EGEMENİN AĞZINDAN ; Eylül , birleştirmiş olduğu ellerin çözüp , yağızla tokalaşmak için elini uzatacakken , önüne geçip
'' Merhaba , ben egemen asıl aşçı benim. Tanıştığıma memnun oldum. '' dedim
Yağız sert duruşundan ödün vermeksizin
'' Bende '' dedi belli belirsiz.
Eylül'e göz ucuyla baktığımda , tek bir ifade vardı yüzünde ve bunu göstermekten çekinmiyordu. Kollarını bağlamış, tek kaşı yukarıda beni izliyordu.
Yağız , eylül' e dönüp ,
'' Bu küçük hanım kim ? '' dedi
Eylül' ün belinden tutup hafifçe kendime yakınlaştırdım. Eylül ' e hafif bir gülümseme bıraktıktan sonra
'' Kendisi benim yardımcım olur '' dedim
Kızgın duruşunu yumuşatmaya çalışarak sakin bir ses tonuyla
'' Ben eylül efendim '' dedi Elini uzatarak
Yağız , eylül 'ün uzatmış olduğu eline karşılık vererek tokalaştılar.
'' Merhaba eylül '' demişti.
Bakışları eylül ' ü delip geçiyordu. Kurbanıyla karşı karşıyaydı büyük bir sakinlikle duruyordu tam gözlerinin önünde..
O sırada mutfağa dekan girdi. Bize bakmadan yağız abinin yanına yaklaştı ve konuşmaya başladı.
Bende eylül ' ün kulağına yaklaşıp , duyabileceği bir ses tonuyla konuşmaya başladım.
'' Sana bunu ödeteceğimi söylemiştim küçük sıçan. '' dedim gözümü kırmadan.
Eylül cevap vermedi sadece yüzüme dikkatlice baktı. Sonra belinde olan elimi itip hızla yanımdan ayrıldı.
EYLÜL ' ÜN AĞZINDAN ; Yemek haneden koşar adımla çıktım. Hızla yürümeye başladım. Ta ki yalnız kaldığıma emin oluncaya kadar. küçük bir gölün yanına gelmiştim. Ufak bir taş aldım elime ve taşa bakarak konuşmaya başladım.
'' Aptal ! Geri zekalı ! Bile bile eziyet ettin bana. Sanki benim suçumdu ormanda kaybolmamız. Sen görürsün benim adım eylülse eğer sana bunu ödeteceğim. Elbet benimde elime bir fırsat geçecek ve işte o zaman senin burnundan bunu fitil fitil getireceğim. Egemen efendi ! '' dedim içimi boşalttıktan sonra tüm kızgınlığımla taşı göle fırlattım.
Derin bir nefes aldım ve olduğu yere oturdum. Şimdi birazda olsa iyiydim. Ya biz buraya niye geldik ki ? Gelmeyen kalmadı başıma . Gitmek istiyorum artık . Oturduğum yerden kalktım ve yavaş yavaş kamp alanına doğru ilerlemeye başladım.
EGEMEN'İN AĞZINDAN ; Yağız abi dekanla konuşmasını bitirdikten sonra yemekhaneden ayrıldı. Telefonuma mesaj geldi.
GÖNDEREN ; YAĞIZ ABİ
ARABAYA GEL.
Mesajı okuduktan sonra yemekhaneden çıktım ve arabanın olduğu yere doğru ilerlemeye başladım. Araba spor beyazdı. Araba bindim.
'' Neden geleceğini söylemedin abi ? '' dedim
'' Kurbanımızı merak ettim ve sürpriz yapmaya karar verdim . '' dedi sert çıkan sesiyle
'' Tamam. '' dedim
'' Abi bu kız sana ne yaptı ? '' dedim
'' Kız bir şey yapmadı. Babası yaptı . Burası yeri değil sonra konuşalım '' dedi
'' Tamam abi '' dedim
'' Size bir sürprizim var . '' dedi
'' Ne sürprizi abi ? '' dedim
'' Yakında öğrenirsiniz. '' dedi
'' Abi bu kızla beni daha fazla aynı yerde kalmamıza neden olacak bir şey yapma . Ne çene var kızda hiç susmuyor '' dedim
'' Sustur o zaman sende '' dedi
Cevap vermedim
'' Egemen sana mesaj atacağım yarın bir iş var teslimat sana bırakıyorum ' dedi
'' Tamam hallederiz abi '' dedim
Ve arabadan çıktım.
EYLÜL ' ÜN AĞZINDAN ; Kamp alanına gelmiştim ama hava kötüleşmişti. Yavaş yavaş ıslanmaya başlıyordu etraf. Kimse kalmamıştı dışarda herkes çadırlarına çekilmişti belli ki..
Bende kendi çadırıma doğru ilerlemeye başladım. O sırada telefonuma mesaj geldi. Telefonu elime alıp mesaja baktım. Gizli numara yazıyordu. Hah bir bu eksikti şimdi tam oldu. Mesajı açtım içinde ses kaydı vardı. Dinlemeye başladım. Hayır bu olamaz gölün orda bağırırken sesimi kaydetmişler. İnanmıyorum ordalarmış ve ben yalnızdım bana zara verebilirlerdi. Etrafa bakınmaya başladım . Bir anda gökyüzünden şimşek çakmasıyla irkildim. Yağmur hızlanmış Gökyüzü iyice kararmıştı. Hemen çadıra girdim . Mesajı incelerken aldı ses kaydının altında bir yazı gözüme çarptı. Sesli okumaya başladım.
'' Hırçınlığın babana çekmiş E. DALKIRAN
Y ''
Telefonu yere bıraktım ve ellerimi saçlarıma geçirip düşünmeye başladım.
'' KİM ? KİM ? KİM ? Ne istiyorsun benden ? Ne ? '' dedim sesli bir şekilde
Tamam sakin ol eylül sakin ol. Yağmur dindiğinde düşünürsün .
Derin bir nefes alım ve kulaklığı takıp uzandım . Sinemi özlediğimi fark ettim. Hayaller kurmaya başladım...
Bir saat sonra sinemin sesiyle uyandım.
'' Eylül canım uyan hadi. Yağmur dindi . Herkes dışarıda dekan duyuru yapacakmış. '' dedi yumuşak çıkan sesiyle
Yattığım yerden kalktım gülümseyerek
'' Tamam '' diyebildim
Sinemle birlikte çadırdan çıktık. Sıraya geçtik. Herkes pür dikkat dekanı dinliyordu.
Dekan
'' Sayın okulumuz öğrencileri ; iki günlük kamp tatilimiz burada sona erdi. Bir saat sonra kalkıyoruz. Herkes eşyalarını hazırlasın ve saat tam 18:00 ' de burada toplansın. Son bir duyuru cezalılar için yanıma gelsinler. '' dedi
Herkes ayrıldı ama gözleri hala üzerimizdeydi. Egemeni gördüm ama görmezlikten geldim.
Tek başına ilerlerken egemenin yanıma geldiğini gördüm.
'' Ne o şimdide çocuk gibi küsecek misin ? '' dedi ukalaca
'' Evet konuşmayacağım senin oldu mu ? Tamam mı ? Rahat bırak beni '' dedim ve hızla ayrıldım yanından
Benim duyabileceğim bir sesle
'' Keşke daha önce yapsaymışım. Baştan söyleseydin küseceğini daha önce yapardım. Böylelikle çenenden kurtulmuş olurdum. '' dedi
Dekanın yanına geldiğimizde konuşmaya başladı .
'' Yağız bey ,yapmış olduğunuz yemeği çok beğenmiş . Bu yüzden size bir hediye vermek istedi. Yani siz ikiniz bizimle gelmiyorsunuz. Bodruma tatile gidiyorsunuz '' dedi
Yeni bölüm karşınızda . Yorum yapmayı unutmayın. !!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON UMUT
ChickLitEYLÜL DALKIRAN ; 18 yaşında genç bir kız. Beline kadar uzanan , altın rengi sarı saçları , Babasından aldığı , masmavi gözleri vardı. O normal bir kızdı. Ta ki 15 yaşında '' TESADÜFEN '' bir araba kazasında babasını kaybedinceye kadar. Her gün belin...