HASTANE

99 3 1
                                    

Ellerimin titremesine engel olamıyordum.Kapının ardında beni nasıl bir manzara bekliyordu? Her şeyden habersiz elim gitti o zile. Adeta ölüm terleri döküyordum. Bir kaç saniye bir ömür olmuştu.Geçmek nedir bilmiyordu bir türlü.Bekledim,bekledim ne kapıyı açan vardı ne de içeriden gelen en ufak bir ses.Artık dayanacak gücüm yoktu.Vücudum da tıpkı kalbim gibi yorulmuştu.Kapının önüne çöktüm.Ağlayacak gücüm bile kalmamıştı artık.Gözlerinden yaş akıyordu ama istemsizdi benim dışımda gelişen diğer olaylar gibiydi.Her şey kötüydü.O gerizekalı yüzündendi.Belki bir suçum yoktu yada bu hikayede ki en suçlu kahraman bendim.Toprağın masum kalbini kendi geçmişimle kirlettiğim için suçluydum.Bunları içimden düşündüğümü sanarken bir ses eşlik etti sesime.
-Belki tek suçlu aşktır.
Ben daha dönmeden Toprağın yorgun bedeni dizlerimle buluştu.Ne yapacağımı bilmiyordum.Her şey kötü bir kabus olmalıydı dayanacak gücüm yoktu.
-Toprak aç şu gözlerini!
-Toprak..
-Lüt..fen Toprak uyan..
Gözlerimi açtığımda kocaman bir hastane odasında yatıyordum. İlk başta yüzleri tam seçemesemde sonradan yarenur ve annemi başımda beklerken buldum.Annemin gözleri kızarmıştı yarenur uyandığımı görünce üstüme atlayacak oldu ki bir hemşire onu durdurdu. Ben bayılmıştım ve buradaydım peki o? Toprak neredeydi?
Ağlamaktan kısılmış sesimle konuşmaya çalıştım.
-O, nerede?
Kimse ağzını açmıyordu.Biri bir şey söylesin diye gözlerimle yalvardım.
-Yare,cevap versene kızım!
-Hira,abartılacak bir şey yok.Önce bi sakin ol..
Yare cümlesini tamamlayamadan yataktan attım kendimi.Gerekirse tüm hastaneyi yıkar bulurdum onu. Annem kolumu sıkıca tuttu.
-Kızım, yapma.
Annemin gözünden bir damla yaş geldi.Allahım aklımı kaybetmek üzereydim.Başım da çok şiddetli bir ağrı vardı.Elim kolum bağlanmış,ne yapacağımı bilmez halde hastane koridorlarında koşturuyordum.Hasta,yaşlı,durumu ağır, yaralı demeden tüm odalara attım kendimi.Yoktu! Hiç bir yerde yoktu.Ya ona bir şey olduysa? Yare arkamdan seslendiğinde durdum.Arkam dönüktü ona sözleri yutkunmama sonra gözyaşlarımın gözlerimi terk etmesine sebep oldu.
-Hira, o senin iyi olduğunu öğrendi ve gitti.
İşte ne aklım ne de kalbim bunu kabul etmezdi. Ne demek gitti? Ben iyi miydim? Kalbim bedenime fazla gelirken, hayatım alt üst olmuşken nasıl iyi olurdum? Sanırım uzun bir süre iyi olmaya niyetim yoktu. Hatta belki de hiç. Salaktı. Tanıdığım en aptal insandı hatta. Beynimi susturup yarenura anlamsız gözlerle baktım.
-Hadi bizde gidelim artık.
Eğer o gitmişse bir kere gelmesine gerek yoktu artık. Ve burada oturup o gelir umuduyla beklemek beni aptallık dalında birinci yapardı. Eve gidecektim ve kalan hayatıma aynen devam edecektim.
-Kızım iyi misin?
-Evet, daha iyim gidelim artık buradan.
-Kızım, bak bir doktora görün sonra gideriz.
-Anne, iyim ve artık gitmek istiyorum.
-Tamam.Yare kızım sen al Hirayı eşyalarını alıp hastanenin önünde bekleyin ben de çıkış yaptığımızı doktora söyleyip geliyorum.
-Peki.

--------
- Doktor bey girebilir miyim?
- Tabi, buyrun.
-Kızım kendine geldi dışarıdalar şimdi de onu haber vermek istemiştim.
-Buyurun, oturun şöyle sizinle konuşmam gereken bir konu var.
-Hiranın mı bir şeyi var yoksa?
-Hayır,hayır kızınız psikolojik olarak yorgun düşmüş sadece konu başka.
-Dediklerinizden hiç bir şey anlamıyorum.
-Aslında bu konuyu sizinle konuşmak ne kadar doğru bilmiyorum ama kızınızın arkadaşı..
-Doktor bey açık konuşur musunuz?
-Toprak ve Hira.Onlar çok genç iki insan bunu istemek ne kadar mantıklı olacak bilmiyorum fakat kızınızı korumanız gerekiyor.
-Kızımı neyden koruyacağım?
-Toprağın vücudunu günden güne saran virüsten..

BİR DAMLA GÖZYAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin