On Altıncı Bölüm "Tek Kurtuluş, Ölüm"

401 80 51
                                    

Yoon Jeonghan tüm bu olanların içinde karmaşanın tam ortasında, tüm bunlara sebep olduğuna inanarak kendini suçlayacak kadar çıkmaza girmişti. Gözünün önünde ne periyi kurtarabiliyordu ne de Hansol'a dur diyebiliyordu. Hades isteğini açıkça belirttikten sonra tüm gözler ona dönmüştü.

Sanki tüm okul çok basit birini feda edermiş gibi her şeyi tamamen ona bırakmıştı. Kendisi e dâhil. Jeonghan o an yakın arkadaşına değil de kargaya baktı. Hayatının kararını vermek üzere olan onu böyle görmek birkaç saniye tüm dikkatini dağıttı.

Jeonghan açıkça karganın gözlerinde kendi gözlerini görüyordu. Sevgisinden ölümle burun buruna gelen, tüm hayatı alt üst olan kendisi birebir onun gözünde yansıyordu sanki. Kendisinin ondan en büyük farkı yanında hep destek çıkabilecek birileri olmasıydı.

O an daha iyi idrak edebildi Jeonghan.

Kendisi hiçbir zaman bu güçlükle yalnız kalmamıştı ancak Vernon'a peri dışında kimse inanmamıştı. Kimse onun için çabalamamıştı. Onu doğduğu çukurda herkes yalnız bırakmıştı. O karanlığın içinde boğulurken sadece peri ışık tutmuştu ona. Yaptığı yanlışı daha iyi anlayabiliyordu artık.

Eğer zamanında peri gibi gerçekten ona inansalar ve destek olsalardı Vernon hatta herkes tüm bunları yaşamak zorunda kalmazdı. Geçmişte kimse onları ve aşkını yargılamasaydı Bayan Nabi kötülerin Hades'e ulaşmasından korkup herkese her şeyi unutturmak zorunda kalmazdı.

Bu vicdan azabı o kadar derinden sarstı ki kendisini onun yerinde düşündüğünde nefretle doldu içi. Tüm bunlar olmadan önce gözünün önündeki görmeliydi. Seungkwan'a inanmalıydı, Hansol'a fırsat vermeliydi. Sadece kendisi sesini çıkarsa bile diğerlerine etki edebileceğine emindi. Ancak Jeonghan bunu hiçbir zaman yapmamıştı.

O an Hansol'un gözlerine bakarken daha da kötü hissetti kendisini. Ne yapacağını çok iyi bilmesine, başka bir çözümün olup olmamasına rağmen inatla ondan vazgeçmemeye karar verdi o an. Eğer perinin aklı yerinde olsaydı bunu yapacağından emin olarak bağırdı.

"Vernon!"

Gözler onun üzerine toplanmaya başladığı anda pes etmemesi için bağırmaya hazırlanıyordu ki başka bir ses ondan önce davrandı.

"Boyun eğme!"

Jeonghan şaşkınlıkla tanıdık sese baktı. Seungcheol ondan önce davranıp bağırdıktan sonra göz göze gelmişlerdi. Onun yapacağı şeyi ondan önce yapmıştı. Sanki içini bilirmiş gibiydi. İstemsizce kızardı.

"Mantıklı düşün ve bu acizlerin sözüne kanma Vernon, tekrar perinin ölümüne sebep olma."

Hades'in sözlerine karşı Jeonghan daha fazla sesini çıkarmak üzereydi ki Hoshi kolundan tuttu onu.

"Saçmalama Jeonghan, bu durumda Bayan Nabi bile hiçbir şey yapamıyor göremiyor musun?"

Jeonghan onun bu pes etmesine karşı sinirle kolunu çekiştirdi.

"Hepimizden güçlü olamaz ya!"

Neden kimse şimdiye kadar perinin gözünden onu görmemişti anlamıyordu. Nasıl olurdu da onu böyle yalnız bırakırdı anlamıyordu. Gerçekten anlam veremediği çok fazla şey vardı ancak tek şeyden emindi. Hiçbir şey önemli olmasa bile peri kendine geldiğinde iyi olmasını istiyorsa Vernon da iyi olmalıydı. Bunu dile getirmekten de çekinmedi.

"Peri için... Bunu borçlusun Hoshi."

Kaplan ona tereddüt eder gibi gözlerle baktığında Dino araya girdi.

"Ben varım, ne yapıyoruz?"

Dokyeom sinirle Hoshi'ye omuz attı.

"Korkaklık etme, onun için değil, peri için."

Love, Myth and Gods | VerkwanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin