Ume :
Hastaneye alel acele geldiğimizde direk Kei'yi amelyathaneye aldılar. Yoldayken nabzını geri getirmeyi başarmışlardı. Teyzeme telefonda durumu anlattım hemen geleceğini söyledi. O kadar endişelendi ki telefonu kapatmayı bile unutmuştu.
Amelyathaneden bir hemşire çıkarken onu durdurdum.
(Ume) - İyileşecek mi? Durumu nasıl?
(hemşire) - Kana ihtiyacımız var. Çok kan kaybetmiş. Böyle gitmeye devam ederse kendiniz her şeyi hazırlamalısınız. Şimdi acelem var. Gitmem gerek.
amelyathanenin önündeki bekleme yerindeki koltuklardan birisine kendimi öylece bıraktım.
Ne demek kendinizi hazırlayın... Olmaz öyle şey... Kei güçlüdür...
Durup durup gözlerim doluyor ancak kendimi tutmak zorundayım. Kei'ye söz verdim.
Ben sözümü tuayacağım ve o da iyi olacak. O çok güçlü ve iyileşecek... Bilyorum.
Dolan gözlerimi hemen siliyorum ama elime bulaşan kan dikkatimi çekmişti.
Kei'nin elini tuttuğum elim kanlıydı. Sanırım oradan gelmişti bu kan...
...
Hayır, karamsar olma!
...
Olmuyor...
İçimi sıkıntı kaplıyor...
Çok kötü ve düşündükçe kalbime ağrı giren senaryolar aklıma geliyor.
Hayır!
Kötü şeyler düşünme Ume... O iyi olacak.
...
Neler oldu? Ben ambulansı Mikey-kun için çağırdım ama yaralanan nasıl Kei oldu? Bunu ona kim yaptı?
(Mikey) - UME-CHAN!
dönüp baktığında Mikey-kun ve diğerlerinin buraya koşarak geldiğini gördüm.
Ayağı kalkmaya mecalim yoktu. Onlar buraya gelirken bakmakla yetindim.
Yanıma geldiklerinde :
(Mitsuya) - durumu nasıl? Doktorlar bir şey dedi mi?
(Ume) - (sesi titrer) yolda gelirken kalbi durdu. Tekrardan nabız alabidiler ama çok zayıf olduğunu söylediler. Apar topar ameliyata aldılar... Çok kan kaybetmiş... Böyle giderse... söylemekte zorlanır) k-kendiniz ... kendinizi her şeye hazırlayın dediler.
Draken-kun hastane duvarına bir yumruk geçridi ve küfürler etti.
Mitsuya- kun yanıma oturdu ve beni teskin etmek için omuzumu sıvazladı. bir süre herkes sessiz kaldı... ne kadar uzun düre konuşmadık bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki ,Kei içeride geçirdiği her bir saniye benim için bir yıl gibiydi.
kafamı kaldırdım ve kimlerin neler yaptığına baktım.
Yeni yeni çevremdeki her şeyi algılamaya başlıyorum. Kafam o kadar dağınık ki.
Draken-kun ayakta oradan buraya sürekli yürüyordu. Mikey-kun yüzü kan dolu bir halde oturmuş sıkıntılı bir yüz ifadesiyle anlını ovalıyordu. Chifuyu-kun ise hala sessizce iç geçirerek ağlıyordu. Mitsuya-kun da duvara yaslanmış ve yoğun düşüncelere dalmış gibiydi. Takemichi-kun da buradaydı. Sadece yere bakıyor ve bir şeyler düşünüyor gibiydi.
Neden kimse olanları söylemiyor? Kimse neden tek kelime etmiyor... ben sormadan açıklama yapmaları gerekirdi...
(Ume) - Kei'ye ne olduğunu ben sormadan söylemeyeceksiniz anlaşılan...
![](https://img.wattpad.com/cover/320641911-288-k755018.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
卍Tokyo Revengers 💚 Erik Çiçeği 💚Baji x Oc (DÜZENLENİYOR)
FanfictionTerk edilmiş bir arazide, hurda arabalarla dolu bir yerdeyim. Etraf Karanlıktı ancak çevremdekileri çok iyi seçemesemde ne olup olmadığını görebiliyordum. Buradan bir an önce kurtulmak için koşup duruyorum. Ama ne yaparsam yapayım aynı yerde dönüp...