Ume :
(Ume) - Yani anlayacağın şerefsizin, yalancının, düzenbazın bayrak sallayanı oldum kei'nin gözünde... Haaa! Bir de yanlış anladıysam hanma denan o telefon direğinde gözüm var! Sevgilisinin elinden almaya çalışıyorum! Aralarını bozmaya çalışıyorum kral ve kraliçe ekselanslarının.
Yu-chan'a her şeyi anlatmıştım. Babası rahatsız olduğundan bir süre okula gelemedi neyse ki şuan iyiymiş. Miya'ya gelirsek bana bunu yaptığı için onu asla affetmeyeceğim. Kei okula geliyordu ama yüzüme bile baktığı yoktu. Bende onu zorlama niyetinde değilim açıkçası. Chifuyu-kun birçok kez neler olduğunu sormuştu ama ben hiçbir şey söylememiştim. Belli ki kimseye anlamamış olanları.
(Ume) - Vay be! Neymişim ben? Bunca yıldır kendimim, Kendimden bu kadar iğrendiğimi, bu kadar tiksindiğim hatırlamıyorum yu-chan! Yapmama rağmen bunları hissediyorum... En çok da ne gücüme gidiyor bilyor musun? Kei bunların hepsine inandı. Yazıklar olsun.
(Yuki ) -Kafası karışmış belli ki gördüğü kanıtlar az şeyler değil ki... Yani kanıt değiller, hepsi bir yalandan ibaret ama... Ona biraz zaman ver düzelecektir. Ben emini onun için de çok zor olmuştur. Sen olsaydın senin de kafan karışırdı, sende Baji-sana kızar , inanırdın.
(Ume) - Kızmazdım, inanmazdım da! Anlattığı, anlatamadığı, söylediği, söylemediği her şeye kefil olurdum gözüm kaplı...
(Yuki) - Malesef erkekler senin kadar romantik düşünemiyor şekerim... Hele ki baji - san hiç düşünemez! Çete üyesinden ne kadar romantiklik bekliyorsun ki?
Bunu biraz alaycı bir tonda söyledi ki keyfim yerine gelsin ufacık da tebessüm etmeme yardımcı olmuştu.
(Ume) - Neredeyse beni sevdiğine, aşık olduğuna inanıcaktım.
Yu-chan beni neşelendirmeye çalışırken kurduğu cümleden kalma gülümsemesi benim söylediğimle eriyip gitti.
(Ume) - (buruk bir gülümsemeyle) aynı gün içerisinde iki kere erik almıştı bana bilyor musun? Bir buluşmadan önce... Bir de buluşma için. İkincisini veremedi tabi. Yere dağılmış bir şekile gördüm.
(Yuki ) - Ben eminim eninde sonunda kavuşacaksınız. Hem o seni çok seviyordur.
Derin bir iç geçirdim.
(Ume) - Elbette ki seviyor ama... Bilmiyorum... bana güvenmemesi çok gücüme gitti... Ufff Neyse anlayacağın roman en tatlı yerinde kötü sonla bitti.
Uzaktan Miya - chan bana bakıyordu. Binlerce kez özür diledi ama olan olduktan sonra neden onu affederim ki?
(yuki) - şeyyy... Ume!
Yu-chan'a tekrar dönüp baktım.
(yuki) - benim baji-san ile konuşmamı ister misin? Bu olaylara ben de şahit oldum sonuçta. Bildiğim her şeyi anlatabilirim ona... Belki-
hayır mânâsında kafamı salladım ve bahçedeki öğrencilere göz gezdirerek konuştum.
(Ume) -Asla böyle bir şey yapmanı istemiyorum... Sana inanmaz "sen onun yakın arkadaşımsın, sana neden güveneyim? sende yalan söylüyorsun" gibi boş laflar eder... Bu çirkin tabloya seni dahil etmek istemiyorum ben...Sen olaylara dahil bile değilsin ki... Hem... Onunla barışmak isteyen kim ki?... kuzenim Kei bile olsa bana güvenmeyen birisiyle işim olmaz benim... Ben elimden geleni yaptım. Bu olanlar onun eseri.
Sınıf öğretmenimiz bana seslenmişti bende hemen gittim. Ardımdan Miya yu-chan'ın yanına oturduğunu gördüm. Muhtemelen onun üstünden beni affetirmeye çalışacak ama asla!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
卍Tokyo Revengers 💚 Erik Çiçeği 💚Baji x Oc (DÜZENLENİYOR)
FanficTerk edilmiş bir arazide, hurda arabalarla dolu bir yerdeyim. Etraf Karanlıktı ancak çevremdekileri çok iyi seçemesemde ne olup olmadığını görebiliyordum. Buradan bir an önce kurtulmak için koşup duruyorum. Ama ne yaparsam yapayım aynı yerde dönüp...