Alex Jones
Tam Addison'a açılma cesareti bulmuşken bir anda gök gürleyip deli gibi yağmur yağdı.
Ben şansımı bir kez daha tebrik ederken(!)bir yandan da Addison'ın başına ceketimi örttüm ve koşmaya başladık.Koşarken gülüyorduk.Addison ceketimi omuzlarıma bırakıp ters yöne koşmaya başladı. Ona anlamsız bakışlar attım ilk önce.Addison kahkahalar atarak hoplayıp zıplıyor,etrafta koşuşturuyor,dans ediyordu kendince...Sonra istemsiz bir gülümseme kondu yüzüme. Addison'ın yanına gidip hafifçe eğilip elimi uzattım ve
—Bu dansı bana lütfeder misiniz majesteleri?
dedim. İlk başta şaşırdı ama sonra o pamuk gibi ellerini ellerime zarifçe koydu.Dans etmeye başladık.Dilediğimiz gibi,istediğimiz gibi,deli gibi.Ama en önemlisi kendimiz gibi dans ettik. Sonra hafif kraliyet dansına geçmiştik.Bende bu romantik andan yararlanarak ona hislerimi söylemeyi planladım.Bunu yapabilirsin Alex yapabilirsin oğlum!Sonra ondan ayrılıp ellerini tuttum.Önünde diz çöktüm.Ve şunları dedim;
—Addison ben senden çok ama çok hoşlanıyorum.İlk gördüğüm anda vuruldum sana.Benim sevgilim olur musun?
Addison Pearl
Alex ile kraliyet soyundaymış gibi dans ediyorduk-gerçi ben öyleyim ama olsun-.Çok mutluydum.Gerçekten ilk defa bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum.Alex birden ayrıldı,ellerimi tuttu,yere diz çöktü ve şunları dedi;
—Addison ben senden çok ama çok hoşlanıyorum.İlk gördüğüm anda vuruldum sana.Benim sevgilim olur musun?
O an kalbim yerinden çıkacakmış gibi çarpıyordu.Onun da benden hoşlanmasına inanamıyordum. Sonra cevap vermem gerektiği aklıma geldi ve
—E-ev-vet
dedim.
Alex'in düşen yüzü bir an neşe ve umut doldu.Ayağa kalktı ve bana sımsıkı sarıldı,sonra kucaklayıp döndürmeye başladı beni.Kahkahalar atıyorduk ikimizde.Şu an benden mutlusu olamazdı.Sonra beni indirdi ve yanağımı okşamaya başladı ve
—Hadi eve girelim yoksa üşüteceğiz.
dedi.Bende kıkırdayıp elinden tuttum ve eve doğru koşmaya başladım.Hemen eve girdik. Büyükannem uyumuş olmalıydı. Ben de Alex'e yatağımı verdim yatması için. Koltukta yatmak istese de izin vermedim. "Misafirler her zaman en iyi olanakları hak ederler."der büyükannem.O yüzden salona yatağımı kurdum ve uykunun o tatlı kollarına bıraktım kendimi...Rüyamda bir yer vardı,bir çeşit saray.Ve tahtta bir kadın oturuyordu.Siyah düz saçlı,yeşil gözlü siyah elbise ve pelerini vardı ve bana sinsi bir sırıtışla bakıyordu.Bana
—Sonunda karşılaştık prenses.Ama bundan sonrakiler yüz yüze olacak merak etme.
deyip sinsi bir kahkaha attı ve kan ter içinde o rüyadan uyandım.Alex,büyükannem,Lena ve David bana endişeli bir biçimde bakıyorlardı. İlk sözü Alex söyledi.
—İyi misin Addison,su ister misin?
Bende başımı olumlu anlamda sallayınca Lena bana su getirmek için mutfağa gitti.Ardından büyükannem
—Ne oldu bitanem?Ne gördün rüyanda?
dedi. Bende ıslıkça
—Bir kadın vardı.Siyah saçlı yeşil gözlü ve saray gibi bir yerde bir tahtta oturuyordu. Ve bana"Sonunda karşılaştık prenses.Ama bundan sonrakiler yüz yüze olacak." dedi.
dedim.Büyükannemin gözleri fal taşı gibi açılmış bir şekilde "Alexandra"dedi... Lena'nın bana getirdiği suyu içtim.Alex beni dikkatlice kucaklayıp odama götürdü ve yatağa bırakırken
—Ben sana dedim koltukta yatma diye ama sen yine yattın!
diye söylenmeye başladı.Onun bu haline kıkırdamadan edemedim. Sonra kıkırdamamı farkedip
—Çok mu komik gözüküyorum?
dedi.Bende gülerek başımı olumlu anlamda salladım.Sonra yanıma gelip ellerimi tuttu ve öptü.Çok utandım.O da utandığımı anlamış olacak ki sırıtıp
—Utanmış mı yoksa benim sevgilim?
dedi.Bende ona
—D-dalg-ga g-geçm-me ya!
diyip küçük bir trip attım.Sonra gönlümü almak için sarıldı ve saçlarımı öptü.Onun dokunuşu ve öpüşüyle mest olurken kapı çaldı ve hemen onu ittirip "girin" dedim. Sonra bizi kahvaltıya çağırdıklarını söylediler. bende "tamam" anlamında başımı sallayıp kapıyı kapattım.Alex somurtuyordu.Sanırım o anın bölünmesini istemiyordu.Bende yanağına küçük bir öpücük kondurup
—H-had-di k-kahv-val-ltıy-ya.
dedim.O da gülümseyip takip etti beni. Beraber bahçeye inince mükemmel bir sofrayla karşılaştık.Büyükannem bize
—Hadi gelin çocuklar!
dedi. Bizde hemen sofraya oturduk ve kahvaltı etmeye başladık. Sonra Alex
—Size bir haberimiz var.
diyip.Beni kaldırdı ve elimi sıktı.Ve
—Addison'la ben sevgiliyiz!
dedi.Tabi ben domatese döndüm.Herkes alkışlıyordu.Ardından Lena
—Yaşasın ALEDDİSON!
dedi.Biz ona "O ne demek?"bakışları atıyorken
—Alex ve Addison aşkının adı.
dedi.David
—Bu çok zekice.
dedi.Bende
—H-herkes f-flor-res-ssan l-lamb-ba ol-lduğun-na g-göre h-had-di k-kahv-valt-tı ed-del-lim.
deyince herkesten bir kahkaha koptu. Bende kıkırdadım. Büyükannem
—Addison haklı,hadi gençler ardından ailelerinize dilekçeyi vereceksiniz.Element eğitiminize bugün başlayacaksınız.
dedi.Kahvaltı yaptıktan sonra beraber önce Lena'nın,sonra David'in,ardından Alex'in evine gidip dilekçeyi verdik.Eve tekrar döndüğümüzde büyükannem yine bizi gizli odaya götürdü,bize kıyafetler verdi,ardından giyinmemiz için kabinleri gösterdi.Hepimiz kabinlere geçtik.Kıyafetler siyah ve termaldi.Kısa bir tayt ve bir sporcu atleti.Hemen üzerime geçirince vücut hatlarımın bu kıyafetle belirginleştiğini farkettim.Kabinden çıkınca Alex'in mavileriyle buluşmam bir oldu. Onu süzüyordum.Benimki gibi siyah kısa tayt ve siyah sıkı bir T-shirt.Ve bu T-shirt de onun vücut hatlarını belirginleştirdi. Yanlışlıkla gözüm baklavalarına kaydı. NEDEN!! Sonra o da benim bu halime güldü.Ben yerin dibine girerken o daha da sırıttı ve
—Kırmızı sana çok yakışıyor.
dedi.Ben ona"boş yapma" bakışı attım.O da benden gözünü alamıyordu. Bunu farkettiğimde hemen Lena'nın yanına gittim.Lena da çok güzel olmuştu. Lena beni görünce ıslık çalıp
—Addison çok güzel gözüküyorsun!Neden bu cevheri saklıyordun?
dedi.Bende kıkırdayıp teşekkür ettim.Sonra büyükannem geldi ve bizi çalışma alanına götürdü.Önce Ateşi bükmeyi öğreteceğini söyledi
—Şimdi zihninizde bir ateş oluşturun ve ona şekil verin.
dedi.bende aynısını yaptım ve elimde hafif bir sıcaklık hissedince gözümü açtım ve elimde bir ateş topu vardı.Ben şaşkınlıkla elime bakarken büyükannemden
—Muhteşemsiniz!Harika şimdi bu ateş topuna şekiller vermeye çalışın.
dedi.Bende elimdeki ateş topuna odaklanıp ninja yıldızı şekli vermeye çalıştım.Sonunda ninja yıldızlarını oluşturup azıcık gösteriş olsun diye güçlü bir ıslık çalınca hemen kenara çekildiler ve bende ateşten ninja yıldızları mankene attım ve tam on ikiden! Herkes bana şaşkınlıkla bakıyordu.Sonra bir alkış tufanı koptu.Ardından Alex bana ateşten bir kalp yaptı.Kalp o kadar güzel görünüyordu ki anlatamam tüm ihtişamıyla parlıyordu.Ona
—Ç-çok g-güz-zel
dedim.O bana gülümsedi ve bana
—Seni çok seviyorum.
dedi.Biraz chringe olabilir ama çocuk beni öldürecek yaaa!
Ertesi gün
Sınıfa gidince bizimkileri görüp yanlarına oturdum.Alex
—Günaydın sevgilim
dedi.Ben ona şaşkınca baktım ve
—D-demes-sene öy-yle
dedim utanarak.Alex ise
—Nedenmiş sevgilim değil misin?
dedi.Bende
—E-evet ama ö-öyl-le de herk-kes-sin ol-lduğ-ğu yer-rde d-denir mi?
dedim. Sonra kolunu omzuma atıp beni yanına çekti ve
—Bal gibi denir sevgilim.
dedi.Bende ofladım.Kıkırdadı,sonra bende ona sarıldım.Ve beni yanağımdan öptü.Ben kırmızıya döndüm.Alex
—Dediğim gibi,kırmızı sana çok yakışıyor.
dedi.Aniden zil çaldı ve profesör girdi. Selamlaştıktan sonra kapı çaldı ve müdürle biri geldi.Başını eğdiğinden yüzünü göremiyordum.Müdür
—Günaydın çocuklar sınıfınıza yeni biri geldi.İsmi Henry.Addison,ona okulu gezdirme görevini sana veriyorum kızım.
dedi.Bende olumlu anlamda başımı salladım.Ardından müdür çıkınca profesör
-Merhaba oğlum bize kendini tanıtır mısın?
dediğinde yüzünü kaldırdı bana sinsice sırıttı ve
—Ben Henry Hart.Buraya yeni taşındık.Babamın tayini sebebiyle buraya geldim.
Dedi ve bana göz kırpıp yerine geçti.Ben korkuyla Alex'e bakıyordum Bizi tehlikeli günler bekliyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENT PRENSESİ
Novela JuvenilBir günde insanın rolü,kıdemi,ama en önemlisi hayatı değişebilir mi? Kitabıma hoş geldiniz sevgili okurlar!Bu serinin ilk kitabıdır.Bu kitabı yazarken beni destekleyen aileme,öğretmenime ve en önemlisi çok sevdiğim arkadaşıma çok teşekkür ederim.Şim...