oluyordu. Yine de Seungkwan bunu yadırgamadı. Aksine istediği yardımın asla karşılığını bulmadığını hatırladı.
Karanlık Orman'da sesini bir tek ona duyurabileceğini bilerek yardım isterken hatta yalvarırken gelmediğini anımsamıştı. Meth Eğitim Serisi'nde yardım eden Vernon'un aksine o sefer hiç yoktu ve bu Seungkwan için büyük bir hevesin sönüşüydü. Ona acizce yalvardığı için utandı kendinden. Gözleri dolu dolu baktı ona.
"Sen..."
Sesinin titremesine engel olmak isteyerek sözünü yarıda kesti ancak ne feryatlarının ardından kısılan sesi düzelmişti ne de ağlama isteğini engelleyebilmişti.
"Sen gerçekten kötüsün."
Onun artık gerçekten kötü olduğunu düşünüyordu. Karanlık Orman faciasından sonra Vernon böyle bir gerçekti kendisi için. Seungkwan ağlamaya başladığı için gözlerini elinin tersiyle sildi.
"Beni ölüme terk edecek kadar kötü birisin."
Vernon onun karşısında ne bir tepki verdi ne de ona kötü bir şey söyledi. Seungkwan ise ağlamasına engel olamayacağını bildiği o anda daha fazla karşısında durmadan yoluna devam etti. Meth Eğitim Serisini izlemekten vazgeçip diğerlerini görmek üzere ortak salona gitti.
Onun ağlamaklı halini gören Joshua ve Mingyu üzerine titreseler de Seungkwan güçlü durmaya çalıştı. Birkaçı o an orada olmasa da eğitimlerin bitmesiyle ortak salon iyice kalabalıklaştı. Ortak salon iyice tıklım tıklım olduğu sırada Mingyu asıl probleme geri döndü.
"Jeonghan'ı kurtarmamız gerekiyor. Geçenlerde bardlardan birini odaya girmeye çalışırken engelledik ancak nereye kadar onu böyle koruyabiliriz bilmiyorum."
Seungkwan şu an için yardım edebilecek bir durumda olmadığı ve iyileşebilmesi için kendini daha çok tehlikeye atmaması adına Jeonghan'ın başında bekleyen heykellerin habercisi olan ok şeklindeki bilekliği Mingyu geri almıştı. Bu duruma üzülse de doğru olanın bu olduğunu biliyordu.
"Herkes için beklenen an geldi!"
Kalabalık ortak salonun başında çalan zillerle birlikte yankılanan sesle herkes dönüp Bayan Nabi'ye baktı.
"Şimdi Myth Dileği'ni gerçekleştirmenin zamanı."
Hoshi o an her zamanki sinirine ve küfrüne engel olamamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love, Myth and Gods | Verkwan
FanfictionDünyadaki dengeyi korumak üzere iyiler ve kötüler olarak ayrılarak Myth isimli bir okulda görevlerini yerine getiren soylular ve yaratıkların arasına kanatlarıyla ünlü peri Seungkwan gelir.