Herkese merhaba uzun bir bölümle karşınızdayım.
Söyleyecek pek bir şeyim yok bu bölüm için.
Hepinize keyifli okumalar.
Oy ve yorum atmayı unutmayın lütfen.
----------------
Efsun Hanım'ın yüzüne tekrar baktığımda, bugün sayamadığım kahkalarımdan birini tekrar attım. Her şey o kadar komikti ki, o hiçbir şey yapmadan arabada otururken bile beni gülme tutuyordu.
Benimle aynı durumda olan biri daha vardı elbette. Bulut'da aynı benim gibi kahkalarını durduramıyor, annesine baktıkça gülüyordu. Biz güldükçe de Efsun Hanım daha fazla sinirleniyor ve bize söylenmeye devam ediyordu.
"Aaa ama yeter artık. İkinizde beni rezil ettiniz, bak aklıma geldikçe sinirlerim hopluyor."
Ne mi olmuştu?
Biz Efsun Hanım'ı gerçekten rezil etmiştik.
Efsun Hanım'ın bizi götürdüğü arkadaşının çocuğun doğum günü partisiydi ama çocuk 4 yaşındaydı.
Evet eğlenelim diye bizi 4 yaşında ki çocuğun doğum günü partisine götürmüştü.
Gelen davetliler o kadar küçük ki anneler dışında en büyük davetliler ben ve Bulut'duk. Doğum günü pastası kesildikten sonra çocuklar ve anneler ayrı masada oturtulmuştu ve bizi de çocukların olduğu masaya koydular.
Biz Bulut'la daha nerede olduğumuzun şokunu yaşarken bir de yaş sınırı max 7 olan veletlerin arasına oturtulunca ekstra bir şoka girdik. Ardından bir 10 dk sonra palyaço geldi ve çocukların hepsi pastlarını yemeden masadan kalktılar. Tabi geriye sadece ben ve Bulut kaldık.
Yaptığımız saçma muhabbet sırasında konu pastaya gelince -ki pasta çok güzeldi- çocukların kalan pastalarını yemeye karar verdik. Biz bütün masayı yedikten sonra birden bu salak veletler pastlarını geri yemek için dönmesin mi?
Bizim yediğimizi fark edip koşarak annelerine gidip ağlamaya başladılar. Efsun Hanım'da bizim yaptığımız şey karşısında epey mahcup oldu tabi. Bizse utanmak bir yana çocukların o halini görünce daha fazla gülmeye başladık.
Efsun Hanım ağlayan çocuklardan birini kucağına alıp susturmaya çalışırken de çocuk yüzünün tam ortasına ve elbisesine kustu.
Sonrası bizde yok çünkü Efsun Hanım sinirden hoplayıp bizi aldığı gibi arabaya koştu ve şimdi de eve doğru gidiyorduk.
"Hadi inin bakayım arabadan, gözüm sizi görmesin."
O konuştukça bizi tekrar gülme tutuyordu, o kadar gülmüştük ki karnım feci ağrıyordu. Efsun Hanım sinirle arabadan inince, bizde ardından indik.
Eve girdiğimizde o çoktan hızlı adımlarla salona girmiş, koltuğa oturmuş çattığı kaşarları ile bize bakıyordu. Evde ki herkes -Ilgaz dışında- salonda oturmuş anlamsız gözlerle bize bakıyordu.
Bulutla beraber salona girip, Efsun Hanım'ın karşısına oturduk. Ve yine yine yine bizi gülme tuttu.
"Bak yine karşıma geçmiş gülüyorlar, yavrum siz beni sınıyor musunuz? Gidin bakayım karşımdan, size baktıkça rezilliğimiz aklıma geliyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Susar Kadın
ChickLitArkamda ki konağa son bir kez dönüp baktım, dile kolay 17 senem geçmişti şu taş duvarlar arasında. Şimdiyse 17 yılı ardımda bırakıp gidiyordum. Gerçek ailemin yanına.