30.Bölüm

61 2 1
                                    

Alex Jones
Kapı ve duvarın bir kısmının yıkılmasıyla her yer toz içinde kalmıştı.Biz içeri geçerken gözlerim bir yandan meleğimi arıyordu.Birisi ciğerleri yırtılırcasına öksürmesiyle sese doğru koşmaya çalıştım ama çatışma seslerinden sesin yerini belirleyemiyordum.Birisinin yumruğu ile duvara çarptım.Çarpmam ile ağzımdan
—Ahh!
nidası kaçtı.Kalkmaya çalıştım ama elim ve ayağım yıkılan duvarın altında kaldığından dolayı hareket edemiyordum.Adam gülerek
—Addison'la evliliğimize hoş geldiniz!Addison da tam evet diyecekti değil mi aşkım?!
diye sorunca bunun Chris iti olduğunu anladım.Bana tam gelip yumruk atacaktı ki Lena bağırarak Chrisin üstüne atladı ve yüzünü yumruklamaya başladı.Yumruklarken
—Seni organik p*** seni!Köpek!Sen kimsin de benim arkadaşımı kaçırıyorsun?
diye diye yumruklarken Chris onu ittirdi.Lena yere sert bir şekilde çarparken o da
—Ahh!
diye bağırdı.David o süre içindi beni sıkıştığım yerden çıkardı ve bu sefer Chris'in üzerine o atlayıp dövmeye başladı.Döverken
—Sen kim oluyorsun da önce kardeşimi kaçırıp,sonra zorla evlendirmeye çalışıp üstüne bir de sevdiğim kadına zarar verirsin ha it!
diye dövüyordu.Ben de koşarak meleğimi arıyordum.Görevlilerden biri Lena'yı sedye ile taşıyordu.Sonradan birinin çığlığını işittim.Çığlığın ardından öksürük sesleri duyuldu ve
—Y-yard-dım e-de-din!
dedi biri.Bu meleğimin sesiydi.Ortalıkta koşturarak
—Meleğim!Neredesin?Ses ver lütfen!
diye bağırdım.Öksürük sesleri bu sefer daha yakından geliyordu ve sonunda!Ses masanın altından geliyordu.Sadece küçük bir boşluk kalmış,diğer yerler taşlar ile kapanmıştı.Deliğin içinden bakmaya çalışıp
—Meleğim?
dedim.Bana
—A-al-lex?
dediğinde gülümsedim ve
—Merak etme sevgilim.Burdayım,bardayız kurtaracağız seni.
dedim.Bana
—D-day-yan-nam-mıy-yor-rum.
dedi.Telaşla
—Meleğim,Addie ne olur ses ver!Meleğim!
dedim ve taşları kaldırmaya çalıştım.Birkaç taşı kaldırsam da bazılarını kaldıramamıştım.Yanıma görevliler geldi ve beraber taşları kaldırdık.Masanın altında yırtık bir gelinlik ile baygın bir şekilde yatan meleğimi aldım ve çıkışa yürümeye başladım.Güvenliklerden birine
—Chris'i yakalayın ve oteldeki zindanlara koyun.
dedim ve hızla çıkışa gittim.

      
        Otele gelmiştik ve hepimiz hastane kanadına gitmiştik.David ile benim,kızlara nazaran daha az hasarımız vardı.Lena daha yeni uyanıyordu.Addison hala ateşi yüksek,baygın bir şekilde yatıyordu.İlk ölçtüğümüzde ateşi kırk bir dereceydi.Bayan Pearl Addison'ın yanında boynuna,alnına,kollarına ve bacaklarını soğuk suyla ıslattığı bezle siliyordu.Ateşi sadece bir,iki derece düşüyordu,ama yine ateşi çıkıyordu.Büyükannem
—Çok fena üşütmüş.Ateşi tam olarak düşmüyor.
dedi.David Lena'nın yanında onunla konuşuyordu.Yanlarına gittim ve
—Nasılsın baldız?
dedim hafif alayla.Lena gülümseyip
—Eh işte damişte.Addie nasıl?
dedi.Gözlerim doluyor,ona
—Ateşi düşmedi.Hala baygın.Şu an büyükannem ona soğuk bez koyuyor.
dedim gözümden yaş düşerken.Lena'nın da gözleri doldu ve
—Ateşi kaç derece?
dedi sesi titreyerek.Ona
—Kırk.
diyebildim.Lena hıçkırarak ağlamaya başladı.David de sessizce ağlayıp Lena'ya moral vermeye uğraşıyordu.

     Şu an gece saat bir,büyükannem yatağın yanındaki küçük koltuklarda uyuya kalmıştı.Meleğimin vücudunu soğuk bez ile siliyorum.David Lena'nın başında uyuya kalmış.Soğukluğunu kaybeden bezi teninden aldım ve soğuk suda iyice ıslatıp suyunu sıktım ve yüzünü iyice silmeye başladım.Alnını öperek ateşine baktığımda ateşinin az da olsa düştüğünü gördüm.Yandaki ateş ölçeri alıp koltuğunun altına koydum ve beklemeye başladım.Ateş ölçer ötmeye başladığında hızla ekrana baktığımda ateşinin otuz dokuz derece olduğunu görmem ile az da olsa rahatladım ve kendi kendime
—Bak meleğim iyileşiyorsun.
dedim,kovada olan bezin suyunu sıkıp boynunu,kollarını ve bacaklarını silmeye başladım.

     Uyandığımda otel odasındaki yatağımda uyandım.Saate baktığımda saat on iki oluyordu.Yerimden kalktım ve hastane kanadına koşmaya başladım.Hastane kanadına yaklaştıkça öksürük sesleri geliyordu.Hızımı daha çok arttırdım ve hastane kanadının önüne geldiğimde içeri daldım.Lena sonunda ayaklanmıştı.David onun dengede durmasına yardımcı oluyordu.Addison sonunda uyanmıştı ama ciğerleri sökülürmüşçesine öksürüyordu.Öksürdüğü peçete biraz kan olmuştu.Öksürüğü bittiğinde yüzü acıyla buruşuyordu.Meleğimin yanına koştum ve ona sarıldım.O da bana sarılıyordu ki bir anda beni ittirdi ve yine peçeleye öksürmeye başladı.Sırtını sıvazladım.Öksürmesi bitikten sonra yüzü yine buruştu ve
—C-ciğer-rler-rim.
dedi.Ona
—Çok kötü üşütmüşsün sevgilim.
dedim.Sonra ateşini ölçmek için alnını öptüğü de ateşinin bayağı düştüğünü anladım ve ona
—Ateşin bayağı düşmüş meleğim.
dedim.Addison gülümseyerek baktı ve başını olumlu anlamda salladı.David ona
—Fıstığım hatırlatmak istemem ama Chris seni zorla mı evlendirdi?
dediğinde Addison'ın yüzü düştü ve zihninden
—Evet,ilk başta evlenmek istemesem de sonra Alexandra geldi.Chris'in ablasıymış,beni sizinle tehdit edince mecbur kabul ettim.
dedi.Lena Addison'a sarıldı ve
—Addie şey biz o odaya girmeden önce bir odayı daha bulduk.Orası soğuktu ve bir mekanizma vardı.Yerde de siyah bir büstiyer ve siyah kısa bir şort vardı.Sana mı giydirmişti?
diye sorduğunda Addison başını olumlu anlamda sallayıp zihninden
—Evet,hizmetçileri giydirmiş bana.Öyle uyanmıştım.
dedi.Sinir kat sayım artmaya başladı.Addison zihninden
—Chris nerede?Onu dövmek istiyorum.
diye atılınca gülümseyip alnına öpücük kondurdum ve
—Zindanlarda,istersen beraber gidelim.
dediğimde gözleri parladı ve
—E-ev-vet!G-gid-del-lim!
dedi.

     Onu kucağıma aldım ve yavaşça yere bıraktım,bir kolunu kendi omzuma attım.Bir elimi düzgün yürüyebilsin diye beline sardım ve en alt kata inmeye başlamıştık ki Addison elimden kaçıp gülerek koşmaya başladı.Ona yetişmek için koşarken kendine buzdan bir parça yaptı ve merdiven korkuluklarından kaymaya başladı.O kahkaha atarak korkuluklardan kayarken ben de hava yardımıyla hızla ilerledim.Sonunda zindanlara vardığımızda Addison buz parçasını eline aldı.O gülerken yanına geldim ve
—Hadi meleğim gidelim.
dediğimde hızla zindanlara gitmeye başladı.Giderken bir anda öksürmeye başlayınca telaşla yanına geldim ve
—Addison!İyi misin?
dedim korkuyla.Bana gülümsedi ve
—M-mer-rak e-etm-me,i-iy-yiy-yim.
dedi.Sonra yürümeye başladık.

       Chris'in hücresine geldiğimizde Chris meleğime sırıtarak
—Hoşgeldin aşkım,yoksa bana kaçmaya mı geldin?
dedi alayla.İkimizi de hücreye aldıklarında Chris kahkaha attı ve
—Bana aşık olduğunu biliyordum.Her zamanki gibi çok seksisin.
dediğinde öne atılıp
—Seni geberteceğim it herif.
dedim sakince.Addison zihninden
—O şerefi ben üstlensem olur mu sevgilim?
dedi.Ona bakıp
—Her zaman meleğim.
dedim ve geri çekildim.Addison öne geldi.Önce okkalı bir tokat yapıştırdı,sonra aynı elinin tersiyle diğer tarafından tokat attı,saçından tutup başını arka tarafa çarptı ve boğazını sıkmaya başladı.Yüzü duygusuzdu.Chris bu durumda bile gülüp
—Böyle daha da çekicisin aşkım.
dediğinde Addison boğazını bırakıp arkasını döndü ve tam benim yanıma gelecekken ani bir hareketle önce yüzüne sonra karnına döner tekme atınca Chris'in sırıtan suratı afallamış bir hal aldı.Addison biraz daha sinirlendi ve Chris'in erkekliğine dizini geçirince benim de yüzüm buruştu.Acıtmış olmalı.Addison zihninden
—Çok istiyordun benden çocuk al bak şimdi yapabiliyor musun?
dedi ve şah damarının oraya sert bir tekme atınca Chris bayıldı,yani en azından ben öyle düşünüyorum.Addison dudağı ile burnunun arasına parmağını koydu,sonra parmağı ile nabzını kontrol ettikten sonra bana döndü ve
—Ö-öld-dü.
dedi ruhsuzca.Ona sarıldım ve
—Hadi geri dönelim sevgilim.
dedim.Elini tutup hücreden çıkarttım.

ELEMENT PRENSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin