29

209 31 40
                                    

acilinden bolum yazmaya basladim sonra patlamayim diye

umarim begenirsiniz

iyi okumalar⛓️⛓️

~~~~

Yaklaşık iki saat Yeji'yle çalışan Hyunjin sonunda pratik odasından çıkabildiğinde kendini çok yorgun hissediyordu. Yine de Yeji'nin işbirliği mükemmel denebilecek kadar iyiydi ve çoğunluğunu halletmişlerdi. Belki bir gün daha böyle çalışır sonra kayıt alıp işlerini bitirirlerdi.

"N'aber çifte kumrular!" Minho ve Jisung'un yanına yaklaşırken seslendi. Jisung utanırken Minho göz devirdi. "Senin eşin olan kumru uçmadan akıllanman dileğiyle canım!" yüzünde itici bir gülümsemeyle konuştuğunda Hyunjin derin bir nefes verdi.

"Hepiniz durdunuz bizim dedikodumuzu mu yapıyorsunuz anlamıyorum ki! Halledeceğim tamam!" Jisung arkadaşını dinlerken arkada Chan'ı görmüştü. Hyunjin'e söylemekle söylememek arasında kalmıştı ama kendini tutamadı. "Hyunjin, gerçekten hızlı olman gerek gibi." kaş göz yaparak arkasını işaret etti.

Hyunjin gösterdiği yöne baktığında ilk başta sorunun ne olduğunu anlayamadı. Daha sonra onu gördü. Tam gülümseyecekti ki karşısındakinin zaten güldüğünü, başka birine oldukça cana yakın bir şekilde güldüğünü, gördü. Yanındaki çocuğu tanımaya çalıştı ama ismini hatırlayamadı.

"Ben bir gidip bakayım." sessizce mırıldanarak onlara doğru yürümeye başladığında ne yaptığını farkında değildi. "Chan?" sakince seslenip gülümsedi. "Neden geldiğini haber vermedin?" yanlarına geldiğinde karşısındaki asla ismini hatırlamadığı çocuğa da baş selamı vermişti.

"Aslında haber verdim ama telefonun kapalıydı." Chan sakince konuşurken gözleri sadece Hyunjin'deydi. O ana kadar Chan'dan hoşlanan ve belki bir şansları olabileceğini düşünen çocuk Hyunjin ortama girdiği anda bir kere bile gözünü ondan ayırmayan Chan'a hayal kırıklığıyla baktı. "Ben gideyim o zaman Chan, sonra konuşuruz." Chan belli belirsiz kafasını salladı ve gülümsedi. Kısa bir an bakmıştı da. Çocuk sessizce uzaklaşırken Hyunjin'in gözleri ondaydı.

"Bu kim?" Chan, hayal görüp görmediğini anlamaya çalışarak Hyunjin'e baktı. Çünkü eğer hayal görmüyorsa Hyunjin dudaklarını büzmüş ona hafif de olsa triplenmişti.

"Sınıftan bir arkadaş. Final projesiyle alakalı birkaç şey sordu. Niye, sevmedin mi?" içindeki heyecanı dizginlemeye çalışarak konuşuyordu. Hyunjin'den minicik güzel bir hamleye hasret kalmıştı. "Merak ettim sadece. Tanıyamadım da kendisini." Hyunjin farkında olmadan astığı suratıyla yanıtladı.

Gözleri sonunda gözden kaybolan çocuktan ayrılıp Chan'ı bulduğunda ne konuşacağını hatırlamıştı. "Biraz konuşabilir miyiz?" Chan'ın kaşları sorunun ne olduğunu merak ettiğinden çatılırken onu hızla onayladı.

Arkada kullanılmayan ve Jeongin'in favori mekanı olan bahçeye çıktıklarında Hyunjin terleyen avuçlarını pantolonuna sildi.

"Direkt konuya gireceğim: Ben seni kırıyor muyum?" heyecanla tek nefeste konuştu. Gerginlikten bayılmak üzereydi. "Bu da nereden çıktı?" Chan az çok neyden bahsettiğini anlamıştı ama Hyunjin'in açıklamasını istedi.

"Yani, aramızda bir şeyler var evet. Ama bunu ilişkiye çevirmek konusunda yaşadığım tereddüt seni kırıyor mu?" derin bir nefes daha aldı. "Bak Chan sana gerçekten bir arkadaşa verdiğimden fazla değer veriyorum. Seninle oynadığımı ya da oyaladığımı düşünmeni de istemiyorum. Ama uzun zamandır bir ilişki yaşamadım ve ilerleyen zamanda tavrım nasıl olur kestiremiyorum. Seni üzmekten korkuyorum. İstemediğin hiçbir şey yapmak istemiyorum." dedikleri Chan'a bir bahane gibi gelir diye ödü kopuyordu. Ama korktuğu olmadı. Chan gülümseyerek ona yaklaştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Red Lights | HyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin