12.Bölüm

133 5 1
                                    

Perşembe Günü
Evet!Dersler de bitti.Tam merdivenlerden inerken birer adet koşan Alex,Lena ve David'i gördüm.Hepsi çok telaşlı görünüyordu ve bunun sebebini 3 saniye sonra arkalarından gelen kız sürüsünü görünce anladım.

Lena
—Koş anam koş!Diri diri yiyecekler bizi!
diyince dördümüz tabanları yağlayıp koşamaya başladık.En son izimizi kaybettirerek soluklanmak için durduk.Nefesimiz düzenlenince Lena
—Addie beraber alışveriş merkezine gidelim mi?
dedi.Ben tam evet diyecekken büyükannemden"Tatlışım akşam bir yere gitme.Sana süprizim var."dedi.Bende
—O-ol-lmaz b-büy-yük an-nem-min b-ban-na s-süp-priz-zi v-var-rmış.
dedim.O da başını olumlu anlamda sallayıp David'e
—David beni AVM'ye bırakır mısın?
dedi.O da
—Tamam güzelim.
diyip bizden ayrıldılar.Bizde Alex'le eve gitmeye başladık.İlk benim eve gelince yanağından öpüp eve koştum.Ardımdan Alex'in
—Ama öpüp kaçmak nedir meleğim!
diyip oflayarak eve gittiğini gördüm.Sonra büyükannemin bizi otuz iki diş sırıtarak izlediğini görünce kızardım.Büyükannem kıkırdayıp
—Hadi pamuğum beni takip et.
dedi.

Bende takip ettim.Sonra dolabımın önünde durdu,kapağını açtı ve giysilerimi kenara çekince şok geçirdim.Giysilerimin arkasında bir kapı var!Anlık benim beynimden tek geçen kelime"OMEN TONREM!!"kekimesi oldu.Sonra kapıyı açınca ben şok!Allah sizi inandırsın Dünyadaki tüm markaların elbiselerini topla,bu kadar elbise çıkmaz.Benim evimde,evimden büyük bir elbise gardrobu var ve benim şimdi haberim oluyor.Ne normal değil mi ?(!)Büyükannemin beni gizli gardrobuma çekiştirmesiyle kendime geldim ve elbise seçmeye başladık fakat bir sonuca ulaşamayınca yarın bakarız diye gizli gardroptan ayrılıp yatağa attık kendimizi.Tabi 3 saat boyunca elbise bakarsak olacağı da buydu...
Sabaha büyükannemin o tatlı sesiyle başlamadım. Eh,nasılsa dersler yoktu bende bir ilk yapıp 11.00'de kalkmaya karar verdim.Güzel bir kahvaltı yerine gidip kahvaltı ettik,eve geldik ve gizli gardroba girdik. 5 saatin ardından,evet doğru duydunuz 5 saatin ardından bir elbise bulduk.Elbise;bebek mavisi renginde,göğsünden başlayarak beline kadar inen çiçeklerle donatılmıştı ve omzu açık bir elbiseydi.Sonra saçımı ve makyajımı yapmaya başladık.Makyajım hafif tonlarda yapıldı.Şeftali pembesi bir ruj,pembe bir allık ve açık renklerde bir far.Saçlarımın bir kısmını yandan burgu şekilli sabitleyip salık bıraktım,saçlarımın arasına beyaz çiçekler yerleştirdim.En sonunda elbisemi giydim ve artık hazırım.Büyükannem bana bakıp
—Tıpkı annene benziyorsun.
diyince gözlerim doldu.Sonra büyükannem
—Addison ağlama bak makyajın akacak yoksa!
diye kızdı sitemle.Ona sarılıp okula gittim.Balo kapısına vardığımda derin bir nefes alıp kapıları açtığım anda herkes bana dönmüş bakıyordu...
Alex Johnson
Baloya gelmiş Addison'ı bekliyordum.O sırada tüm kızlar kavalyesi olmasına rağmen benimle dans etmek istiyor ama onları geri çeviriyordum.Çünkü ilk dansımı daha özel biriyle yapacaktım.Birden kapı açıldı ve herkes kapının olduğu tarafa bakmaya başlayınca ne olduğunu görmek için en öne ite kaka geçtiğimde onu gördüm...
Bebek mavisi elbisesi,kar gibi teniyle uyum sağlamış,yaptığı makyaj,gözlerini ve kirpiklerini ortaya çıkarmıştı.Saçlarını ise doğal bırakmıştı.Bu haliyle göz kamaştırıyordu.Aniden kafamın içinde türlü sesler gelmeye başladı.Bunların hepsi"Oha!,Çok güzel bir kız.,Keşke benim sevgilim olsa.,Acaba sevgilisi var mı?,Onunla bugün dans etmeliyim.Ona sevgilim olup olmayacağını soracağım."diye sesler gelince Sinirden kıpkırmızı oldum.Bekle,ben başkalarının zihnini okudum!O da birilerinin zihnini okumuş olacak ki önce kızardı,sonra gözleri büyüdü ve zihninden
—Aman tanrım ben zihin okudum!
dedi kendi kendine.Sonra daha fazla bekleyemedim ve onun yanına gittim.O da beni görmüş olacak ki derin bir nefes verdi.Slow müzik çalmaya başlamıştı.Hemen gelip elini tuttum ve nazikçe elini öptüm.Kızarınca sessizce kıkırdadım ve
—Bu dansı bana lütfeder misiniz?
dedim O da samimi bir gülümseme gönderdi.Bizde diğerleri gibi dans pistine gittik ve dans etmeye başladık.Çok güzel görünüyordu.Sonra zihninden
—Çok yakışıklı olmuş.
cümlesi geçince kıkırdadım ve ona
—Sende mükemmel görünüyorsun.
dedim.Sonrasını zihinden devam ettirmeye karar verdik.Ona zihnimden
—Sevgilim çok güzel görünüyorsun.
dedim.Kızardı.O sırada Addison'ın kaşları çatıldı.Ona ne olduğunu sorduğumda bana zihninden
—Chloe'ye bak.
dedi.Yan tarafa bakınca Chloe'nin sinirden kızarmış yüzünü gördüm.Sonra zihnini okuduğumda ise
—O pisliğin Alex'in yanında ne işi var?!Neyse,o zaman ona bir ders daha vermem lazım.
dediğinde bende şarteller attı.Hemen Addison'ın kolundan tuttum ve Chloe'nin yanına gittik.Chloe tam bir şey söyleyecekken ben
—Bana bak Chloe,bir daha sevgilime dokunursan sana bu dünyayı dar ederim.
dedim.Chloe
—Alex sen ne diyorsun?Hiçbir şey anlamıyorum?
diyince kan beynime sıçradı ve
—Sen beni salak mı zannettin?Görmedim mi zannediyorsun sen?!
dedim.Tam bir şey söyleyecekken Addison
— A-alex,l-lüt-tff-fen.
diyince yumuşadım.Sonra ona dönüp
—Gidelim mi sevgilim?
dedim,o da başını olumlu anlamda salladı.Beraber bizimkilerin oraya gittik.Lena
—Addie,peri gibi görünüyorsun!
dedi.Tam bişey diyecekti ki ben
—Ee kimin sevgilisi?
diyince herkes güldü.Sonra Lena Addison'la konuşmaya daldı.Lena ona
—Elbiseni nerden aldın?
diyince Addison
—M-mes-slek s-sır-rı.
dedi ve kıkırdadılar. Kürsüye müdür çıktı ve
—Evet çocuklar,bu güzel günde de bir baloyla beraberiz.Ve geldik her balodaki gibi balonun kral ve kraliçesini seçmeye.Atılan oylara göre bu balonun kralı...Alex Johnson!
dediğinde herkes alkışlamaya başladı ve kürsüye çıktım.Müdür tekrar konuşmaya başladı ve
—Bu yılın kraliçesi ise diğer 3 yıldan farklı.Bu yılın kraliçesi ise...Addison Pearl!
deyince herkesten alkış tufanı koptu.Özellikle erkeklerden(!).Okula dönünce onlara dersini vericem.Sonra Addison sahneye çıktı.Şu an duruşu tam bir prenses gibiydi.Sonra kafama tacı takmak için taç Addison'a verildi.Addison tacı dikkatlice alıp zarifçe kafama koydu,naifçe gülümsedi,sonra onun tacını takmam için taç sunuldu,bende tacı dikkatlice alıp kafasına yerleştirdim.Başını kaldırdığında önümde gerçek Addison'ı,Element Prensesi olan Addison'ı gördüm.Böyle bir Addison kalplere zarar.Sonra elinden tutup onu dans pistinin ortasına getirdim,zihnine ise
—Kraliyet dansı yapalım mı?
diye sorunca o da evet dercesine baktı.DJ'in yanına gittim ve o şarkıyı koymasını istedim.Şarkı başlarken biz de birbirimize selam verdik ve dans etmeye başladık.Ardından herkes gelmeye başladı.Bu dansı nerden mi biliyorum?Tabiki de Rapunzel filminden.Herkes halka olup birbirlerinden dans ederek geçiyordu.Ve çok eğlenceli bir dans. Dans bittiğinde selam verip ayrıldık.Bir bakmışız ki saat 23.59! Ekranda geri sayım başlamıştı.En sonunda herkes
—10
9
8
7
6
5
4
3
2
1
0!!!
diye haykırdık.Herkes birbirleriyle sarılıyordu. Addison'a
—Bu yılbaşında hayatımda olduğun için çok teşekkür ederim.
dedim.O da zihninden
—Asıl ben teşekkür ederim hayatıma girdiğin için.
dedi.Ardından kafamızın üzerinde ökse otu olduğunu farkettim.Arkamızdan David
—Evet çocuklar, ökse otunun yılbaşında ne anlama geldiğini biliyorsunuzdur!
dedi.Addison kızarmıştı,sonra bana baktı,o kadar güzel bakıyordu ki kendimi tutamayıp yavaşça yüzüne eğilip öptüm onu.Geri çekilince sarıldım ve
—Sen bu hayatta başıma gelen en güzel şeysin.
dedim.İlk başta duraksasa da o da sarılıp
—S-sen d-de b-ben-nim.
dedi.Onun sözünden sonra bir süre daha sarıldık,ardından tüm sesler kesildi,geri çekilince bizim tayfa hariç herkesin donduğunu farkettim.Zaman durmuştu.Ama herkes donmamıştı...

ELEMENT PRENSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin