Ufak Tartışma

1.2K 119 88
                                    

Harry ve sarışın adam dışarı çıktılar. Beraber yürürlerken arkalarından bir ses geldi.

"Lütfen derse geç kalmayın Bay Potter." İkisi de sese döndü ve yanında Amelia ile onlara doğru yürüyen Severus Snape'i gördüler. Harry sevimlice gülümsedi ve cevapladı.

"Elbette gecikmem profesör. Misafirimi gönderip geleceğim."

Amelia ise bembeyazdı. Birden heyecanla hareketlendi ve sarışına doğru ilerledi. Ama Harry aniden asasını çıkardı ve mırıldandığında sarışının önünde oluşan şeffaf kalkana çarpıp bir adım geriledi genç kız. Severus yanlarına geldi ve müdahale edecekken kızın sesini duydu ve dinleme kararı aldı.

"Harry lütfen. Bırak lütfen, n'olursun. Sadece konuşayım izin ver."

Harry acımasızca gülümsedi ve soğuk bir neşeyle söyledi.

"Hayır."

O sırada müdür odasından çıkmış olan Sirius ve Remus yanlarına ulaştı ama Severus müdahale etmemeleri konusunda kaşlarıyla uyardı ve kenardan izlemeye başladılar.

Amelia'nın gözlerinde yaşlar parlıyordu şimdi. Harry bunu görünce tekrardan acımasız ve soğuk bir sesle konuştu. Ama bu sefer yüzü çok ciddiydi.

"Şimdi ağlıyor musun yani? Gerçekten mi? Merak ediyorum, o gün de ağladın mı? Hani ölüme terk ederken... Hiç üzüldün mü? Hiç pişmanlık duydun mu Amelia? SÖYLESENE!"

"Harry..." diye araya girdi gizemli sarışın.

Harry ona döndü ve kaşlarını çattı.

"Sen git."

"Ama..."

"Git. Dedim."

Sarışın, kafa salladı ve uzaklaştı. Amelia peşinden gitmek için can atıyormuş gibi göründü ama Harry'nin soğuk bakışı onu olduğu yere çiviledi.

"Peşinden gitmeyi aklından bile geçirme. Ona yaklaşmayacaksın. Onunla konuşmayacaksın. Onunla iletişime geçmeyeceksin. Her şeyi yeterince batırdın zaten, fazlasına gerek yok. Uzak dur. Anladın mı beni?"

Amelia artık gözyaşları içindeydi. Titrek ve çatlak bir sesle konuştu.

"Tamam Harry, kabul uzak duracağım. Ama bir kez. Bir kerecik. Lütfen Harry, çok özledim. Yemin ederim, yeminim olsun, sadece konuşacağım. Bir kerecik yüzünü göreyim, çok özledim."

"Özlemek mi? Sen mi? Onu mu özledin? Güldürme beni... Sen onun ölümüne sebep olacaktın Amelia. Hiç düşündün mü? O gün ben yetişemeseydim, başaramasaydım ne olurdu? O gün yanına gidemeseydim, Dursleylerden ayrılamasaydım... Ne olacaktı hiç düşündün mü? Peki şimdi neler oluyor biliyor musun? SİHRİNİ KAYBEDİYOR! ÖLECEK BE ÖLECEK! İKSİR ARTIK İŞE YARAMIYOR! VAKTİNİ KAÇIRDIĞIMIZ İÇİN ÇEKİRDEĞİ BOZULDU. ÖLÜYOR AMELİA ÖLÜYOR!"

Artık Harry'nin de gözleri dolmuştu. İstemsiz saldığı sihri etrafında toplanıp yayıldı ve herkesin nefesini kesti. Konuşması boyunca duvarlardaki tablolar sallandı ve birkaçı düştü. Koridor o kadar soğudu ki duvarların köşe ve kenar kısımları buzlanmaya başlamıştı. Harry'nin konuşmasının en sonundaki bağırtısında duvarda oluşan çatlak ile Hogwarts, müdürüne tehlike uyarısı verdi. Müdür anında uyarının verildiği yere cisimlendi.

Amelia artık baya baya ağlıyordu. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

"Harry, özür dilerim... Gerçekten bilmiyordum. Bilsem yapar mıydım hiç? İksir bensiz de çalışır sandım. Korkmuştum Harry çok korkmuştum. Her şey yeni yeni düzelmeye başlamışken ailemi tehlikeden uzak tutmak istedim. Zarar gelmez, belki biraz daha uzun sürer ama yine de iyileşir diye düşündüm. Bozulacağı aklıma bile gelmedi. Ben sadece ailemi korumak istedim."

Beyaz Bir SayfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin