Hoshi son olaylardan kısa bir süre sonra Myth için geri dönülemez bir noktada olduklarını biliyorlardı. Perinin artık onların dünyasında olmaması gerçeği kabullenmek istemedikleri bir durum olsa da yaşaması için kabul edilen bir faktördü.
Vernon içinse durumun çok iç açıcı olduğu söylenemezdi. Perinin kolları arasında yitip gidişini gördükten sonra tamamen arafta kalmasına şahit oluyordu. Ortadan ikiye ayrılmış bir şekilde bedeninin bir tarafı iyilik bir tarafı da kötülük için çığlık atıyor gibiydi.
Bu durum nasıl anlatılabilirdi bilmiyordu ancak onun defalarca birilerine eziyet edecek kadar kötü bir raddeye geldiğine tüm okul şahit olmuştu. Her seferinde de bilmedikleri bir sebepten kendi kendini durdurup bir iç kargaşaya da girmesi cabasıydı.
Onu önceki gibi kulesine de kapatmıyorlardı. Aksine gitmesini isteyen tüm sirenler okulda büyük bir isyan çıkarmaya çalışsa bile Vernon inadına kalmaya çalışıyordu. Onun için durumun şu an en iyi olduğu haldi belki de.
Perinin ölümü ondan sonra en çok yaşam tanrısını vurmuştu. Güçlerinden mahrum kaldığı yetmezmiş gibi periyi tekrar canlandırır gibi insanlara göndermesi tam bir intihar girişimi olmuştu. Yaşam soyunun koruyan şey ise kesinlikle tezatı ölüm soyu olmuştu. Tanrıları ikna eden kesinlikle ölüm soyundan Minghao idi.
Gerçekleri söylemek gerekirse perinin ölümünden sonra okulda derin bir sakinlik ve yavanlık her tarafı kaplamıştı. Herkes bir şeyin eksikliğini derinlerine kadar hisseder olmuştu. Birbirinin ardından ayrılmayan arkadaş grubundan herkes kendi köşesine çekilmiş her şeyi hazmetmeye çalışır olmuştu.
Hoshi'nin de tüm bunları büyük bir anilikle kabul etmesi de kolay olmamıştı. Lakin elinden bir şey gelmemesinin de aşikârdı. Eğer bir şansı olsaydı peri içi canını vermeye hazırdı. Arkadaş çevresinin hepsinin bunu yapacağından emindi ancak Hoshi herhangi birinin daha zarar görmesine katlanamayacak raddeyi çoktan aşmıştı.
O gün eğitimden çıktığında sakinliğe kapılan o yavan ortak salonda etrafa bir göz gezdirdi. Perinin ölümüyle herkes dört bir tarafa dağılmış gibi duruyordu. Jeonghan aşkından öldüğü Seungcheol ile bir kenarda sakince konuştuklarını gördüğünde derin bir nefes aldı. Tilki kesinlikle perinin ölümünü kaldıramayan ekibe giriyordu.
Perinin ölümüne kadar kendisine karşı çıkacak kadar Vernon'u savunan tilki o andan itibaren tamamen uzaklaşmıştı. Her şeyden elini eteğini çekmiş gibi sadece perinin ölümünü kabullenmeye çalışıyordu. Bir diğer tarafta ise Jun ölüm tanrısıyla birlikteydi. O tamamen Vernon'a inanan taraftaydı.
Mingyu tamamen hissettiği acının dramıyla adeta depresyona girmişti. Tilkinin aşkının bile onu iyileştiremeyeceğini düşünerek periyi görmek için sürekli insanların aşklarına dadanıp duruyordu.
En köşede yalnız başına oturan Dokyeom Vernon'u tapınaktan çıkarıp getirdiği için perinin ölümünde biraz da kendini suçluyordu. Joshua ona destek olmak için her fırsatı değerlendirse de vicdanından ölen fırtına tanrısı onu kendinden uzaklaştırıyordu.
"Ne tarafa gideceksin?"
Yanında bir anda beliren Dino'ya baktı. Ona açıkça hangi tarafı seçeceğini soruyordu. Vernon'a inanacak mıydı? Onu suçlayacak mıydı yoksa kendi vicdanıyla mı savaşacaktı? Bu cevap verilmesi zor bir soru olduğu için ona yöneltti.
"Sen hangi tarafa gidiyorsun?"
Dino dudak büzmüştü. Onun da kararsız olduğu aşikârdı. Yine de Joshua'yı seçmesini bekliyordu. Su tanrısına olan ihtiyacını belliydi ki o nihayetinde bir su yaratığıydı. Gerçi Jeonghan'a olan hayranlığını da cümle âlem biliyordu. Bu ikisinden birini seçeceğini düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love, Myth and Gods | Verkwan
FanfictionDünyadaki dengeyi korumak üzere iyiler ve kötüler olarak ayrılarak Myth isimli bir okulda görevlerini yerine getiren soylular ve yaratıkların arasına kanatlarıyla ünlü peri Seungkwan gelir.