19

623 64 98
                                    

selamlarrr

sukur yb dediginizi duyar gibiyim

uzun bolum yazarak telafi etmeyi dusunuyorum

iyi okumalar⛓⛓

~~~~

"Hyunjin, gelsene aptal mısın?" Changbin elindeki şişeyi kafama atarak beni kendime getirdiğinde hızla şişeyi geldiği yöne fırlattım.

"Kafamı yarsaydın adi piç!" sırıtarak şarkıyı başlatmadan hemen önce bana göz kırptı.

O pratik yapmaya devam ederken Felix yanıma yaklaştı.

"Bir sorun yok, değil mi?" gülümseyerek kafamı salladım. Şu anlık yapabildiğim en iyi şey salağa yatmaktı.

"Yok, nereden çıkardın?" ilgili olmaya çalışsam da rol yapasım yoktu. Ama Felix de uğraştırmadı ve salağa yattı.

"Öylesine." bu onun sonra konuşuruz deme şekliydi. Changbin'e katılarak yeni koreografileri üzerinde çalışmaya devam etti.

O geceden sonra Chan'a da hiçbir şey olmamış gibi davranmıştım. O benle konuşmaya çalışsa da sadece kendini iyi hissetmesi için yaşanan bir gün olduğunu söyleyip konuşmasına izin vermemiştim. Buna takıldığını biliyordum ama şu an kendimi bunu konuşmaya hazır hissetmiyordum.

Öte yandan yeni şarkım için kafamda kurduğum koreografiye Chan'ı dahil edecektim ama aramızdaki bu saçma gerginlik yüzünden onunla değil Wooyoung'la yapıyordum.

Sonuç tam bir hüsrandı ama arkadaşımın da kalbini kırmak istemiyordum. Zaten Chan dışında birinin bu dansa da şarkıya da uyacağını düşünmemiştim.

"Nasıl oldu, biraz daha iyi mi?" Wooyoung nefes nefese karşıma geçtiğinde onu izlemeyi unuttuğumu fark ettim. Çaktırmamaya çalışarak gülümsedim.

"Çok daha iyi Wooyoung. Zaten çok iyi bir dansçısın, beni şaşırtmıyorsun." Wooyoung bir süre yüzüme baktıktan sonra yanıma oturdu.

"Hyunjin, söylemeyeyim diyorum ama cidden bu dansı yapmamı istediğinden emin misin? Kafanda bambaşka şeyler var, bunu bana anlatışından anlıyorum ama senin istediğin o hava bende yok. Her şeyden önce bu parçada tensel çekim lazım. Senle benim aramda böyle bir şey yok farkındasın değil mi?" gözleri biraz arkama kaydı.

"Bence bu parçayı en güzel kim tamamlar sen de biliyorsun. Benden bu kadar, kusura bakma!" elini omzuma atıp kapıya doğru yürüdü. Ben de biraz önce baktığı yere, arkama döndüm.

Bang Christopher Chan, bütün karizmasıyla ve sert bakışlarıyla beni süzüyordu. Sakince yutkunarak önüme döndüm. Bu iş sandığımdan daha yavaş ilerleyecekti.

~~~~

"Biraz daha sola git, çok yakınız çarpmayalım." Felix ciddiyetle Changbin'i uyardı. Benim aksime saatlerdir pratik yapan ikiliyi bırakarak ayağa kalktım.

Neyse ki Jisung da yatışa geçmişti.

"Ben gidiyorum Ji, biraz hava alacağım." Jisung sadece kafasını salladı ve telefonuna geri döndü. Bu günlerde sürekli elinde telefonla geziyordu.

Kapıdan çıkarken suyumu kafama diktim. Arka bahçeye çıkıp bulduğum ilk ağacın dibine oturarak gözlerimi kapattım.

İçimden sayarak 47ye gelmiştim ki koluma biri değdi. Gözlerimi açıp parfümünden kim olduğunu zaten bildiğim çocuğa döndüm.

Gözleri üzerimdeydi ama hiç olmadığı kadar gergin bakıyordu.

"Selam." rahat görünüp ortamı yumuşatmayı amaçlamıştım ama Chan çok daha keyifsiz bakmaya başladı.

Red Lights | HyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin