Anyeong✌
umarim begenirsiniz
iyi okumalar⛓⛓
~~~~
"Sen ne diyorsun Hyunjin? Mantıklı bir tane cümle kurdu mu?" adımı duyduğumda gözlerimi basketbol oynayanlardan çektim.
"Ne?" kimin ne dediğini anlamamıştım çünkü kafam çok doluydu. Kazanmam gereken bir iddia vardı ve ben şimdiden stresin de etkisiyle zayıflamıştım. Garip bir şekilde odak sorunu yaşıyordum. Üstelik daha bir hafta geçmişti. Bu sürede yaşadığım gerginliği yorumlayamamak daha da canımı sıkmıştı.
Bende bir tuhaflık vardı. Bunu o gösteriden beri farkındaydım ama ne yapacağımı da bilmiyordum. Gösteri öncesi yaşadığım panik atak, şu an girdiğim yarışın getirdiği stres... Bunların hepsi garipti. Bende olmayan şeylerdi. İlk defa biriyle yarışmıyordum. Rakiplerim hep olmuştu. Ben de zaten rakibin büyük küçük olmasına bakan biri değildim.
Ne olduysa Bang Chan geldikten sonra oldu.
Kafamda sürekli bu dönüyordu. Onu sevmediğim için mi bu kadar gerilmiştim acaba?
"Ohoo, yine uçtu bu." Changbin'in sesiyle kendime geldiğimde ayağa kalktım.
"Biraz kafa dağıtmam lazım. Siz takılın." itiraz edeceklerini anlar anlamaz da arkamı dönüp yaklaşık yarım saattir izlediğim sahaya doğru yürümeye başladım.
"Hey, topunuzu biraz alabilir miyim?" Bir köşeye yığılmış, dinlenen ekibe doğru seslendiğimde topu bana fırlattılar. Seri hareketlerle aldığım topu vakit kaybetmeden biraz sektirip potaya attığımda etrafında birkaç tur atarak dışarı çıktı.
Tekrar denedim. Olmadı. Bozulan sinirimle tekrar denedim. Olmadı. Ağlamak üzereymişim gibi geliyordu. Neden bu kadar dolduğumu da bilmiyordum.
"Yaklaşık yirmi atış yaptın. Biri bile girmedi. Ki bana kalırsa en azından bir tanesi kazayla bile olsa denk gelmeliydi." yüzünde hafif bir sırıtışla sahaya giren Chan'a baktım. Tüm huzursuzluklarımın sebebine...
"Belki de kolsuzumdur. Bunu hiç düşündün mü?" aksi bir tavırla söylenip etrafa bakındım. Topu sahibine iade edip gitmeyi planlıyordum. Etrafta kimsenin kalmadığını görünce kaşlarımı çattım. Hemen ilerde oturan arkadaşlarım bile gitmişti.
"Sana seslendiler. Duymadın." aklımı okumuş gibi konuşan Chan'a göz devirdim. Bu kadar tahammül yeterdi.
"Beni yalnız bırak, lütfen." zar zor da olsa lütfen eklemeyi başarmış şekilde ona döndüm. Sanki hiç konuşmamışım gibi hissetmeme neden olurken bana doğru gelmeye başladı. Sol kolumla vücuduma yasladığım topa vurduğunda arkama düşmesine neden oldu.
"Hadi ama, biraz huzur istiyorum." Yine beni takmadı ve arkama geçip topu sektirerek kaldırdı.
"Hayır, sadece yeni bir krizin eşiğindesin." dedikleriyle hızla gözlerine baktım.
"Ne?" oldukça kısık ve tehditkar çıkan sesimi duymayacağını düşündüm. Diğer dediklerimi duymazdan gelmemiş gibi bunu yanıtladı:
"Diyorum ki, kriz geçirmek üzeresin. Bunu fark edemiyor musun? İlk defa yaşamadığına göre?" soran bakışlarını gözlerime dikti. Bakışlarımı kaçırdığımda nefesini verişini duydum.
"İlk defa mı yaşıyorsun? Anksiyeten bile mi yok?" kafamı iki yana salladım.
"İlk yaşadığımda tuvalete dalmıştım. Hatırladığın üzere. Bugünse bir garibim ve bu beni sinirlendiriyor." üstüne basa basa konuşmamın onu etkilemesini umdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Lights | Hyunchan
Fanfiction(KISA BIR SURE ARA VERILDI.) Hwang Hyunjin, koreografisindeki eksikliği tamamlamak için Bang Christopher Chan'a ihtiyaç duyar. yan shipler: minsung, seungin, taekook, changlix. #1 chan #1 christopher #1 hyunchan #3 straykids #2 dance #36 taekook