Amelia Lily White

1.6K 131 54
                                    

Albus Dumbledore müdür odasında oturuyordu. Karşısında Sirius Black, Remus Lupin, Severus Snape ve Minerva McGonnagal bulunuyordu. Bir bayan ve onun kızını bekliyorlardı. Ilvermorny okulundan Hogwarts'a transfer edilecek bir öğrenciydi bu kız. Annesi ise müdürle tanışmak için geliyordu.

      Sessizlik içinde geçen birkaç dakika sonrasında şömine yeşil alevlerle aydınlandı. Alevler sönerken şömineden arka arkaya iki kişi çıktı. Simsiyah dalgalı saçlarını at kuyruğu yapmış, ela gözleri heyecanla parlayan bir kız, girdiği müdür odasını inceliyordu.

Arkasından gelen annesi koyu kahverengi saçlarını sıkı bir topuz yapmıştı, kızınınkiler ile bire bir aynı ela gözleri sıcak ve dost canlısı bakıyordu.

Müdür sevecen bir gülümseme ile ayağa kalktı.

"Hoşgeldiniz. Ben okul müdürü Albus Dumbledore. Yorgun olduğunuzu düşünüyorum. Lütfen oturun."

Orta yaşlı kadın, kızını koltuğa yönlendirirken yanıtladı.
"Teşekkür ederiz. Bende Jessica White. Bu da benim kızım Amelia Lily White." Genç kız otururken gülümsedi. Oturduğu koltuktan kalkan Minerva konuşmayı devraldı.

"Ben de McGonnagal. Gryffindor bina başkanıyım. Şimdi Seçmen Şapka bölümüne karar verecek. Sonrasında binana göre çağıracağımız bir öğrenci sana okulu gezdirip tanıtacak. Ardından kahvaltı için Büyük Salon'a gidersiniz" diye açıkladı.

Dolaba yöneldi ve eski görünümlü bir şapka aldı. Kıza yaklaştı.

Remus kendisine bakan Amelia'ya güven veren bir gülümseme sundu. Kız şapkayı taktı. Şapka bir iki kıpırdanıp yerleşti ve yüksek sesle konuşmaya başladı.

"Hımmmm.... Amelia Lily White demek...Vay canına oldukça ilginç bir hayat.... Kötü bir hata olmuş tatlım. Demek çok pişmansın, merak etme. Harry Potter affedici bir çocuk. Kendini affettirebileceğine eminim. Zor olacak ama yapabilirsin."

Burada Amelia utangaç ama umut dolu bir gülümseme verdi kendi kendine. Profesörler bu bilinmedik konu geçişine kaşlarını kaldırdılar. Şapka devam etti.

"Zekisin. Öğrenmeye açıksın. Cesursun. Ve ilginç bir durum daha. Demek bu yüzden... Sirius Black ha! Seni ne yapsak Amelia?"

Sirius'un kaşları biraz daha yükseldi. Merak ediyordu ama seçimi bölmek istemedi. Şapka bir süre sessiz kaldıktan sonra tekrar devam etti.

"Nasıl istersen... GRYFFİNDOR!"

Şapka bağırınca kız rahatlamış bir nefes bıraktı. Dumbledore genç kıza gülümsedi. Sonra asasını çıkarıp salladı. Bir yandan da kızla konuştu.
"Evet tebrikler. Şimdi birazdan Harry gelecek ve sana okulu gezdirecek."

Kızın gözleri itirazla parlarken konuşma fırsatı bulamadan kapı çaldı. İçeriye kuzgun karası saçları ve zümrüt yeşili gözleri ile Harry girdi. Herkese kibarca gülümseyerek selam verdi. Gözleri yeni kız ve annesine değince büyüdüler. Olduğu yerde kalakaldı (yani odanın ortasında). Ağzı hafifçe aralanırken yaşadığı şoktan konuşamaz halde gibiydi. Sonunda sesini bulduğunda (hâlâ yüzü şoktaydı) şaşkınlıktan hafifçe boğuklaşmış bir sesle konuştu.

"Senin burada ne işin var?" Kızın yerine kaşlarını çatmış McGonnagal yanıtladı sorusunu.

"O yeni öğrencimiz Bay Potter. Ve sen de ona okulu tanıtacaksın. Yatakhanesini gösterdikten sonra birlikte kahvaltıya ineceksiniz."

Harry'nin dudakları her kelimede daha da inceldi. Şuan gözleri şokla değil öfkeyle parlıyordu. Birden müdürün masasındaki su dolu bardak sallanmaya ve şangırdamaya başladı. Oda biraz soğur gibi oldu. Harry ise Amelia'ya odaklanmıştı. Severus hafifçe boğazını temizledi. Harry bu sefer ona çevirdi gözlerini. İksir ustası gözleriyle bardağı işaret ettiğinde Harry sonunda fark etti.
   
Gözlerini yumdu ve derin bir nefes çekti içine. Nefesini yavaşça verdi ve sıktığı çenesini gevşetti. Hafifçe dudaklarını yaladı. Yüzü tamamen soğudu. Gözleri duygudan yoksunlaştı. Müdüre döndü. Tüyler ürpertecek kadar duygusuz bir sesle konuştu.

Beyaz Bir SayfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin