dört

357 51 12
                                    

Gülüşünde de, bakışlarında da hep bir parça hüzün ve yorgunluk var artık Sibel. Eskisine nazaran daha kendi kabuğuna çekilmiş bir kız oldun. Acılarını ve isyanlarını içinde biriktiriyorsun çünkü, biliyorum. Belki de çekiniyorsun artık hayattan ve insanlardan. 

Bir insanı anne babası bırakıp gittiyse, herkes bırakabilir diye düşünüyorsun, değil mi? Onlar kıydıysa, herkes kıyabilir sana. Haksızsın diyemiyorum ki, bahar çiçeğim. Kaygıların, yaşadıklarına bakarsak yerli yerinde. 

Her şeye rağmen kapının önündeki kaplara hayvanlar için süt ve su koymayı bırakmıyorsun Sibel. Merhametin solmuyor. Saksılardaki çiçekleri sulamaya devam ediyorsun. Kardeşlerini oynatmaya. Arada bir uzaklara dalmış halde yakalıyorum seni. Neler düşündüğünü merak ediyorum. Yanına gelip seni dumanlı hislerinden kurtarmak, tebessümüne yol açabilmek istiyorum. 

Geçenlerde sana bir kaç kitap gönderdim Sibel. Malum olaylardan sonra en çok okumaya zaman ayırdığını biliyorum. Kendi dünyanın tatsız gerçeklerinden uzaklaşıp onlara sığınıyorsun. Fakat babaannen onların senin için ne anlama geldiğini bilmiyor. "Kitap yetişmiyor bu kıza, para da verip duramıyorum ki, dayanmıyor" diye yakınıyordu anneme. Ben de gerekeni yaptım bahar çiçeğim. Sen yeter ki mutlu ol, başka diyarlara yolculuklara çık. Umarım beğeniyorsundur, severek okuyorsundur.

Ha bu arada, babaannen seni yaz için Kuran kursuna yazdırmış. Yatılı hem de. Dinini, değerlerini iyice öğren istiyormuş. Sen de heveslenmişsin. Hoşuna gitmiş. 

Geçen gün elinde küçük bir çantayla gittin. Yaz tatili nasılsa, değerlendirmek istedin tabi. İyi yaptın be Sibel. Belki katlanamadığın sızıların hafifler orada. Taze bir başlangıç yaparsın. Öğrendiklerin ve farklı bir ortam iyi gelir sana.

Anne babanı affedemeyişini aşarsın belki. Sana hiç yakışmayan umutsuzluğu savarsın başından. Hayata yeniden başlarsın. Yaraların kabuk bağlar, eskisi kadar derin duymazsın acılarını. Belki... Umarım.

Bunları ümid ederek gidişini seyrettim Sibel. Haftasonu geri gelecektin belki ama şimdiden özledim seni.

Nedir bu içimdeki dinmek bilmeyen hasret? Adımlarımın daima sana sürüklenişi, etrafta varlığını aramam, gözlerine tutunmak için can atmam...

Gözlerindeki sönmüş  yıldızları yeniden parıldatmayı hayatıma amaç edinişim neden, Sibel.

Haziran 1991


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ZehirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin