7

138 18 8
                                    

"bugün yine başka bir güne bağlanıyor," diyerek sandalyesiyle birlikte yoongi'ye çevirdi bedenini ancak yoongi'nin sırtı kendisine dönüktü, masasına eğilmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"bugün yine başka bir güne bağlanıyor," diyerek sandalyesiyle birlikte yoongi'ye çevirdi bedenini ancak yoongi'nin sırtı kendisine dönüktü, masasına eğilmişti. "ben yine sana yaklaşamıyorum. ben yine seni tanıyamıyorum. öğrenemiyorum seni ve göremiyorum gerçeğini. bugün yine başka bir güne bağlanıyor, bağlanamadığı bir günde seni hiç bilmeden yitmenin korkusu düşüyor yüreğime. ve yüreğim korku nedir bilmez hiç."

yoongi'den tık gelmiyordu ama jimin konuşana dek masasından gelen kalem sesi artık yoktu. bir dakika? belki iki dakikaya yakın bir sessizlik cirit adıyor odada. yine pes eden jimin oluyor.

"min yoongi," diyor önce. "bakmayacak mısın bana? korkuma iki kelime edip teselli etmeyecek misin onu?" yoongi'den hâlâ cevap yok. "yetmedi mi sence de bu kaçışların? yakalanmak o kadar kötü değil, yakalayan bensem."

"derdin ne jimin?" yoongi de sandalyesiyle ona doğru çevirdi. "bana olan bu takıntın ne?"

"pardon?" jimin şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı, kalın dudakları aralandı ve öylece yoongi'nin boş ifadesine bakakaldı. "takıntı mı?"

"aynen öyle. sürekli beni peşinde sürüklemeye çalışıyorsun, bunu yapma nedenin nedir?"

"sadece yalnız görünüyordun-"

"yalnızım zaten. ama bunu isteyen benim, niye sınırlarıma bu kadar dahil olmak istiyorsun söylesene." ilk defa başka bir yönünü ortaya çıkarmıştı ve jimin bu yanını tanımaktan hiç de hoşnut değildi.

"kaba olma, min yoongi." jimin isteksiz bir şekilde güldü. "ben sadece- bizimle bir sorunun olduğunu düşündüm ve bunu çözmek istedim. senin yabani biri olduğunu bilmiyordum, tek başına ne bok yiyorsan yemeye devam edebilirsin. bir daha senin peşine düşenin ayakları kırılsın." sandalyesini agresif bir şekilde çevirip masasına gömüldü. kendi kendine söylenmeye de devam ediyordu.

"bu kadar kibar ve düşünceli bir insan olduğum için hep kalbi kırılan da ben oluyorum zaten, bir daha değil birine el uzatmak, bana uzatılan eli kesmezsem benden soysuzu yok."

sonlara doğru peltekleştiğinde öfkeyle önündeki kağıdı buruşturup çöpe fırlattı. yamuk dişi yüzünden hep böyle oluyordu ve kelimenin tam anlamıyla kendine dair nefret ettiği tek şey bu olabilirdi, kiminle ciddi bir konuşma yapsa sonunda o kişiden tamamen alaylı bir şekilde ne kadar tatlı olduğunu duyuyordu. "dişimi sikeyim. elmayı sütü de eksik etmedim ki niye böyle oldu?" homurdanıp kalemiyle önündeki kağıdı öldürmeye başladı.

bu sırada yoongi onun sırtını ve sürekli hareket ettirdiği kollarını izlerken, bir de söylenmelerini dinlerken ne kadar sevimli olduğunu düşünüyordu ve bu düşüncesi diğerlerinin aksine samimiydi. park jimin gerçekten sevimli bir çocuktu ve yoongi onun kalbini kırdığı için üzgündü.

stay | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin