Çok Az Kaldı

678 70 116
                                    

Regulus, uyandığında kendini garip hissediyordu. Her şey aynıydı ama aynı zamanda çok farklıydı. Kendini tam, bütün hissediyordu. Gözünü açtı ve karşısında sırıtan bir Harry gördü. Diğer tarafta daha çok sırıtan bir Sirius.

On dört yıldır bunun hayalini kuruyordu.

Gözleri hafifçe dolarken sormaktan kendini alamadı.

"Bitti mi?"

Harry sevinçli bir sesle yanıtladı.

"Bitti. İyileştin Abi. Tamamlandı"

Yatakta uzanan abisine sarıldı. Yanağından öptü ve odadan çıktı. Sirius ile yalnız bıraktı. Herkes salondaydı. Hepsi uyanışı bekliyordu. Harry gururla ilan etti.

"Uyandı. Tamamen sağlıklı. Kahvaltısını ettikten sonra güzel bir check-up yapacağım ne olur ne olmaaz. Ama her şey iyi gözüküyor"

Duygulu bir sesle eklemeden edemedi.

"İyileşti..."

Amelia ona bakıyordu. Harry gülümsediğinde kızın gözlerindeki yaşlar akmaya başladı. Yürüdü hızlıca ve Harry'e sarıldı. Sımsıkı sarıldı. Çok uzun zaman olmuştu.

İki saat içinde, Regulus odasından çıkmış, yavaşça yürüyerek mutfağa gelirken Sirius da hemen yanında gülümsüyordu. Harry, Amelia ve Hermione mükemmel bir kahvaltı hazırlamışlardı. Narcissa da çocukken öğrendiği şekilde farklı bir çay hazırlamıştı.

Mutlu, şen şakrak şekilde kahvaltılarını ettiler. Harry, arada yara izinde karıncalanma hissediyordu. Voldemort zihnine girmeye çalışıyordu ama Kartal'ın gücü ve evdeki koruyucu tılsımlar yüzünden başaramıyordu. Harry gülümsedi.

Kahvaltıdan sonra salona geçtiler. Herkes otururken Harry ve Regulus ayaktaydı. Regulus kollarını açıp havaya kaldırmıştı. Harry, ona asasını salladı ve birkaç kez baştan aşağı işaret etti. Ellerinde beliren parşömenleri Narcissa hızlıca inceledi. Sonra sevinçle söyledi.

"Her şey normal. Tüm değerleri çok iyi gözüküyor"

İki kuzen sıkıca sarıldılar. Harry, Cissa'nın gözlerinin dolduğunu görmüştü. Lucius da eşine ve yakın arkadaşına gülümsüyordu.

Harry, o gün yapmaları gereken işler olduğunu hatırladı. Ama söyleyemeden Regulus arkasına geçmişti.

"Dur bakayım, kanadın tamamen düzelmiş mi?"

Sağ kanadını hafifçe büküyor, sağa sola oynatıyor, tüylerin arasını inceliyor, kemik yapısında hasar kalmış mı diye bakıyordu. Beş dakikalık incelemenin ardından mutlu şekilde gülümsedi.

"Tamamen iyileşmiş"

Harry hevesle ve masum bir yüzle soracaktı ama Regulus kaşlarını çattı ve direkt söyledi.

"Hayır"

Harry ellerini birleştirip dudaklarını büktü.

"Ama lütfeeeeeennnn ne olur ne olur lütfen lütfeeen! Hızlanmayacağım yaramazlık yapmayacağım sözünden çıkmayacağım sadece küçük bir tur! Lütfen abii"

Bir haftadır Regulus uçmasını yasaklamıştı. Kanatları serbest duruyorken kullanamamak Harry'i deli ediyordu. Regulus, Slytherince bir sırıtış sundu ve söyledi.

"Peki, 'baban' izin verirse uçabilirsin"

Harry şak diye ani bir hareketle Severus'a döndü. Masum masum gülümsedi. Severus sinir etmek istercesine mırıldandı.

"Hayır" Sirius Harry'nin bakışını ve sırıtışını gördü. Remus ile bakıştılar. İkisinin de aklından aynı şey geçiyordu.

'Eyvahlar olsun'

Yirmi dakika sonra herkes bahçede oturuyordu. Harry bir şekilde Severus'u ikna etmişti. Ne yaptığını ne dediğini bilmiyorlardı çünkü sadece bakışmışlardı. Artık Harry adamın zihninde ne dediyse, Severus kabul etmişti. Harry ise kanatlarını sonuna kadar açmıştı. Geniş, güçlü ve sağlamdılar. Çok güzeldiler. Hafifçe oynattı. Tekrar daha güçlü. Daha güçlü savurdu. En sonunda sertçe kapatıp açtı ve havalandı. Draco da dahil çocuklardan heyecanlı birer çığlık yükseldi.

Harry'nin kanatlarını çırpışıyla oluşan hava akımı, yerdeki çimenleri yatırıyordu. Harry daha hızlı çırptı kanatlarını. Büyük bir güçle savurdu ve tamamen yükseldikten sonra dikleşti. Sonra şov başladı.

Havada taklalar atıyor, ters dönüşler yapıyordu. Yere doğru dikine inip aniden yön değiştirip yükseliyordu. Her hareketinde çocukların kalbini ağzına getiriyordu. Draco'nun bile hayran hayran bakması Narcissa'yı güldürüyordu.

"Gelmek isteyen var mı?" Diye seslendi Harry. Hermione öne çıktı.

"Nasıl yapacaksın?" Dedi.

Harry ona kısa bir hafifletme ve güvenlik tılsımı yaptıktan sonra, güçlü kollarla ellerinden tuttu. Hafifletme tılsımı ve güvenlik büyülerinin etkisiyle, Hermione yükseldi. Harry bağırdı.

"Sıkı tutun Mione!"

Sonraki an, genç kızın çığlıkları duyuldu.

"Yavaşlaaaaa! Harrrryyyyyy! Düşersek seni öldürürüüüüüm! Aaaaaaaa bu çokk eğlenceliiiiiii"

Yere indiklerinde Hermione heyecan gülüşleri dağıtıyordu eetrafa. Harry sinsice sırıttı ve aniden Ron'u kaptı.

Ron çıkardığı ciyaklamayla, Sirius'un gülmesine sebep oldu.

Bir sonraki kurban ya da kişiye göre bir sonraki şanslı kişi...

Severus Snape oldu. Weasley'in haline sırıtırken kendini kollarından tutulmuş, kanatlardan çıkan hava akımı yüzüne çarparken havaya yükselir durumda buldu.

"Potter! İndir beni yere!"

Harry iyice yükselirken cevapladı.

"Potter yook. Adımı söylersen inersin Severus!"

"Harry hemen beni yere indir!"

"Kibar ol Severuuus. Hem çok eğlenceli!"

Yerdekiler kahkahalarla gülerken Harry Severus ile biraz daha uğraştıktan sonra adamı yere indirdi. Voldemort'tan önce Severus ona Avada çakacak gibiydi bu yüzden hızlıca güvenli bir yere kaçtı. Gülmekten kıpkırmızı olmuştu yüzü.

"Ah tamam neyse. Güldük eğlendik. Şimdi, benim gitme vaktim" dedi Harry. Dumbledore gözlüklerinin üstünden bir bakış attı. Gece mavisi gözleriyle tek bir bakış attı ve Harry hemen boğazını temizleyip düzeltti.

"Yani sevgili profesör Dumbledore efendim ve ben gitmeliyiz." Dedi ve müdüre yaklaştı. Hogwarts'a kadar uçmak saatler sürerdi. Hem müdür ile birlikte Hogwarts'a cisimlenmek daha kısa sürerdi. N3 kadar çabuk o kadar iyi.

İkili cisimlendiler ve kızlar tuvaletinin önünde belirdiler.

"Bu histen nefret ediyorum" dedi Harry. Başının dönmesi düzelince tuvalete girdiler.

Harry, yılan figürlü musluğa yöneldi ve çataldilinde tısladı.

"Açıl"

Açılan kaydırağı görünce Harry Müdüre sırıttı ve aşağı atladı. Kahkahalarla gülerek kaydıraktan kaydı ve yere iniş yaptı. Hemen ardından da müdür indi.

Harry ilerledi. Basiliksin olduğu yer için bir kapı daha açılmalıyfı. Yılanlı büyük kapıya doğru müdüre önderlik etti Harry. Tekrar açılmasını tısladı ve içeri girdiler. Harry müdüre döndü. Basiliks iskeletine verdiği tepkiye baktı.

Müdürün mavi gözleri solgun bakıyordu. Hafifçe irileşen gözleriyle basilikse bakalalmıştı.

"Bunu öldüreli üç sene oldu. Şuan gözüme çok da büyük gözükmüyor. Canlıyken daha büyüktü sanki" dedi Harry. Sonra iskeletin ağız kısmına ilerledi. Altı tane dişi çıkarttı ve gülümseyerek müdüre döndü. Zafere çok az kalmıştı. Dumbledore'a doğru ilerledi.

Yara izine saplanan acıyla çığlık attı.

Evden ayrılınca zihin kalkanlarını tekrar yükseltmeyi unutmuştu...

Beyaz Bir SayfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin