Ertesi gün Miran'ın kollarında uyandım. Birlikte yatta kahvaltı yapıp eve geçtik. Akşama kadar da birlikte zaman geçirdik. Akşam da film izlemeye karar verdik. Film odasındaydık Miran film bakıyordu. Bende koltuğa oturmuş onun telefonundan kendimi çekiyordum. Kendi telefonumdan da çekebilirdim ama Miran klasör yapmıştı resimlerimi oraya ekliyordum. Hoşuma gidiyordu. Ben yeni bir resim daha çekerken üstten bir mesaj geldi.
Didem : Miran bey projenin detaylarını konuşmak için Alman ortaklarımız gelecekler toplantıya katılacak mısınız?
Bilgisayarın başından bana baktı Miran.
"Kim aşkım?"
"Didem..."
"Ne diyor?"
"Toplantı var diyor almanlarla gelecek misiniz diyor. Bu saatte ne toplantısı bu?"
"Önemli bir toplantı o. Ortaklarımızın görüşmesi gereken uluslararası başka şirketler de var ne zaman buraya gelirlerse o zaman yapılacak diye ayarlandı ondan soruyor. Ayrıca katılmam gereken bir şey."
"Öyle mi?" dedim kaşlarımı kaldırarak.
"Öyle Melis de sen ne ima ediyorsun?"
"Hiçbir şey. Ama bu kız o pozisyonda kalmayacaktı hani öyle konuşmuştuk."
"Jet motoru yok Melis bir tarafımda. Daha yeni konuştuk kızla konuşma fırsatım olmadı seninle direkt yata gittik. Hem boşuna kuruntu yapıyorsun zaten orası ayrı bir konu da."
"Kuruntu mu?" Telefonu yana bırakarak ona döndüm. "Anlayamadım Miran?"
"Anlatayım." Doğruldu oda. "Kızın şimdiye kadar hiçbir yanlışı olmadı. İşinde gücünde birisi ve sen sırf kızdan durduk yere şüphe ediyorsun diye işindeki yerinden olacak bence yeterince kötülük yapıyoruz ona. O yüzden acele etmeye gerek yok zaten kötüyüz."
"Sen bu kıza neden bu kadar sahip çıkıyorsun?"
"Ne alaka şimdi? Sahip falan çıkmıyorum Melis."
"Çıkıyorsun Miran hatta baya baya sahip çıkıyorsun. Bir adamın bana istekle baksa ona ne yaparsın?"
"ÖLDÜRÜRÜM!" Masaya vurdu elini.
Hafifçe yerimde sıçrardım.
"İyi. Didem'i öldürürsem şaşırma."
Telefonu alıp kalktım. Miran'a yürüdüm. Gözleriyle takip etti oda. Telefonu önündeki masaya bırakıp çıktım odadan. Salona geçip koltuğa oturdum. Elimdeki yüzüğe baktım. Acaba cidden kızı kuruntu mu yapmıştım... Ama benim hislerim kolay kolay yanlış çıkmaz ki. Telefonuma bakındım etrafa ama film odasında kalmıştı. Nefesimi dışarı verdim yavaşça. Gidemezdim ki oraya. Uzanıp sehpadan bir kitap aldım. Ama dergiymiş. Resimlere bakıyordum.
Yandan film odasına baktım Miran hala çıkmamıştı. Sonunda elinde benim telefonumla geldi oturdu yanıma dizime bıraktı telefonumu.
"Abartıyorsun haberin olsun."
Bakmadım ona telefonumu aldım sadece dizimden.
"Çıkıyorum ben." dedi yanımdan kalkarak.
"Git git kaç." gözlerimi devirdim.
"Bak sinirlendirme beni."
"Sinirleniyor musun?" Başımı kaldırıp yüzüne baktım. "Senin bana tahammülün kalmamış Miran farkında mısın?"
"Saçma şeyleri büyütüyorsun ne bekliyorsun?"
"Miran seni kıskanmamın neresi saçma?"
"Kızla aramda bir şey yok."