Beyaz Bir Sayfa

İkinci Bir Kehanet

KSKS dersine 15 dakika kalmıştı. Katılanların çoğu şuan sınıftaydı. Dersi Remus Lupin veriyordu. Sirius Black ise Düello dersi veriyordu. Kimliği belirsiz birisi tarafından yapılan ve haklı sebeplere dayandırılan bir başvuru ile Hogwarts'ta Düello dersleri verilmeye başlandı. 3. sınıf ve üstü öğrenciler katılabiliyordu.

Kasım ayının soğuğu nedeniyle her yerde ısıtma tılsımları hissedilmeye, insanların üstünde kalın kışlık kıyafetler görülmeye başlandı.

 Dün akşam yapılan profesörler arasındaki bir toplantıda fark edilen ve müdahale gerektirdiği düşünülecek kadar ilerleyen bir duruma dikkat çekilmişti. Amelia Lily White ve Harry James Potter arasındaki kötücül gerilim.

 Harry, Amelia'yı ya görmezden geliyor, gördüğünde ya göz falan deviriyordu ya da sataşıyordu, ki çoğunlukla ikincisi gerçekleşiyordu. Hem de ilginç konularda, kötü sözlerle sataşıyordu. Bu düşmanlık, Harry Potter-Draco Malfoy rekabetini bile geçmişti artık. Harry, genç kızı gördüğünde laf sokuyor, sinirlendirmeye hatta üzmeye çalışıyordu. Sebebi bilinmezdir ki Amelia çoğu seferde alttan alıyor, gencin attığı laflara yanıt vermiyordu.

Ders Gryffindor ve Slytherin ortaktı. Draco Malfoy arkadaşlarından ayrı gelmişti. Diğer iki arkadaşı (Blaise Zabini ve Pansy Parkinson) henüz gelmemişlerdi sınıfa.

Draco Malfoy da baş rakibinin bu kıza nefret derecesinde takıntılı olduğunu fark etmişti. Sırasında oturan ve  on dakikadır susmayan, yanındaki kişiyle konuşan kıza göz ucuyla şöyle bir baktı. Onun iki sıra önünde ise Hermione Granger ve Ronald Weasley yan yana oturuyorlardı. Potter neredeydi?

Sorusunun öznesi ve cevabı tam olarak otuz saniye sonra kapıda belirdi. Potter, dağınık siyah saçları, enerjik yeşil gözleri ve düzgün siyah cüppesi ile içeriye girdi. Omzuna astığı çantasını tek eliyle destekliyordu. Sınıfa bir göz gezdirdi. White'ye bakınca dudaklarında pis bir sırıtma belirdi. Bu birazdan laf atacağının işaretiydi. Malfoy merakla bekledi.

Potter; Weasley ve Granger'ın arkasına, zenci bir Gryffindor'un yanına oturdu. Yaklaşık beş dakika sessizce durdu ve hâlâ yanındaki kız ile konuşmakta olan White'ı dinledi. Sonrasında konuştu.

"White hiç karanlık tarafa geçmeyi düşündün mü? Bence düşünmelisin."

White derin bir nefes alıp sordu.

"Hayır, neden Harry?"  

Adını duyan çocuğun gözleri bir anlığına öfkeyle parladı ama hemen gizledi ve alaylı bir sesle devam etti.

"Sen bu çeneyle Voldemort'u bile canından bezdirirsin. Hiç değilse benden de bir düşman eksilmiş olur."

Pekala, Draco Malfoy bunu beklemiyordu. Ağzını açıp açıp kapatan kıza baktı ve güldü. Elinde değildi. Durum komikti ve Potter lafı gediğine koymuştu. Amelia onun güldüğünü duydu ve sinirle ona döndü. Harry'nin sataşmalarına yanıt vermiyordu çünkü gencin onu affetmediği sürece böyle kinli davranacağını biliyordu.

"Ne gülüyorsun Malfoy?"

Harry, Draco'nun konuşmasına izin vermeden atladı.

"Gülüyor çünkü hem komik hem de haklıyım."

White bu sefer kırgın gözüküyordu. Ayağa kalktı ve tam olarak vücudunu Harry'e döndürdü.

"Malfoy'u bile savunacak kadar nefret mi ediyorsun benden Harry?"

Harry de tam olarak ona dönmek için ayağa kalktığında çenesini sıkıyordu. Bir elini kaldırıp işaret parmağını tehditkârca kıza doğrultmuştu. Şuan Weasley ve Granger da endişeli gözükmeye başlamıştı. Harry tam ağzını açtı ki kapı açıldı ve Remus Lupin içeriye girdi. İkisine kaşlarını çattı hafifçe. Sonra yumuşakça gülümsedi ve söyledi.