Uyandığımda sarılı bir bacak, endişe dolu gözlerle karşılaştım. Bacağım çok ağrıyordu. Uyandığımı gören sinem konuşmaya başladı.
'' Eylül nasılsın canım ? ağrın var mı ? ''dedi. Dediklerinden hiç bir şey anlamıyordum . En son hatırladığım taksi çağırmak için karşıdan karşıya geçiyorduk.
'' Neler oldu hiç bir şey hatırlamıyorum sinem . Neden buradayım ?'' dedim . Sinemle eslem birbirlerine baktıktan sonra sinem bana döndü
'' Ufak bir kaza geçirdin canım . O yüzden hastanedesin .'' dedi sinemin sözleri üzerine hem korktum hem sinirlendim ikisini de bir arada yaşadım hangi manyak yaptı bunu acaba ? Derken bir anda kapı açıldı ve içeri egemen girdi.
Ne işi var şimdi bunun burada ? Umursamaz bir şekilde bana baktı.
'' Uyandığına göre gidebilirim artık küçük sıçan. Bir dahakine önüne baksan iyi olur. Burası İzmir'e benzemez İstanbul burası . '' dedi Allah'ım kurtulamayacak mıyım ben bundan ya ? Hem suçlu hem güçlü .
'' Hem çarpıyorsun bacağımı incitiyorsun . Hem de özür dilemiyorsun, bide üstüne üstlük uyarıyorsun!? Sen ne tür bir manyaksın ?!'' dedim tek kaşını kaldırdı ,yanıma yaklaştı kulağıma eğildi ve
" Biliyor musun ? Küçük sıçan hiç umurumda değilsin ! Umarım anlatabilmişimdir .'' dedi Ve odadan çıktı.
Dedikleri üzerine ilk başta öylece kalakaldım. Eslem sinir küpü olmuş bir şekilde bana döndü.
'' Bu nasıl bir insan böyle ne düşüncesiz ,ne kalpsiz bir insan. '' dedi Dediklerinde çok haklıydı çünkü tam bir düşüncesiz,manyak, kalpsiz ve daha bir sürü kötü şey . O sırada kapı açıldı ve içeri doktor girdi.
Beyaz önlüklü , kır saçlı orta yaşlı gözlüklü bir doktordu.
'' Evet eylül dalkıran iyi gözüküyorsunuz. Hafif sıyrıklarla atlatmışsınız kazayı. Bacağınız incindiğinden dolayı sargıya aldık. İki saat daha dinlendikten sonra evinize gidebilirsiniz. Geçmiş olsun."dedi şimdi rahatlamıştım. Evime gitmek için son iki saatti.
Acıkmıştım sinem gidip bir şeyler getirdi onları yedim. Bir saat kalmıştı. Eslem ve sinem telefonla uğraşıyorlardı . Rahatsız etmek istemedim zaten ikisi de çok yoruldu zaten benim yüzümden . Bende öylece oturdum olanları düşünmeye başladım. Çok zor bir gündü eve gitmek istiyordum .
Sonunda saat ikiye gelmişti. eşyalarımızı topladık ve sinem ve eslem'den yardım alarak dışarı çıktık bir taksi çağırdık taksiye bindik ve adresi verdik . Evin önüne gelene kadar konuştuk. Evin önüne geldiğimizde yardım alarak taksiden indim. Sonunda eve girebildik. Üçümüzde çok yorgunduk. kendimizi kanepeye attık.
SİNEMİN AĞZINDAN ; Üçümüzde çok yorulmuştuk. Biraz dinlendikten sonra acıktığımı fark ettim.
'' Kızlar ben mutfaktan bir şeyler getireceğim bir şey isteyen var mı ? "
Eslem '' eylül bende bir şeyler yiyeceğim beraber hazırlayıp yiyelim." dedi
Eylül " kızlar bende acıktım. Bende yardım edeyim size isterseniz.''dedi
'' Eylül sen kal biz bir şeyler hazırlayıp geliriz. '' dedi eylül kafasını onaylarcasına salladı. Eslem'le mutfağa gittik ve kahve , kek yaptık.
Yarım saat sonra kek pişti tabaklara koyduk ve salona geçtik.
Eylül'ün yanına geldiğimizde TV'ye bakıyordu.Yanına gittik ve kahve ve keki yemeye başladık.
Eylül '' kek çok güzel olmuş. Ellerinize sağlık kızlar.'' dedi
'' Afiyet olsun eylül.'' dedim. Karnımız doydu, yorgunluğumuzda gitmişti artık.
EYLÜL'ÜN AĞZINDAN; Üçümüzde doymuştuk. Eslem ve sinem telefonla uğraşmaya başladı . Benim de canım sıkıldı bende telefonu elime aldım.
Telefonu açtığımda duvar kağıdım babamın ve benim fotoğrafım vardı. Bir an babam geldi gözümün önüne ne kadarda özlemiştim babamı. Deniz gözlerini özlemiştim. Kimsede olmayan kimseye benzemeyen o masmavi denizi andıran gözleri çok özledim. Babama sarılmayı, huzur bulduğum ,mutlu olduğum o kollarını özlemiştim. Babamla olan her şeyi özledim ben .Gittikçe artan bir özlem içerisindeyim babama karşı. kendime hakim olamadım ve bir hıçkırık koptu içimden göz yaşlarım dökülmeye başlamıştı. Sinem ve eslem ağladığımı görünce yanıma gelip sarıldılar .
Eslem'' İyi misin eylül ? neyin var neden ağlıyorsun ? '' dedi ağlamaktan kızaran gözlerle esleme döndüm.
'' Babam babamı da aynı böyle bir trafik kazasında kaybettim. Daha on beş yaşındaydım. Çok güzel ilk bahar sabahıydı . Öyle güzel bir ilk bahardı ki öyle farklıydı ki sevdiklerimden birisini benden almak için gelmişti sanki. Yüzüme çarpan o rüzgar babamı götürecek gibiydi. Tutturmuştum işte gidelim,gezelim diye sanki son isteklerim dile getiriyordum. Son mutlu günümdü son ailecek mutlu olduğumuz gündü sanki . Deniz gözleriyle bakmıştı kıyamamıştı tamam demişti. Son kez son kez arabaya binmeden önce veda eder gibi bakmıştı bana,anneme,evimize son kez kocamaz sarılmıştı bana ,son kez gülmüştü. Oysa ki o rüzgar babamı alacaktı birazdan gidicekti bir daha gelmemek üzere sonsuzluğa . Arabaya binmiştik. Ailecek gidiyorduk pikniğe . Ben babamı verecektim o rüzgara . Mutlu mutlu giderken o karşıdan gelen araba ... Rüzgar şiddetlenmişti. Ve o ses babam babamı almıştı rüzgar deniz gözlü babamı sonsuzluğa uğradım ben .''
Artık hıçkırıklarıma engel olamıyordum. Sinem ve eslem'e sarılmış ağlıyordum. İyi gelmişti bana konuşup rahatlamak .
Sonra bir anda kapı çaldı ve kapıyı açmak için sinem gitti. geldiğinde elinde bir çiçek içinde 'de bir not vardı.
'' Eylül bu sanaymış kim olduğunu söylemedi adam. ''dedi kimdi acaba sinemden çiçeği aldım çok güzel güller vardı. Arasında da bir not elime aldım ve okumaya başladım.
GEÇMİŞ OLSUN EYLÜL DALKIRAN İYİLEŞMEK DİLEKLERİMLE...
Y
evett yenı bolum sızlerle 8.bolumum ve dusuncelerınızı cok merak edıyorum votelerınızı unutmayız sevgılerr gamze.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON UMUT
ChickLitEYLÜL DALKIRAN ; 18 yaşında genç bir kız. Beline kadar uzanan , altın rengi sarı saçları , Babasından aldığı , masmavi gözleri vardı. O normal bir kızdı. Ta ki 15 yaşında '' TESADÜFEN '' bir araba kazasında babasını kaybedinceye kadar. Her gün belin...