Bir hafta boyunca bir daha beni arayıp sormadı Miran. Babamın yanına da gelmemişti. Tabiki yüzsüz gibi nasılsın tarzı mesajlar atmıştım ama bakmamıştı bile. Kardeşinin düğünü ertesi gündü ve hala bir haber yoktu. Babamla evin arka bahçesinde kahve içiyorduk. Daha doğrusu o içiyor ben elimde kupayla yeri izliyordum. Bendeki sessizliği oda fark etmişti. Ama nedenini bildiğinden sormuyordu.
Birisinin gölgesi üstüme düştü ben hala yere bakarken. Babamın adamlarından birisidir diye düşünmüştüm ama Miran' ın tanıdık kalın sesini duydum.
"Adnan baba."
Babamda bende oraya baktım. Anında yüzüme güzel bir gülümseme yerleşti. Kalkıp sarılmak istiyordum. Bana baktı ama hiç pas vermedi.
"Hoşgeldin geç otur." dedi babam.
"Hoşbulduk." diyip oturdu.Sessizce onu izliyordum.
"Kızım kalk Miran'a da kahve yap."
Babamı duyunca hemen ayaklandım ama bileğimden tuttu beni.
"Hiç gerek yok gidicem zaten. Otur zahmet etme."
"Hemen yapardım." dedim ona bakarak.
"Yok gerçekten sağol."
"Peki."Oturdum tekrar. Babama bakarak ceketinin iç cebinden davetiye çıkarttı babama uzattı.
"Ozan beye uşak olduk ailecek. Buyur baba veriyim şunu. Bekliyoruz yarın."
Babam davetiyeyi alıp açtı. İçine baktı.
"Annen de görebilseydi keşke." dedi.
Miran tebessüm edip başını salladı.
"Keşke." dedi sadece.
Babam davetiyeyi bana uzattı. Aldım elinden. Miran çok kısa bir süre babamla sohbet etti. Kalktı sonra.
"Gidiyim artık daha vereceğim kartlar var."
"İyi peki. Duygu geçir Miran' ı."Anında sırıttım.
"Tabi baba."
Birlikte ön bahçeye yürüdük. Elimdeki kartı kendime doğru sallıyordum yelpaze gibi.
"Bana neden davetiye getirmedin?"
"Gerek var mıydı?"
"Bilmem ya gelmezsem alınıp."Bana baktı yandan. Ona baktım bende.
"Sen bilirsin başka bir kız bulurum yanımda duracak."
Koluna vurdum hemen. Sadece güldü kızar diye yapar yapmaz pişman olmuştum aslında ama güldüğünü görünce rahatladım. Arabasının önüne geldiğimizde bana döndü.
"Ha bu arada bana sapık gibi mesajlar atmayı bırak." dediğinde kahkaha atmaya başladım.
Başımı öne eğdim hala gülerken. Beni izliyordu güldü oda hafifçe.
"Ne dedim ki yaa?"
"Gecenin 3 ünde 5 inde öyle uyudun mu yazılmaz."
"Ne zaman yazıcam başka?"
"10 bilemedin 11."
"Niye uyuyor musun?"
"Ben uyumuyorum da sen öyle şeyler yazınca başka şeyleri uyandırıyorsun. Engellerim bak seni."
"Neyi uyandırıyorum?" dedim sırıtarak.Sırıttı oda. Dudaklarını yaladı yana bakarak. Gözlerini geri bana çevirdi. Elini kaldırdı susmamı ister gibi.
"Şş yeter. Sorgulama öyle her şeyi."
"Cevap ver sende. Çok mu zor?"
"Zor."Furkan sırıtarak bizi izliyordu yandan.
"Furkan o arabaya bin keserim senin o kulaklarını!" diye bağırdı Miran birden.