SİNEM'İN AĞZINDAN ; Saat , 05:40'tı . Dün öğleden beri Eylül ve Egemen'den , hiç bir haber yoktu. Dün akşam , onları aramak için takımlara ayrıldık ve saatlerce aralıksız onları aradık. Ne bir haber ne bir iz vardı. Gözüme uyku girmedi ve bu saate kadar onları bekledim. Belki bir ses bir şey bulurum diye ama yoktu . Herkes uyandığında, ilk işimiz onları aramak olacaktı. Çok sıkıldım çadırda oturmaktan ve dışarı çıkıp, hava almaya karar verdim. Üzerime ince bir hırka aldım ve çadırdan çıktım. Hava serindi . Sabahın ilk saatleri olmasına rağmen çokta karanlık değildi gökyüzü.
Çadırların ortasında, sönmüş ama hala kıvılcımları olan bir ateş vardı. Oraya gidip oturdum.
Sesli bir şekilde düşünmeye başladım. '' Nerede olabilirlerdi acaba ? Orman çok derin ve büyüktü. Onları bulmamız biraz zor olabilir. Fakat benim korktuğum , başlarına bir şey gelmiş olabilmesiydi. Umarım onları bulduğumuzda , iyidirler. Ya alt tarafı iki gündü ya iki. Sadece iki gün eğlenecektik. Ama nedense şu sıralar şans bizden yana değil . ''
O sırada , ayak sesleri duymaya başladım. Galiba eslemdi. Onu da uyku tutmamış belli ki.
'' Senide mi uyku tutmadı eslem ? '' dedim arkamı dönmeden.
Bir cevap gelmedi. Yanıma birisi oturdu. Kafamı çevirdiğimde, tanımadığım bir erkek yanımda oturuyordu.
'' Sende kimsin ? Ne işin var burada ? '' dedim.
'' Merhaba , ben yekta. Egemen'in , yakın arkadaşıyım. Dünden beri ulaşamıyorum . O yüzden buraya geldim '' dedi ve elini uzattı.
Hafif bir tebessümle, elini sıktım.
'' Tanıştığıma memnum oldum. Bende , sinem . Egemene gelince , dün öğleden beri arkadaşımla egemen kayıplar. '' dedim yüzümü eğerek.
'' Nasıl yani ? Şimdi ikisi de kayıp mı yani ? '' dedi
sanırım biraz kıt. Daha demin ben ne dedim acaba ?
'' Evet . Kayıplar '' dedim heceleyerek .
Bir anda ayağa kalktı ve ilerlemeye başladı.
Sanırım kıt olmakla birlikte birazda fevri bir arkadaş.
Bende ona yetişe bilmek için koşmaya başladım.
'' Yekta ! Dursana ! Bir şey demeden nereye gidiyorsun ? '' dedim nefes nefese
Yürümeyi bıraktı ve bana döndü
'' Sizi gibi boş boş oturmak yerine onu aramaya gidiyorum . '' dedi
hah ? Tek kaşımı kaldırarak.
'' Ne diyorsun sen be ? Çok mu akıllı sanıyorsun kendini ? Kayıp olan bir tek senin arkadaşın değil benimde en yakın arkadaşım kayıp. Ayrıca biz dün saatlerce onları aradık ve bir iz bulamamışken , sen tek başına onları bulabileceğini falan mı sanıyorsun? '' dedim Kızgın bir o kadarda yüksek çıkan sesimle
Bir anda kolumu hızla kavradı ve sıkmaya başladı.
'' Bana bak , benim canımı sıkma. Sana mı soracağım ne yapıp yapmayacağımı ? '' dedi ve iterek kolumu bıraktı .
Kolumu ovuşturarak konuşmaya başladım.
'' Hayvan herif ! Kızlara karşı biraz nazik ol ! Canım yandı. '' dedim
'' Kız mı ? Sen aynaya baktın mı hiç ? Ördek '' dedi alayla gülerek ilerlemeye başladı.
İstemsizce ellerim yüzüme gitti
'' Terbiyesiz. Sende, sen de o zaman hayvansız Öküzsün. '' dedim arkasından bağırarak.
Ne yani ? Burada bekleyecek değilim herhalde. Arkasından koşarak seslenmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON UMUT
ChickLitEYLÜL DALKIRAN ; 18 yaşında genç bir kız. Beline kadar uzanan , altın rengi sarı saçları , Babasından aldığı , masmavi gözleri vardı. O normal bir kızdı. Ta ki 15 yaşında '' TESADÜFEN '' bir araba kazasında babasını kaybedinceye kadar. Her gün belin...