23.Bölüm

55 2 1
                                    

Uyandığımda içim neşe doluydu.Hemen ordan çıkıp odama koştum.Koşarken kahkahalar atıyordum,oteldekiler bana deliymişim gibi bakıyorlardı.Odama geçince altıma yüksek bel mavi yırtık kot,üstüme de beyaz üstünde nike logosu olan kısa tişörtümü giydim ve çıktım.Mutluluktan kendimi tutamayıp bale yapmaya başldım.Hemen yemek salonuna girdim.Herkes kahvaltı yapıyordu.Ben büyükannemle göz göze gelince aklıma onun babamı dövdüğü aklıma geldi.Gözümde canlanınca kahkahamda boğulmaya başladım.Onlar bana korkarak bakarken Lena
—Yaşasın Addie de delirdi!
dedi.Ben gülerken yukarıya bakıp
—Ö-öz-zür d-dil-ler-rim b-bab-ba.
diyip daha da gülmeye başladım.Büyükannem
— Addison ne babası niye gülüyorsun?
dedi.Ben böyle biraz daha güldükten sonra hepsini zihnimden anlatmak üzere herkese
—Annem ve babamla buluştum.
dedim.Büyükannem
—Ne diyorsun nasıl buluştun?Nasıllardı?
diye sordu heyecanla.Onlara
— Çok iyilerdi.Çoğu huyumu babamdan almışım.Tabi annemden de almışım.Babam anneme benzediğini söyledi tabi saçlarım hariç.
dedim bir çırpıda.Lena
—Kız onu bunu boşver sen niye deli gibi gülüyordun?
dedi.Ona cevaben
—Babam ile annem bir kız yüzünden ayrıldıklarında annem odasında perdesi penceresi kapalı kitap okuyordu.Camı tıktıklanmıştı.Annem korkup eline bir ateş küresi oluşturup atacaktı ki babamı gördü.Babam annemle konuşmak için cama merdiven dayamış.Elinde pembe sardunyalar ile gelmiş.Annem demiş"Albert napıyorsun sen burda yürü evine!",babam dinlememiş girmiş içeri,içeri girerken merdiveni de düşürmüş.Sonra annem kafasın geçirmiş ve"Sen salak mısın?"demiş.Babam cevaben"Hayır aşığım."demiş,büyükannem de sesi duyup gelmiş.Annem terliği havaya atınca büyükannem havada yakalamış terliği bir elinde su küresi,diğer elinde terlik döve döve "Sen hangi hakla kızımın odasına giriyorsun prens falan dinlemem boğarım seni!" diyip dövüyormuş.Annem de belli bir süreden sonra büyükanneme "Anne sakin ol bırak artık bak başına bir hal gelecek." dediğinde durmuş.Sonra annem ikisine de su getirmiş babam "Senin elinden zehir olsa içerim."diyip kafasına dikmiş suyu.Suyu bitirince annem kafasına bir daha geçirmiş ve "Salak salak konuşma,neden geldin?" demiş.Babam kalkıp annem ayaklarına kapanmış ve "Lisa hiçbir şey göründüğü gibi değil sana yemin ederim ki onu öpmedim.Kraliyet mensupluğu gereği dans etmeniz lazımdı sonra o benim dudaklarıma yapıştı.Ne olur ayrılma benden ben sensiz yapamam!"diyip ağlamaya başlamış,öyle de barışmışlar.
dedim.Büyükannem
—Ay bak şimdi hatırladım ne güzel dövmüştüm onu ben ya!
dedi.Ben gülmeye başladım.Sonra
—Babam bir sonraki buluşmamızda beni kesecek.Bu arada Alex babam bir sonraki buluşmada benimle gelmeni istedi.Boyunun ölçüsünü alacakmış.
dedim.Alex yutkundu ve
—Tamam prensesim gelirim.
dedi korkuyla.Onun babama karşı olan korkusu beni güldürürken büyükannem
—Hadi çocuklar eşyalarınızı ve mayolarınızı alın uçağa bineceğiz.
dedi.Benim çantam hazırdı,zaten diğerleri de gelmişti artık uçağa bilebiliriz.

     Uçağa bindik ve yerlerimize geçip kemerlerimizi bağladık.Bu sefer yanıma Lena geçti.Onunla boş yapmayalım uzun zaman olmuştu biraz yapsak fena olmazdı herhalde.Sonra Lena
—Savaştan sonra evlilik bekliyor musun?
diye sorduğunda bakakaldım.Zihnimden
—Bilemiyorum,sen?
dedim.Bana
—David'e bağlı.Eğer ederse kabul ederim.
dedi.Dün olanlar aklıma geldi ve zihninden
—Valla David istekli,baksana çocuklarınızı düşünüyor.
dedim ve gülmeye başladım.Lena da gülerken
—Eğer çocukların olursa isimlerini ne koymayı istiyorsun?
diye sordu.Ona zihnimden
—Kız olursa Luna erkek olursa Sol koyucam tabi Alex de isterse.
dedim.Bunu lisenin ikinci senesinde düşünüp karar vermiştim.Lena
—Anlamları ne?
dedi.Ona cevaben zihninden
— Latincede Luna ay,Sol güneş demek.
dedim.Lena
—Oha anlamları çok güzel.
dedi.Teşekkür ettim.Sonra ona zihnimden
—Sen çocuklarının ismine ne koyacaksın?
dedim.Bana
—Kız olursa Fiona erkek olursa Jonathan.Ama ben abi kardeş isterim.
dedi,bu tepkisine güldüm ve ona zihnimden
—Düşünsene evlilik teklifini savaş meydanında yaparmış.
dedim ve kahkahayı patlattık.

    Biz böyle konuşup gülerken arkadan David ile Alex geldi.David
—Güzelim sen yeter ki iste ben sana şu an bile evlilik teklifi edebilirim.
dediğinde ben kahkaha atmaya başladım.Lena kafama geçirince sustum,daha doğrusu susmaya çalıştım çünkü David çok hevesliydi.Alex'e baktım ve onun da kendini daha fazla tutamadığını gördüğümde ikimizde kahkahamızı saldık.Sonra Lena ikimizin kafasına da okkalı bir vuruş gerçekleştirince ona
—T-tam-mam s-sust-tuk.
dedim.Alex
— O zaman şu savaşı kazanalım ondan sonra evleniriz.
dedi.Ona anlamaz bir biçimde bakıp zihnimden
—Evleniriz?
dedim.Alex
—Tabi evleneceğiz.Sonra birde kraliyet soylularından erkekler gelir aklını çeler mazallah.
dedi.Lena ile Alex'e kahkaha atarken David
—Fıstığım şimdi orda balolar olacağı için bir sürü erkek gelecek değil mi?
diye sordu.Başımı olumlu anlamda salladım.David yutkunup Alex'e
—Damat savaş biter bitmez nikahı basıyoruz yoksa kızlar elden gider.
dediğinde biz bir el daha güldük.Sonra Alex'e zihnimden
—Alex babam seni buluştuğumuzda bir güzel sevecek.
dedim.Alex'e bunu demem ile gözleri büyüdü ve havaya bakıp
—Şey,yanlış anladınız efendim.Ben kızınızı çok sevdiğim için ilişkimizi daha resmi yapmak istemiştim.
diye telaşla konuşunca gülmeye başladım.Lena da gülmeme başladı.Ona sarılıp yanağına küçük bir öpücük kondurdum ve zihnimden
—Merak etme annemle seni koruruz.
dedim.O da benim yanağımı öpüp
—Normalde benim seni korumam lazım ama istisna yapabilirim.
dedi gülerek.

ELEMENT PRENSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin