26.Bölüm

52 0 1
                                    

Alex Jones
Restoranda bir anda silahlı saldırı olunca herkes çığlıklar atıp kaçışmaya başladı.Addison önce Lena'yı,sonra David'i,ardından da beni masanın altına yerleştirirken yakından bir el ateş sesini duymamla yere kan akmaya başlamıştı.Sonra Addison'ın yere yığılması ile
—Addison!
diye bağırdım.O sırada birisi polisi aramış,dışarıdan siren sesleri geliyordu ama buğuluydu.Sonra ambulans sirenlerini duydum aynı şekilde.Paramedikler* içeri geçip yaralıları alırken bir paramedik gelip bize
—Merak etmeyin ben elementerim.Hastanemizdeki doktor da elementer olacak.
dedi ve aldı meleğimi kucağımdan.Lena ve David ağlıyordu.Alıp götürürken ben de hızla gittim meleğimin yanına.Beraber ambulansa bindik ve hastaneye hızla gitmeye başladık.Hemşirelerden biri
—Çok kan kaybediyor!Kan grubu ne?
dediğinde Bayan Pearl aramıştı hemen açıp
—Bayan Pearl Addison'ın kan grubu ne?
diye sordum. Hemen
—ABRh+
dediğinde hemşire de duymuştu.
—Bayan Pearl şu an ambulanstayız.PIH Healt hastanesine gidiyoruz.Kapatmam lazım.
dedim ve kapattım.Hemşire hastaneyi aradı ve
—Acil hasta getiriyorum ABRh+kan hazırlayın hemen!
dedi ve kapattı.Bana bakıp
—Senin kanın ne?
diye sorunca ona
—ABRh+ benim kanımı verebilirsiniz.
diyip kimliğimi uzattım.Kimliği bana uzatıp
—Tamam uzan buraya.
dedi ve damarıma serumu geçirdi.Kanım ona aktarılırken ona
—Korkma sevgilim ben burdayım.
dedim ve ağlamaya başladım.

     Hastaneye geldiğimizde iğneyi çıkardılar ve Meleğimi ambulanstan indirdiler.Ben de arkasından koşar adım indim ve onunla birlikte ilerlemeye başladım.Arkamdan Lena,David ve Bayan Pearl de geliyordu. Lena gelirken ağlıyordu.David de ondan farksız değildi ama sevgilisi için ayakta kalmak zorunda.Bayan Pearl'ün elleri ve ayakları titriyordu.Bayan Pearl'ün yanına gittim ve
—Bayan Pearl şöyle geçin oturun.
dedim.Bayan Pearl bana tutunarak oturdu ve ağlamaya devam etti.Sonra bana
—Bana büyükanne der misin yavrum?
dedi.Ona gülümseyip
—Tabiki derim büyükanne.
dediğimde daha da ağlamaya başladı.Ağlarken
—Ben onu kaybedemem,onsuz yaşayamam.
diyip ağlıyordu.Sonra David ile Lena'ya baktım.Lena ağlamaktan harap olmuştu.Onları da alıp koltuklara oturttum.Lena
—Daha seninle yapacaklarımız vardı.Ne olur gitme,bırakma beni.
diyip ağlıyordu.David ağlarken
—Ben bir tane daha kardeşimi kaybetmek istemiyorum.Gitme.
diyip ağlıyordu.Ben kendimi tutmaya çalıştıkça daha kötü oluyordum.Artık kendimi rahat bıraktım ve yere çömüp ağlamaya başladım.O gidemez.Bırakamaz halkını,arkadaşlarını,beni!

       Sabah olmuştu,geceleyin David,Lena ve büyükannem otele dönmüşlerdi.Ben hala aynı yerimdeyim.Bir gram uyumamıştım,uyuyamamıştım.Ameliyat sabaha kadar sürmüştü.Ve hala sonuç alamadık.Ya artık bizimle olamazsa?Bu düşünce beni yiyip bitiriyordu.İç sesim"Hayır Alex!O çok güçlü biri ve sen de biliyorsun ki o asla ne seni,be arkadaşlarını,ne büyükannesini ne de halkını yarı yolda bırakır!"diyordu.Ben böyle içimde savaş verirken ameliyathanenin kapısı açıldı ve doktor çıktı.Çıktığı an ona koştum ve
—Addison iyi mi?Söyle iyi mi?
dedim telaşla.Doktor
—Çok şükür ki ameliyat başarılı.Kurşun çok derin girdiği için çıkarması zor oldu.İki yada üç gün boyunca hastanede normal odada kalacak.Çok geçmiş olsun.
dedi ve tanımdan ayrıldı.Biliyordum!Başaracağını biliyordum.Hemen David'i aradım.Açtığında
—Ameliyat başarılı!Şimdi normal odaya çıkacak.
dedim ama şarjım bitti.O sırada meleğimi ameliyathaneden çıkarken gördüm ve onlarla beraber gitmeye başladım.Hemşire
—Beyfendi bu asansör ameliyathane şartları için.Sizin diğer asansörü kullanmanız lazım.
dedi.Ona
—Kaçıncı kat?
dediğimde bana
—3. kat beyfendi.
dediği an fırladım merdivenlere.Benim aşkım yalnız kalmayacak.Merdivenleri üçer üçer çıkıyordum.En sonunda geldiğimde asansör de gelmişti.Onu yatırdıkları odanın kapısına geldim ve beklemeye başladım.Hemşireler çıktığında onlara
—Girebilir miyim?
diye heyecanla sordum.Bana
—Evet ama hiçbir şeyi ellemeyin.Hayati açıdan sorun açabilir.
dediğinde kafamla olumlu anlamda cevap verip hemen odaya geçtim.Hasta yatağında o kadar masum yatıyordu ki.Hemen yandaki sandalyeye oturdum ve elini aldım,okşadım.O tenimi okşayan teni hoşuma gidiyordu.Onun dokunuşunu,kahkahasını,sesini,öpücüklerini o kadar özledim ki...

      Ben meleğimin elini okşarken kapı çalınınca
—Girin.
dedim.Kapı açılınca Lena,David ve Büyükannemin geldiğini gördüm ve ayağa kalkıp büyükannemin oturmasına müsaade ettim.Büyükannem Addison'ın yanına oturdu ve yüzünü okşamaya başladı ve
—Hadi pamuğum uyansan da rahatlasak olmaz mı?
dedi.

     Biraz daha oturduktan sonra büyükannem,Lena ve David bize kahvaltı için yiyecek ve içecek almaya giderken Addison
—B-büy-yük-kan-ne
dedi.Demesiyle büyükannem gelip Addison'a
—Efendim pamuğum söyle.Hepimize bir şeyler almaya gidiyordum ne istiyorsun?
dediğinde Ben
—Ben şimdi ona bir çay, bir de patatesli börek alayım.Ne dersin meleğim?
dediğimde başını olumlu anlamda salladı.Diğerleri de zetinli açma isteyince fırladım alttaki kafeteryaya.Sonunda uyandı.Çok şükür.Koşa koşa kafeteryaya gittim ve alınacakları aldım.Geldiğimde herkese dağıttım.Addison yatağını oturur konuma getirmişti bile.Bir böreği peçeleye sardım ve meleğime verdiğimde bana teşekkür edip yemeye başladı.

ELEMENT PRENSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin