Uyandığımızda uçağın inmek üzere olduğunu fark ettim. Sinem hala uyuyordu. Hostes kahvaltı servisini yapmaya başlamıştı. Çok heyecanlıyım . İstanbulda okumak eğlenceli olurdu İnşallah. Hostesin sesiyle beraber sinemde uyanmıştı.
Sinem "Günaydın Eylül. Ne zaman uyandın? Uçak ne zaman inecekmiş?"
Sineme "Bende yeni uyandım. Birazdan inecekmişiz. Kahvaltıyı yapalım sonra iniş için hazırlanalım."
Sinemle birlikte kahvaltıyı yaptıktan sonra iniş için hazırlanmaya başladık. İner inmez annemi arayacaktım. Merak etmiş olmalı.
Ve sonunda şu meşhur İstanbul'a bizde artık ayak basmıştık. İzmirden ayrıldığımı ve uzun süre göremeyeceğim düşüncesi gelse de aklıma üzülmemeye çalıştım. İndikten sonra valizlerimizi aldık ve hava alanında dışarı çıktık.
Bir taksi çağırdık ve kağıttaki adresi söyledikten sonra Sinem de ben de İstanbul sokaklarını izlemeye koyulduk. Taksici tarif ettiğimiz yere geldiğimizi söyledi. Parayı ödedikten sonra taksiden indik. Ve sonunda İstanbul Üniversitesi'nin önündeydik artık.
Hemen müdürü bulmaya koyulduk. Sonunda sora sora müdürün odasını bulduk. İçeri girdik ve İzmirden geldiğimizi söyledik. Müdür bey bize gülümseyerek ''İstanbul'a ve okulunuza hoşgeldiniz . Sizi hemen yurda yönlendireyim.'' Müdüre teşekkür ettik ve odadan çıktık. Yurt hemen bir sokak ilerideydi. Odamıza girdik ve eşyalarımızı yerleştirmeye başladık.
İlk ders bir saat sonraydı. Hemen duşumuzu aldık ve bir şeyler seçip odadan çıktık.
Sinem "İlk ders çok heyecanlıyım. İlk dersinde matematik olması hiç iyi olmadı. İnşallah ilk günden ders işlemeyiz Eylül." Sineme "Bende çok heyecanlıyım. İlk dersinde matematik olması kötü oldu ama ilk günden ders işlemeyiz bence ." Sinem " İnşallah Eylül senin dediğin gibi olur. Hadi şu sınıfı bulalım ve kendimize bir yer bulalım." Sineme " Aynen hadi burası galiba. Hadi girelim."
Sinemle sınıfa girdik. Uygun bir yer bulup oturduk. Hemen önümüzde esmer bi kız oturdu. Kız iyi birisine benziyor. İnşallah iyi birisidir.
Yavaş yavaş sıralar dolmaya ve birbirleriyle konuşulmaya başlandı. Sonunda hocada girdi derse. Hoca kır saçlı, gözlüklü, çatık kaşlı birisiydi. Ve konuşmaya başladı. "Evet arkadaşlar, hepiniz hoşgeldiniz. Ben Serkan hocanız. Bu yıl beraber matematik dersini işleyeceğiz. Herkes kendini sırayla tanıtsın lütfen."
Sırayla herkes tanıttı kendini. Herkese ısınmıştım. Herkes iyi insanlara benziyor fakat tek birine ısınamadım. Çok korkunç birisine benziyor. Pek anlaşabileceğimi sanmıyorum zaten.
Sinem"Eylül tanışma partisi varmış sınıfça yapacaklarmış . Akşam beraber gideriz değil mi? " Sineme " Bilmiyorum ki sinem gitmesek daha iyi olur. Hem buraları hiç bilmiyoruz. " Sinem " Lütfen Eylül, hem tanışmış oluruz eğleniriz lütfen." Sineme " Tamam sinem, kırmak istemiyorum seni ama en fazla 2 saat tamam mı? " Sinem " Tamam Eylül. Söz, hadi gidip hazırlanalım. Derste bitti zaten. " Sineme "Tamam hadi gidip hazırlanalım."
Odamıza geçtik ve tanışma partisinin bir barda olacağını bildiğimiz için oraya uygun şeyler seçmeye özen gösterdik.
Sinem dar siyah askını bir elbise, saçını at kuyruğu yaptı. Makyajını kırmızı ağırlıklı olmak üzere tamamladı.
Ben gece mavisi ipek bir elbise, saçlarımı maşa yaptım. Siyah ağırlıklı makyajla tamamladım.
Sinemle ikimiz hazır olarak dışarı çıktık. Taksiyle barın önünde indik. Barın içine girdiğimizde çok fazla insan ve yüksek seste müzik vardı.
Sinem "Hadi Eylül birer tane kadeh kaldıralım bugünün şerefine. "
Gülümsedim. Sinem görmeden masadan uzaklaştım. İçemeyeceğim için bardağı, diğer masaya koymak için ilerlerken birden birine çarptım.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?! Önüne baksana! " konuşmama izin vermeden yanımdan ayrıldı. Sanırım tuvalete gitti. Hemen peşinden gittim. Erkekler tuvaletinde üzerine döktüğüm çocuk çıktığında konuşmama izin vermeden gitti. Ne ters çocuk. Konuşmama bile izin vermedi.
Sinemle bardan ayrıldık. Eve geldik ve hemen yattık . Sabah erkenden kalkıp derse yetiştik. Sınıfa geçtiğimizde üzerine içki döktüğüm çocuk oradaydı. Ders arasında özür amaçlı bir kahve ısmarlamam gerektiğini düşündüm. Ne kadar korkunç da olsa.
Ders arasında Sineme olanları anlattım ve kahve almak için gideceğimi söyledim. Yemekhanede adı Egemen olduğunu düşündüğüm çocuk oturuyordu. Hemen iki kahve alıp yanına gittim.
"Selam dün üzerinize içki dökmüştüm. Özür amaçlı bir kahve kabul eder misin? " Yüzüme baktı ve cevap bile vermedi. "Hey, sana söylüyorum. " bıkkın bir sesle "Gerçekten ödeşmek ister misin? "
Evet 3 .bölümüm düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın :))))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON UMUT
Romanzi rosa / ChickLitEYLÜL DALKIRAN ; 18 yaşında genç bir kız. Beline kadar uzanan , altın rengi sarı saçları , Babasından aldığı , masmavi gözleri vardı. O normal bir kızdı. Ta ki 15 yaşında '' TESADÜFEN '' bir araba kazasında babasını kaybedinceye kadar. Her gün belin...