11

765 104 57
                                    

anyeong canlarim🥳🥳

geldim sonunda

begenirseniz oy vermeyi ve yorum yapmayi unutmayin lutfen

yalakalik fasli bitti bolume gecioz

iyi okumalar⛓⛓

~~~~

"Değiştir bunu Ji. Biraz daha yavaş olsun. Çemberi turlayacak zaman kalmıyor." yaklaşık dört saattir işi gücü bırakmış, Motley Crew'de oynama yapıyorduk.

Kendi denemelerimle hallemeyeceğimi bildiğimden arkadaşlarımı aramıştım. Jisung, herkesi çabucak toplayıp getirmişti. Ben az çok kafamdakini anlatmıştım ve gerekli ayarlamaları onlara bırakmıştım.

Hararetle ayarlama süresini tartışan Changbin ve Jisung açılan kapıyla susmuş ve gelene bakmışlardı.

"Yemekler geldii!" Felix neşeli bir tavırla elindeki poşetleri salladı. Az önceki ciddi hallerini bırakıp hızla poşetlere dadanan ikiliye baygın bir bakış attım.

"Az kalsın birbirlerini boğacaklardı." Felix de sırıtarak poşet karıştıran ikiliye baktı.

"Her zamanki halleri işte. Ne yaptınız, ne kadar kaldı?" gözlerini arka taraftaki ses odasına çevirdiğinde düşünceli bir şekilde cevapladım.

"İlla bugün bitireceksek sabahlamamız gerekiyor." Felix de bir süre düşündükten sonra yaptığımız ayarlamalara baktı.

"Bence bugün bitmesin. Sen akşam bir kez daha gözden geçir koreografini. Ona göre belki daha ciddi değişiklikler gerekir. Yarın bitiririz." dediği mantıklı gelince kafamı salladım ve rahatça diğerlerinin yanına oturdum.

"Bugünlük işimiz bitti beyler." Jisung, dolu yanaklarıyla bana bakarken Changbin konuştu.

"Niye oğlum bitirirdik?!" tam cevap vereceğim sırada çalan telefonumla Felix benim yerime açıklamaya başladı.

"Yarına kalsın. Biraz dansını gözden geçirsin. Ona göre ayarlarız." Changbin'in onayladığını duyarken bilinmeyen numaraya göz gezdirip telefonu açtım.

"Efendim?" arkadan bir nefes verme sesi duyunca kaşlarımı çatıp kim olduğunu anlamaya çalıştım.

"Bir an açmayacaksın sandım." duyduğum sesle keyfim gözle görünür şekilde kaçarken Felix kafasını ne oldu? dercesine salladı.

"Geliyorum." çocuklara hitaben konuştum ve dışarı çıktım.

"Ne istiyorsun?" soğuk tavrımı takmadan güldüğünde daha çok sinirlerim bozuldu.

"Öylesine aramış olamaz mıyım? Sesini duymak istemişimdir belki?" sinirle solurken gözlerimi etrafta gezdirdim.

"Seninle uğraşacak vaktim yok Chan. Zaten yeteri kadar görevlerimi ihmal ettim. Rahatsız etme beni." Chan tekrar gülünce derin bir nefes vererek koridorda yürümeye başladım.

"Bazen cidden duvara konuşuyor gibi hissediyorum."

"Belki de öyledir. Sadece seni oyalıyor da olabilirim." dediklerini anlamadığımdan çatılan kaşlarımla anlamadım diyecektim ki hemen yan tarafımdan çekilmemle diyeceklerimi yutmak zorunda kaldım.

"Tanrı aşkına amacın ne?!" sitemle bağırmam üzerine ağzıma kapattığı eliyle iyice yaklaştı.

"Sadece o odadan çıkman için yaptım." öylesine bir şeyden bahsediyor gibi omuz silktiğinde ağzımdaki elini sertçe ittirdim.

Red Lights | HyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin