Gerçekler

17.1K 768 31
                                    


Dediğim gibi günde iki bölüm atıyorum. Yani bölümleri fazla beklemenize gerek kalmıyacak. Sizden sadece tek bir şey istiyorum oy ve yorum atın lütfen!

----------

Kahvaltı masasına oturduğumda gözler hala üzerimdeydi. Her zaman bu gözlerin odağı oluyordum lakin bu sefer daha farklı bir şey vardı, hissediyordum.

Çünkü aksi halde, şu an Azad Ağa bana bu kadar sıkıntıyla kıvranarak bakmazdı. Kesinlikle emindim, bir şey vardı.

"Kahvaltıdan sonra salona çık. Amcalarınla seninle konuşmamız gereken bir mesele var."

Azad Ağa'nın ricadan uzak, emir veren sesiyle ona döndüm. Ufak bir baş sallamayla emrini yerine getireceğimi belirttim. Yapmamak gibi bir şansım yoktu zaten. Bu aralar sınırlarını fena zorluyordum, her ne kadar ondan korkmasamda daha fazla gözüne batmak gereksiz bir cesaret olurdu.

Benimle ne konuşacaklarını merak ettiğim için hızlıca kahvaltımı yapıp, herkesten önce salona çıktım. 10 dakika sonra amcalarım ve Azad Ağa'da gelmişti zaten. Amcalarım susuyordu, büyük ihtimalle konuşmayı başlatması için babalarını bekliyorlardı.

Gözlerimin içine her zaman ki kibriyle baktı ve konuşmaya başladı. "Oğlumun hatrı için senin bütün taşkınlıklarına, şimdiye kadar sustum. Çünkü oğlumun emanetiydin sen bana, onun emanetine hıyanet etmemek için, itibarımızı ayaklar altına almana göz yumdum."

Ben suç işlememiştim.
Ben sadece insan yerine konmak istemiştim.

"Ama artık ortada ne bir emanet, ne de bir hatır kaldı." Ne dediğini gıram anlamıyordum, neyden bahsediyordu bu adam.

O da neyden bahsettiğini anlamadığımı anlamış olacak ki, bana açıklama yapmaya başladı. " Bir ay önce Antalya'dan bir adam geldi şirkete. Elinde bir test vardı, DNA testi. Yıllar önce eski bir düşmanının, ondan intikam almak için büyük bir şey yaptığını söyledi. Eşinin doğumunda başka bir bebekle, kendi çocuğu karıştırılmış."

Ne yani ben miydim o bebek?
Allah aşkına böyle bir şey mümkün olabilir miydi?

"Şimdi senelerdir yaptığım şeye son vermeye geldi. Sen benim oğlumun kızı falan değilsin, o halde sana ve yaptıklarına kör olmama da gerek kalmadı." Dediği şeyle ağzımdan alaylı bir tebessüm kaçtı. Ne kör olmak, ne kör olmak ama.

"Yani Azad Ağa, kapıya mı koyuyorsun beni? Eşyalarımı toplamaya başlalayım mı?" Gözlerimi odaya geldiklerinden beri, tek kelime etmeyen amcalarıma çevirdim. Üçününde babalarının köpeği olmaktan başka bir vasıfları yoktu. Azad Ağa kemiği nereye atarsa, o tarafa giderlerdi.

"Hayır. Kapıya falan konulmayacaksın. Her ne kadar bize bir saygın yoksa da, hala daha bizim soy ismimizi taşıyorsun. Gerçek ailen gelip seni alana kadar burda kalmaya devam edeceksin. Yakın bir zamanda burda olurlar."

Azad Ağa'nın dedikleri ile ne hissetmem gerektiğini bilemedim.
Üzülmem mi gerekiyordu?
Şaşırsa mıydım?
Bir intikam uğruna yanan yıllarıma mı ağlasaydım?
Ben ne yapsaydım?

Söyleyecek hiçbir şey yoktu. Geldiğimin aksine yavaş adımlarla salondan çıktım. Adımlarım beni annemin odasına götürdü, onunla konuşmam gerekiyordu. Yavaşça kapıyı araladım, her zaman gözünde eksik olmayan hüzünle pencereden dışarıyı seyrediyordu.

" Sen biliyor muydun?" Neyden bahsettiğimi çok iyi biliyordu. "Evet, biliyordum." tahmin etmek hiç zor olmamıştı. "En başından beri mi biliyordun?" Aynı ses tonuyla başka bir soru yönelttim ona. "En başından beri biliyordum." Kısa bir cevaptan başka hiçbir şey söylemedi.

Sessiz bir şekilde odamdan çıktı, beni öğrendiğim büyük gerçekle baş başa bıraktı. Aklımda bir sürü soru vardı. Ailemin nasıl insanlar olduğunu merak ediyordum açıkçası. Bu cehennemden daha güzel bir yer miydi acaba? Onlarla gidecektim, ki gitmek zorundaydım çünkü daha reşit değildim. Peki ama onlar beni ister miydi acaba? Gerçi beni arayıp bulanlar zaten onlar, tabi isterler.

Bir yarım saat daha kafamda ki sorulara cevap aradım. Düşünmekten yorulmuş olmalıyım ki, gözlerimi kapatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım. Umarım gerçek ailem en kısa zamanda gelirdi. Burada yaşamaya daha fazla tahammülüm kalmamıştı.


----------

Ve evet dediğim gibi bölümler hızla geliyor. Kitabın akışı şu an kafamda tasarladığım kadarıyla çok güzel, elimden geldiğince kalemimi profesyonel tutmaya çalışıyorum. Asıl kurgumuzun ana bölümü Antalya'ya gidince başlıyacak.

Açıkçası ben bile çok heyecanlıyım, merak ediyorum nasıl olucak diye. Yazmakta en az okumak kadar zevkli bir eylem. İnsanın yazdıkça yazası geliyor. O yüzden büyük ihtimalle bu gün bir bölüm daha atarım.

Ve son olarak lütfen oy ve yorum atmayı unutmayın lütfen!

Susar KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin