sekiz

268 43 6
                                    

Daha iki hafta önce iyi görmüştüm seni Sibel. Yine kedilere süt ve su veriyordun. Sonra yanına yaklaştı biri, feracenin eteklerine süründü. Sevdin onu. Okşadın dakikalarca. Çok hoşuna gitti miniğin. Turuncu turuncu parlıyordu, güneş gibi. Her şeyin iyiye gidebileceğini hissettim o anlarda. O zehirden uzak kalabileceğini. Buna dayanabileceğini. Güçlendiğini. 

Bir sabah büyük bir deprem oldu, enkazın altında kaldım Sibel. Hâlâ çıkaramadılar beni moloz yığınlarının altından. O molozlar ki ümitlerimden oluşuyordu. Hepsi bir bir başıma yıkılıyordu.

Babaannenin telaşı, yardım isteyişi, ağlayışı... Sanki aciz bir kadının sesi değil de, kulaklarımı sağır edecek hatta kanatacak denli güçlü bir çığlıktı. Sarsıldım, hazan çiçeğim.

Gitmiştin. Bir çantaya bir kaç eşya koymuş, kimseye haber vermeden sessizce evden çıkmıştın. Polis de biz de aradık seni Sibel ama bulamadık. 

Çaresizdim. Ne yapacağımı, nereye gideceğimi, nasıl sana yardım edebileceğimi bilmiyorudum. Deliriyordum. Kayıp gitmiştin avuçlarımdan.

Ağızlarda dolaşan fısıltıları duymak canımı çok sıkıyordu. 

"Dayanamamış herhalde, evden kaçmış kız. Ah ah, zaten bu illetlere bir kere bulaştın mı bırakması çok zor."

"Ee bağımlı yapıyor işte. Yazık, Sibel de arkadaş kurbanı oldu. Ne güzel kızdı. Allah yolunu hayra çıkartsın. İnşallah düzelir."

"İnşallah inşallah. Ama başında ana baba olmayınca olacağı bu. Yaşlı kadın ne kadar hangi birine sahip çıksın? Her şeye yetişemez ya."

"Tabi canım. Ana babası büyük hata yaptı. Evlatlarını bırakır mı hiç bir anne bir baba? Gerçi kadın hâlâ rehabilitasyon merkezinde yatıyor. Ama adam en azından uzaktan para yollayacağına, gelip çocukların başında dursaydı ya!"

"Aynen öyle."

"Zavallı Fethiye abla da kızın peşine mi gitsin, evdeki iki çocukla mı ilgilensin? Ona da yazık. Yıprandı kadıncağız. Çöktü çöktü. Perişan oldu."

"Tabi perişan olur komşum. Kolay mı? Düşünsene, evladını ilim öğrensin diye kursa yolluyorsun. Oradaki bir kız yüzünden madde bağımlısı olup çıkıyor. Hey gidi hayat! İnsanın insana ve kurumlara olan güvenini de sarsıyorlar. Olacak şey mi!"

"O kızın da anası babası bilmiyor muymuş çocuğunun hâlini? Ne diye yollamış kursa? Başkalarının kanına da girdi bak. Haktır, günahtır."

Söylenenler bitmedi gitti Sibel. Sen dönmedin gitti. Polis bir iz buldu sonunda. Haftalar geçti. Şehir dışına gitmişsin. Seni alıp getirdiler. Ama nasıl geldin, bir de bana sor.

Kasım 1991


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ZehirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin