Boo Seungkwan gözlerini kendi odasında açtı. Fark etmeden Hades'in eline düştükten sonra kendisini odasında bulması fazla iyi bir durumdu. Uyanık değilken bir şeylerin olduğu kesindi ancak peri tam olarak bunların da farkında değildi.
Başucunda bekleyen arkadaşları endişeyle ona bakarken cüce dibine kadar girmiş ona bir doktorun hastasına baktığı misal bakıyordu. Kwan uzandığı yerden kalkıp oturdu.
"Nasılsın Seungkwan?"
Sahi nasıldı? Nasıl hissetmeliydi? Ne yapmalıydı? Düşündükleri ve hissettikleri bu kadar kontrol edilemez bie haldeyken bu soruya nasıl cevap vermeliydi. Mingyu sanki onun acısını hissedermiş gibi yanına yaklaşıp elini tuttu.
Seungkwan o an onun neden böyle bir şey yapmak istediğini bilmiyordu ancak Mingyu elini tuttuğu andan itibaren büyük bir zorluğa karşı geliyormuş gibi kıvranmaya başlamıştı. Sessizliğini koruyan peri farkında değildi ancak Eros onun acısını azaltmak gibi aptalca bir girişimde bulunmuştu.
Mingyu acıdan neredeyse bayılacak gibi dizlerinin üzerine düştüğünde Jeonghan onun elini geri çekmişti. Aşk tanrısı dehşet verici gözlerle kendisine baktığında peri yine hiçbir tepki vermedi.
"Buna nasıl katlanıyorsun?"
Katlanıyordu. Hem de nasıl olduğunu bilmediği bir şekilde. Bir yanı deli gibi kargayı isterken bir yanı da deli gibi korkuyordu ondan. Kendiyle çelişiyordu peri. İkinci yaşamının en zorlu sınavıydı bu belki de.
Sonunda bu hâline katlanamayan sabırsız Dokyeom onu omuzlarından tuttup sıkıca sarstı. Seungkwan veya diğerleri onun yapmak istediği şeye karışmadı.
"Kendine gel artık!"
Sarsması bittiğinde Seungkwan onları gerçekten endişelendirdiğinin bilincine ancak vardı. Düşüncelerini daha toparlayamamasına rağmen bunu idrak edebilecek kadar ayıktı.
"Ben..."
Herkes ağzından çıkan ilk kelimeye pür dikkat kesilmişken peri zorla gülümseye çalıştı.
"...iyiyim."
Hiçbiri bu dediğine inanmamış gibiydi. Hoshi göz devirir gibi bir ifade ile bunu yeterince belirtiyordu. Jeonghan samimi bir içtenlikle gülümseyerek baktı.
"İyi olduğunu biliyorum Kwan ancak bırak sana yardım edelim. Tutma kendini."
Seungkwan bulduğu ilk dayanakta yelkenleri anında suya indirdi. Ona içten bakan tilkiye karşı ağlamaklı bir hâl aldı. Perinin sesi o an ilk defa gür çıktı.
"Ben bununla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum."
Gözyaşları dökülmeye başladığında duygularının yamyam gibi ardısıra üşüşeceğinin farkındaydı. Tüm bu konudan alakasız Dino tam olarak bombayı ortaya atıverdi.
"Vernon gitti artık sana zarar veremez."
Seungkwan ağlamasının ortasında bir anda durup ona baktı. Sözlerinde ciddiydi. Karga gitmişti. Jeonghan arkadaşına sinirle bakmadan önce durumu açıklamak için yol ararken cüce eliyle kapıyı gösterdi.
"Ah sizi düşünce yoksunları, herkes dışarı!"
İtiraz etmek için diklenem kaplana cüce başı dik bir şekilde baktı.
"Daha karganın ne bok yapmak istediğini bile bilmeden yargılayan bir avuç fikirsizsiniz. Seungkwan'ı bu gidişle duygu komasına sokarsınız."
Sözlerinin arkasındaki imayı anlayamayacak kadar konulardan uzaktaydı peri. Herkes tıpış tıpış odadan çıktığında Jihoon tam karşısında belirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love, Myth and Gods | Verkwan
FanficDünyadaki dengeyi korumak üzere iyiler ve kötüler olarak ayrılarak Myth isimli bir okulda görevlerini yerine getiren soylular ve yaratıkların arasına kanatlarıyla ünlü peri Seungkwan gelir.