14

107 14 4
                                    

"hipotermiden öleceğiz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"hipotermiden öleceğiz."

"bununla bir sorunum yok," dedi jimin gülerek. "hatırladığım kadarıyla senin de yoktu."

"jimin-"

"yoongi."

durdu, eli kemerindeydi. yoongi geldiklerinden beri susmuyordu ve jimin buna daha fazla dayanamayacaktı. onun gözlerine baktı. "sadece soyun."

"hava kaç derece biliyor musun sen?" inanamayarak sesini yükseltti. "gecenin bu saatinde nereden çıktı bu yüzme sevdası?"

jimin onu gizlice yurttan çıkarırken sadece ormanda kısa bir yürüyüş yapacaklarını düşünüyordu ama şimdi karşılarında bir ırmak vardı, jimin de üzerindeki kıyafetlerden bir bir kurtuluyordu. aynı şeyi yoongi'den bekliyor olması ise apayrı bir meseleydi.

"çok soğuk. ölmesek bile yataklara düşecek kadar hasta oluruz kesin."

"kolay kolay hasta olmam yoongi, ilk kez yaptığım bir şey değil." jimin iç çamaşırıyla kaldığında vücudunun ürperdiğini hissetmişti ama çaktırmayarak ellerini birbirine vurdu. "hasta olursan sana ben bakarım, merak etme." yoongi'ye arkasını döndü ve yavaş yavaş suya batmaya başladı.

yoongi hâlâ giyinikti, öylece dikiliyor ve hayretle jimin'i izliyordu. aklını kaçırmış olduğundan emindi, derece bir iki oynasa kar yağacaktı neredeyse. tam ona bunu da söyleyecekken jimin'in aniden tüm bedeniyle suya daldığını gördü. birkaç saniyenin sonunda yüzeye çıktığında elleri hemen ıslanmış saçlarına gitmiş, onları geriye doğru taramıştı. dudaklarının arasından bir kıkırtı dökülürken yeniden gözleri buluştu. jimin'in gözleri ışıl ışıldı.

"gelmeyecek misin gerçekten?" dedi. "kendini bundan nasıl mahrum bırakabilirsin, aklım almıyor."

biraz sonra yoongi pes etti. jimin belli ki kendisi de suya girene dek çıkmaya niyetli değildi. kabanı ve diğer tüm kıyafetleri jimin'in kıyafetlerinin yanında yerlerini bulurken vücuduna vuran soğukluk çok keskindi. titreye titreye suya girdi, çenesini sıktı, dişleri birbirine vurmasın diye. su henüz göğsünün hizasına yeni yükselmişken bir dalgalanma oldu, kendisine doğru yüzmekte olan başının belası bir balık vardı.

jimin sudan çıktığında bedenleri fazla yakındı. başını iki yana salladı, saçlarındaki sular yoongi'nin yüzüne doğru sıçradı. gözleriyle gülüyor, dediğini yaptırdığı için memnun görünüyordu. orman sessizdi, ay tepedeydi ve yıldızlar jimin'in yüzüne düşmüşlerdi sanki. yoongi ona bakarken üşüdüğünü unutmuştu bir anda.

sonra işaret ve orta parmağını yoongi'nin boynuna bastırdı, gözleriyle daha çok dokundu tenine. parmak uçlarına çarpan sabit ritimler sayesinde dudaklarında bir tebessüm oluştu. "nabzın atıyor." diye fısıldadı, sesini yüksek tutarsa içinde bulundukları bu masalsı an bozulur diye korkuyordu.

jimin'in ona dokunuyor olmasının gerginliğiyle cevap olarak alaylı bir şekilde "yaşıyorum diye herhalde." dedi.

jimin bir saniyeliğine bile dönüp gözlerine bakmadı ama duymuştu elbette, kalpten duymuştu ve kalbine çöken karanlık anında yüzüne yansımıştı. "bir gün atmayacak."

"herkesin bir gün atmayacak." dedi yoongi aceleyle. dile getirdiği şey yüzünden pişmandı, bunu ona yapmaya hakkı yoktu.

"intiharı acına bir çözüm olarak mı görüyorsun sahiden?" jimin, yoongi'ye yaklaştı. boynundaki parmaklarını yoongi'nin göğsünün sol tarafına kaydırdı, avucunun ayası daha güçlü ritimler duymak adına oraya kapandı. "kalbin bununla soğuyacak mı?"

"kalbimin bir hayatı yok jimin, bundan dolayı soğuyacağı bir şeyi de yok."

"olursa yine de buna izin verecek misin?" dedi jimin. parmakları sanki kalbini avuçlayabilecekmiş gibi kıvrıldı yoongi'nin teninde. "ben orada olursam-"

"jimin." yoongi nefes alamıyormuş gibi göğsünü şişirdi. onu tanıdığından beri hep açık sözlü, ne istediğini bilen biri olmuştu ancak bu noktada yoongi'den istediği şey çok başka bir şeydi. bir soruyla hem onu sevip sevmediğini öğrenmek hem de şayet orada olursa amacından sapıp sapmayacağını bilmek istiyordu.

jimin gözlerini yoongi'nin gözlerine çıkardı yavaşça, kirpikleri çok kısa bir an titredi. gözleriyle konuşuyordu sanki. sev beni diyordu, öp beni, bırakma, kal... sonra bir tebessüm daha peydahlandı dudaklarında. yoongi'yi öpecekmiş gibi yaklaştı ama öpmedi. onun hızlı nefeslerinden çalıp suya dalmadan önce "beni kucakla," dedi. "dibe batacağım."

stay | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin