Egemen'in kahvemi kabul edeceği düşüncesiyle "Tabii ki de ödeşmek isterim. Kahvemi kabul edersen ödeşmiş oluruz."
Egemen "Bu kadar çok istedin, al o zaman ödeştik."
"Ne yaptığını zannediyorsun sen ya!" İnanmıyorum ya resmen manyak üzerime kahve döktü.
Bide arkasına bile bakmadan gidiyor. Rezil oldum resmen.
Hemen tuvalete koştum. Ne kadar silsem de çıkmıyor işte . İyilik yapanda suç zaten, niye gidip kahve aldıysam. Derse geç kalmamak için tuvaletten çıktım. Üstüm iğrenç bir durumda da olsa derse girmeliydim. Sınıfa girdiğimde herkes bana gülmeye başladı. Sinem hariç, şaşkınca bakıyordu sadece.
Sinemin yanına oturmamla soru yağmuruna tutulmam bir oldu.
Sinem "Eylül ne oldu sana böyle? Üstün mahvolmuş."
Sineme "Dün gece üzerine yanlışlıkla içki döktüğüm çocuğa özür amaçlı aldığım kahveyi içmek yerine ödeşmeyi tercih etti ve üzerime kahve döktü."
Sinem " İnanmıyorum ya alt tarafı yanlışlıkla üzerine dökülmüş bir içki. Niye bu kadar abartmış. "
Sineme "Bilmiyorum ama şu kesin Egemen'le iyi anlaşamayacağım. Ders çabuk bitse de eve gidip üzerimi değiştirsem, çok kötü üstüm."
Sinem "İki ders kaldı. Bitsin beraber gideriz."
Ders kimyaydı. Çok güzel bir kadındı . Kızıl uzun saçlı, mavi gözlü çok tatlı bir kadındı. Çok güzel ders anlatıyordu, çok iyi anlamıştım dersi.
Önümüzdeki esmer kız ders arası yanımıza gelip bizimle tanışmak istediğini söyledi. İyi birine benziyordu, sevmiştim kızı.
Adı Eslem'miş. Hemen kaynaştık. Sohbet koyulaştıkça konu bana geldi. Üstüme ne olduğunu sordu.
Bende olanları anlattım.
Eslem "Eylül, Egemen'den uzak durmalısın bence. İyi niyetli birisi değil. Sana zarar verebilirdi. Konuyu bence uzatmadan kapamalısın. Herkesin onun kötü işler yaptığını ve insanlara zarar verdiğini söylüyor."
Eslem'e " İlk başta korkmadım değil ama böyle kötü birisinin burada ne işi var onu anlamış değilim."
Eslem "Bilemiyorum ama bir işler peşinde olduğunu duydum. Neyse kızlar Egemen'den uzak durun. Benden size tavsiye."
Ders zili çalınca herkes yerine oturdu ve kimya dersinin devamını işledik.
Sonunda ders bitti ve eve gidecektik. Çok zor bir gündü gerçekten bugün. Sinem, Eslem ve ben sınıftan çıktık. Yurda doğru ilerlemeye başladık. Eslem'in odası hemen yanımızdaydı. Tam yurda girecektik ki telefonumu sırada unuttuğumu fark ettim.
"Kızlar telefonumu sırada unuttum galiba. Hemen bakıp geleyim ben. Hava kararmadan."
Sinem "İstersen bende geleyim Eylül. Yalnız gitme."
Sineme "Hayır gerek yok Sinem. Hemen gidip gelirim ben. Gelmene gerek yok. "
Hemen okula gittim, sınıfa çıktım ve telefonumu aramaya başladım. Tahmin ettiğim gibi sıramın altında buldum. Neredeyse kimse kalmamış okulda. Okuldan çıktım ve bahçeye doğru ilerlerken sesler duymaya başladım. Okulun yanından geliyordu. Merakıma yenik düşüp duvarın arkasından olanlara bakmaya başladım.
İlk başka tanıyamasam da dikkatli bakınca Egemen'in bir çocuğu hırpaladığını gördüm. Yanlarına gidip ayırmayı düşündüm. Tam yanlarına gidecektim ki Egemen bıçak çıkarttı.
Ve çocuğun bacağına sapladı.
Ani bir refleksle çığlık attım. Oradan gitmeyi planlarken
Bir çift kızgın gözlerle karşılaştım.
İşte şimdi başım beladaydı.
4 . Bölümün karşınızda düşüncelerinizi, votelerinizi ve desteklerinizi bekliyorum. Buarada şuana kadar yorumlayan, düşüncelerini paylaşan herkese çok teşekkür ederim iyiki varsınız. :))))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON UMUT
Genç Kız EdebiyatıEYLÜL DALKIRAN ; 18 yaşında genç bir kız. Beline kadar uzanan , altın rengi sarı saçları , Babasından aldığı , masmavi gözleri vardı. O normal bir kızdı. Ta ki 15 yaşında '' TESADÜFEN '' bir araba kazasında babasını kaybedinceye kadar. Her gün belin...