17. Bölüm

71 3 0
                                    

Başım ağrıyordu.Hemde feci şekilde ağrıyordu.Ve sanırım yine element moduma dönüştüm.Çevreme baktığımda uçakta gibiydim ve işin garip kısmı ise uçakta sadece bizim olmamızdı.Sonra bir hostes gelip önümde reverans yaptı ve
—Bir arzunuz var mıdır kraliçem?
dedi.Bende
—D-diğ-ğer y-yol-lcul-lar n-ner-rde?
dedim yorgunca.Kadın hiç istifini bozmadan
—Sizler için ayrı bölmeler var efendim.Hem herkes elementer olsa bile siz özelsiniz efendim.
dedi.Bende gülümseyip
—B-ben-mi t-tuv-val-let-te g-göt-tür-rür m-müs-sün?
dedim.Kadın
—Hemen efendim.
diyip kalkmamda yardımcı oldu-çünkü heryerin ağrıyor-.Tuvalete girdiğimde zaten beyaz olan cildim daha da solmuştu.Ölü gibi görünüyordum.Kollarıma ve boynuma baktığımda sargı bezleriyle kaplıydı.Yüzüme bir su çarpıp geri çıktığımda kendimi daha canlı hissediyordum.
   Sonra yerime geçtim ve yerime geçmemle kadının önüme menüyü uzatması bir oldu.Şöyle güzel bir tost fena olmazdı herhalde.Kadına bir tane karışık tost,yanına da karışık meyve suyu söyledim.Kadın menüyü alıp arka tarafa gitti. Ben de ayağa kalkıp gün doğumunu seyretmeye başladım.Bu hayatta en sevdiğim üç amblem vardır;Güneş,Ay ve Yin Yang.Nedenini bilmiyorum ama bana kendimi özel hissettiriyorlar.Hepsi eşitliğin sembolü.Bir uyum ve bir düzen var.Ve bu beni çok mutlu ediyor.Ben böyle düşüncelere dalmışken yanımdan bir ses
—Ne kadar güzel değil mi?
dedi.Sesi duymamla yanıma dönünce Alex'i gördüm.Saçları dağılmıştı,gözleri şişmiş ve kızarmıştı.Benim yüzümden mi böyle oldu?
Bu düşünceyle gözlerim doldu.Alex gözlerimin dolmasıyla hemen yanıma gelip bana sarıldı ve
—Hayır hayır hayır! Senin suçun değil bitanem.Sakın kendini suçlama.
diyince ben daha çok ağlamaya başladım.İnsanlar benim yüzümden hem ruhen hem fiziken zarar görüyor ve ben buna dayanamayacak kadar hassasım.Alex bir yandan bana sarılırken bir yandan benim ağlamamı önlemeye çalışıyordu.

      Biraz sakinleştikten sonra Alex'ten ayrıldığımda Alex yine bana sarılırken
—Bana zihninden seslendiğin zaman o kadar korktum ki.Sesin harap olmuş çıkıyordu meleğim.Seni kaybedeceğim diye çok korktum.
dedi ve ağlamaya başladı.Bu sefer ben onu sakinleştirmeye çalışıyordum.Ona sıkıca sarıldım ve
—A-am-ma b-bak b-bur-rday-yım v-ve s-san-na s-sar-rıl-lıy-yor-rum.
dedim ve daha sıkı sarıldım ona.Geri çekilip bana baktı ve
—Çok güzelsin.
dedi.Bu dediğiyle utandığım için yanaklarım hafif kızardı.Sonra Alex kıkırdayıp yanağıma öpücük kondurdu.Onun kızarık gözlerini görünce zihnimden
—Çok yorulmuşsun hadi yat biraz.
dedim.Başını olumsuz anlamda sallayıp
—Seni yalnız bırakmayacağım meleğim.
dedi ve gözleri dudaklarıma kaydı.Yutkundum ve bana doğru eğilmeye başladı ve dudakları dudaklarıma değdi.Verdiği mutlulukla gözlerimi kapadım ve sonra ayrıldım.Ayrılınca Lena'nın elinde getirdiği instax mini fotoğraf makinesi,David'i de telefonla görünce utançtan kıpkırmızı oldum.Lena resmen çığlık atacak gibi durduğu için ona izin verircesine bir bakış attım ve Lena
—Aman tanrım çok romantik!Addie hayatımda gördüğüm en tatlı çiftsiniz!
diye bağırınca ben biraz daha kızardım.Lena'nın bağırmasıyla büyükannem uyandı ve yanımıza geldi ve
—Ne oluyor yavrum yine Alexandra'nın adamları mı var?
dedi ve David hemen koşup büyükanneme fotoğraflarımızı gösterdi.Ben daha da kızardım-daha ne kadar kızarabiliyorsam artık- ve tuvalete koştum.Biraz sakinleşip yüzüme su tuttuktan sonra yerime geçip oturdum ve tostumu yemeye başladım.

     Uçaktan inerken yere kırmızı halı serilmiş,herkes önümüzde eğiliyordu.Sonra benimle ilgilenen kadın gelip
—Bu hediyemizi lütfen kabul edin efendim.
dedi ve çok zarif bir kolye taktı boynuma.Güneş ve ay desenli,üzerinde küçük elmaslar ve yıldızlar vardı. Kadına baktığımda kadın içtenlikle gülümsüyordu.
—B-ben b-bun-nu k-kab-bul e-ed-dem-nem.
dedim.Gerçekten çok değerliydi.Kadın başını olumsuz anlamda sallayıp
—Lütfen kraliçem,bu kolye bizim geleceğimizi,denge sahibi erdemlimizi simgeler.Siz buna layık tek kişisiniz.
dedi. Ona gülümseyip bende onların önünde reverans yaptım.Herkes reverans yaptığıma şaşırmış olacak ki ağızları açık kalmıştı.Sonra hep bir ağızdan
—ÇOK YAŞAYIN KRALİÇEMİZ!
demeye başladılar.İlk defa bir kraliçe gibi hissettim kendimi. Halkımı mutlu etmek,onların dertlerine deva olmak.Onların can güvenliği için elimden geleni yapmalıyım...

ELEMENT PRENSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin