LEZÂ (CEHENNEM)
5.BÖLÜM
IŞIĞIMIZI SÖNDÜRENLERİN, IŞIĞINI ALMAK HAKKIMIZ DEĞİL MİYDİ?
******
Hafızamın bir köşesine yerleşmiş birkaç yaşanmışlık var.
Çocuk ruhuma kazınmış belirsiz, terk edilmiş ve tozlu birden fazla anı. Başka bir köşesinde ise bana çok uzak olan hayallerim var. İnsan hiç gerçekleşmeyeceğini bilse de bir şeyleri hayal eder mi? Ben ediyordum. Çünkü hayallerim olmasa, sabah gözlerimi açmaya ve nefes almaya bile korkan kırık bir kızdım ben.
Her günüm aynı geçer sanırdım. Şu zamana kadar hep bir döngü içinde hareket eden biri oldum. Hiç eğlenen ya da hayatı şaşalı yaşayan bir kız olmadım. Ama yalan yok özendiğim birkaç zaman oldu. Mesela ortaokulda sınıftan bir kızın doğum günü kutlamasını gördüğüm de asla kutlayamadığım doğum günüme üzülmüştüm. Doğum gününün bazıları için özel olduğunu o zaman anlamıştı çocuk aklım. Sonrasın da lise de son sınıftayken kızlar kendi aralarında konuşurlarken şahit olurdum. Hafta sonu şuraya gittim. Ailemle şunu yaptım falan ve daha fazlası...
Arkadaşlarla gezmek olayını hiç yaşamadım mesela. Çünkü arkadaşım hiç olmamıştı. İlkokulda olan o zamanda kaldı. Daha sonrası yani lise ve sonrası hep çalışma ve ev arası döngüyle geçti. Üniversite okumama izin vermeyen babam beni lise biter bitmez çalışmaya göndermiş parayı da bir güzel harcamıştı. Ki itinayla harcamaya da devam ediyordu. Daha ne kadar dayanırım bilmiyorum. Elimi kolumu bağlayan kozu olmasa bir dakika bile durmaz kaçardım ardıma dahi bakmadan. Ama. Ah aması vardı işte.
Neyse ki bugün diğer günlerden farklı olacak, tuhaf bir şekilde içimde anlamsız bir kıpırtı var, adını tam koyamadığım bir his. Heyecan desen değil, korku desen değil emin olamıyorum. Geçen hafta Salı günü Iraz ile beraber otururken bana bir teklifte bulunmuştu. Hafta sonu izin günümüzde dışarı çıkmayı biraz kız kıza takılmamızı istediğini söylediğinde açıkçası şaşırmıştım. Artık bir arkadaşım vardı ve onunla bir şeyler yapmak normaldi sanırım. Bunu kabullenmem biraz zaman alacak gibi duruyor. Düşünsenize hayatınız da olan bir döngünüz var ama o döngüyü yerle bir eden şeyler oluyor. Alışık olmadığınız bir şeyler hayatınızda şekilleniyor. Bu durum kolay alışabileceğim bir durum değildi maalesef. Önce mırın kırın etsemde içten içe istediğimi itiraf etmeliyim. Iraz da sağ olsun benden bile inatçı olup ısrar edince kabul etmiştim.
Ve işte şu an buluşma yerine gelmiş Iraz'ı bekliyordum. Ellerime baktığımda hafif içleri terlemiş ve titriyorlardı. İçimden bu saçmalığa küfretmeden edemedim. Bok vardı da titriyorsunuz diye içimden söylenmeye başladım. Sağımı solumu kontrol ettikten sonra ellerimi üzerime sürterek çaktırmadan sildim. Hava şansımıza bugün güzeldi. Güneş her yeri aydınlatıyordu. İçimizde ki karanlıklara inat aydınlıkta var dercesine. Gökyüzüne uzun zamandır bu kadar içten ve huzurlu şekilde bakmamıştım. Ev ve iş arası mekik dokumaya o kadar alışmışım ki, neler kaçırdığımı yeni yeni fark ediyorum. Ben hayatın kendisini kaçırıyordum. Ne zaman kendi başıma bir yerlere gidip oturduğumu, sahile gidip saatlerce denizi izlediğimi hatırlamıyorum.
Ben sadece nefes alıyormuşum meğer yaşamıyormuşum ki, içime çekebildiğim kadar derin bir nefes çektim. Burnuma dolan taze lavanta kokusu gülümsememe sebep oldu. Bitkilerin özellikle de çiçeklerin taze kokularını seviyordum. Çok zaman geçmemişti ki Iraz yanıma otuz iki diş sırıtarak geldi. Kızın gözlerinin içi parlıyor adeta bugünü gerçekten çok istediğini benimle arkadaş olup bir şeyler yapmak istediğini gerçekten hissettim. Yanıma vardığında başımla selam verip hoş geldin diye ağzımın içinde geveledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEZÂ (CEHENNEM)
Teen FictionBu kitap gerçek hikayelerden beslenen bir kitap kendinizi bulmaya hazır mısınız? "Zaman biz fark etmesekte geçer, yerini yeni yaşanmışlıklara yaşanılacaklara gebe olarak bırakır. Belki de yeni acılar, yeni mutluluklar keşfetmeye. Ama hiçbiri zaman...