selamm
sozumuzu tutalim
iyi okumalar⛓️⛓️
~~~~
Hyunjin, Chan'ı alıp Jin'in yanına giderken heyecanlı hissediyordu. Güzel bir gelişme olduğundan emindi ve duymak için sabırsızlanıyordu. Ama Chan için aynı şey geçerli değildi.
Yol boyu ağzını bıçak açmamıştı. İki gündür adam akıllı bir şey yememişti. Ayrıca her provada keyifli olan çocuğun o anlarda bile tadı yoktu. Chan'la araları düzeldiğinden beri onu böyle görmemişti. Sormaya da çekiniyordu ama üzülmeye başlamıştı.
"Neyin var?" sakince sorması Chan'ın gözünü yoldan iki saniyeliğine ona çevirmesine neden oldu. Arkada sakin bir tonda Lana çalıyordu. Direksiyonu tutan ellerinden birini Hyunjin'in eline uzattı.
"Bir şeyim yok, neden sordun? Keyifsiz mi duruyorum?" Hyunjin temasla dikkatini dağıtmaya çalıştığını çok iyi bildiğinden elini sesi kısma bahanesiyle elinden çekti.
"Sadece keyifsiz dursan keşke. Mutsuz görünüyorsun Chan. Uzun zamandır seni böyle görmemiştim." Chan derin bir nefes aldı. Hyunjin'i hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu.
"Önemli bir şey değil. Annem takılıyor bu sıralar aklıma, ondan dalgınım." yalan, diye düşündü Hyunjin. Açık açık yalan söylüyordu. Tam konuşup itiraz edecekken Chan önce davrandı.
"Geldik!" heyecanlı çıkarmaya çalıştığı sesiyle arabayı durdurdu ve valeyle göz teması kurdu. "İn hadi güzelim." sakince arabadan indiler. Chan, anahtarı valeye teslim edip yanına gelene kadar bekledi.
Daha sonra eline uzandı ve çocuğu içeri yönlendirdi. Kendince destek olmaya çalışıyordu. Jin, onların geldiğinin haberini önceden aldığından odasından çıkmıştı. Gözleri ikilinin birleşik ellerine kayınca genişçe gülümsedi.
"Aranızda bir şeyler olduğunu biliyordum." gülümsemesi Hyunjin'e güven verdi. Keyfi yerinde olduğuna göre güzel haberler vardı.
"Lütfen iyi haberler var de!" adam göz kırparak Chan'a döndü. "Elimin değdiği bir işin kötü sonuçlanma ihtimali yok Jinnie, unuttun mu?!" Chan, adamın egosuna göz devirmek istese de gülümsedi. Şu an böyle sohbetlere dayanacak bir ruh halinde değildi.
"Sonuç peki," Hyunjin, hızla elini sıktığında ona bakmadan devam etti. "Annemi bu adamdan sorunsuz kurtarabilir miyiz?" Jin, Hyunjin'in aksine çocuğun moralinin bozulmasına neden olan şeyi tahmin edebiliyordu. Chan'ın babasını belki Chan'dan bile iyi tanıyordu ve yakın zamanda başına gelen olaydan haberdardı.
"İstediğin evraklar hazır. Avukatlarım özenle dosyaladı. Annenin davayı kaybetme ihtimali yok. Babanın neredeyse her şeyini alabilir." neredeyse derken kast ettiği şeyi anlayan Chan göz devirdi.
"Saman altından yürüttükleri kalacak tabii..." Jin onu onayladı. "Annene çok iyi avukatlar buldum. Hem oradan hem buradan destekleyecekler. Hak edilenden fazlası için mücadele edeceğiz, şüphen olmasın. Babanın kim olduğunu önceden bilseydim çok daha çabuk yardım ederdim." Chan sırıttı.
"Tabii, böyle bir pislik kolay yetişmiyor. Tanımana hiç şaşırmadım. Diyeceğin başka bir şey yoksa biz gidelim mi? Tahmin edersin ki moralim bayağı bozuk." Jin anlayışla gülümseyerek kafasını salladı. Sessizce onları dinleyen Hyunjin, ortada dönenlerden bir şey anlamamıştı.
Chan, kendisini dışarı çıkarırken, hatta eve bırakırken bile ses etmedi. Çocuğun düşünmeye ihtiyacı olduğunu biliyordu.
~~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Lights | Hyunchan
Fanfiction(KISA BIR SURE ARA VERILDI.) Hwang Hyunjin, koreografisindeki eksikliği tamamlamak için Bang Christopher Chan'a ihtiyaç duyar. yan shipler: minsung, seungin, taekook, changlix. #1 chan #1 christopher #1 hyunchan #3 straykids #2 dance #36 taekook